English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diggin

Diggin translate Turkish

163 parallel translation
Why should I stake you to go diggin'for gold?
Altın aramaya gittiğini nereden bilebilirim?
# And it was worse than where they're diggin'coal #
# Yeri ise kömür madeninden beterdi #
We busted our backs diggin'this stuff out, boss.
Bunları arayıp bulmaktan sırtımız ağrıdı, patron.
- Sing louder! - We're diggin
- Daha kuvvetli!
We're diggin', Leo
- * Kazıyoruz, kazıyoruz Leo *
I got this diggin'.
- Toprak kazarken oldu.
What have you been diggin', pop?
- Nereyi kazıyordun ki Pop?
Diggin'in the garden back of my garage.
Garajımın arka tarafındaki bahçeyi.
They're diggin'up my graves!
Mezarımı kazıyorlar!
Everybody is lookin'for gold and you're diggin'a farm?
Herkes altın arıyor ve sen çiftlikle mi uğraşıyorsun?
You'd better start diggin'.
Aramaya başlasan iyi edersin.
All right, Joy Boy, go tell Darcey that the Dude ain't available cos he's diggin'up a husband for some old souse cos he's nuts about her apples.
Darcey'e git ve Züppe'nin şu an müsait olmadığını, çünkü elmalarıyla kafasını bozduğu yaşlı ayyaşa koca bulmaya çalıştığını söyle.
I'm diggin'you...
Ben kazıcıyım...
Now get over there and start diggin'!
Şimdi hemen oraya gidip kazmaya başlayın!
Last time I saw him, we were diggin'in.
Onu son gördüğümde, çukur kazıyorduk.
- I think we oughta have lunch, take a little rest, and then you start diggin'.
- Önce yemek yiyelim, sonra biraz dinlenelim ve kazalım.
You're diggin'my grave, because you're killin'me by leaving me here.
Mezarımı kazıyorsun, çünkü burada bırakarak beni öldürüyorsun.
Keep diggin'.
Senin olsun.
'Cause they were diggin in our behind real good.
Çünkü arkamızdan kuyu kazmakta üstlerine yok.
They'll wish their fathers had never met their mothers when they start diggin'the bottoms out and slammin'into them rocks.
Analarından doğduklarına pişman olacaklar. Hele kayalara bir bindirsinler de...
We ain't got time for diggin'.
Onu gömmeye vaktimiz yok.
Instead of digging praddies I'll be diggin lumps of coal...
lnstead of diggin'praddies l'll be diggin'lumps of Coal
- I'm diggin', comrade principal.
- Kazıyorum yoldaş müdür.
You're diggin'your own grave with that shovel career-wise.
Şu kürekçilik mesleğinle, kendi mezarını kendin kazıyorsun.
You're diggin'my grave here with B.A.
Mezarımı kazıyorsun.
How long is this hole-diggin'shindig gonna last?
Bu toplantı saçmalığı kaç saat sürer canım?
I mean, you're diggin on me and him.
Demek istiyorum ki hem bana, hem ona kur yapıyorsunuz.
- You're diggin'your own grave.
Sen söyle. - Myer, mezarını kazıyorsun.
There's a lot more of those can-diggin'grill-crackin'things.
O şeylerden daha bir sürü var.
I suppose diggin in cow dung is fun.
Keyfine bak. İnek gübresi eşelemek eğlencelidir, değil mi?
If they catch you here diggin'up graves, they'll put you away and you'll never get out again.
Seni mezarları kazarken yakalarlarsa seni götürürler. Bir daha da dışarı çıkamazsın.
Everything's part of the contest, Doc, and so far you ain't been able to keep up with me at anything except posthole diggin'!
Her şey yarışmanın bir parçasıdır, Doc direk çukuru kazmak dışında benimle hiçbir konuda boy ölçüşemedin!
Uh, the way I see it, I bested you in roping', wrangling'and drinkin', and you got a leg up on me... in poker, posthole diggin'and dancin'.
Gördüğüm kadarıyla, seni kement atmada kavgada, ve içkide yendim sen ise brni, pokerde direkt çukuru kazmada ve dansta yendin.
He's diggin'it.
Ama, iyi gidiyor. Başladı işte.
She's doin'it. She ain't diggin'it.
Bir şeyin başladığı yok, kıvranıyor.
Joanna, you been diggin'holes out here again?
Yine buraları mı kazıyorsun?
# Diggin'and drilling'a hole
# Diggin'and drillin'a hole
Diggin'up little Gage.
Küçük Gage'i kazıp çıkarmak.
He's diggin'tunnels. Now she's gettin'serious dick action.
Durmadan tüneller açıyor.
Could you please stop diggin'.
Şunu bir kesebilir misin?
Somebody clever enough to go diggin'around to find out things he could use to make you look guilty.
Etrafını kazıp seni suçlu gösterecek kadar akıllı.
How long are you gonna be diggin'up these bones?
Şu kemikler için daha ne kadar kazacaksınız?
Uh! These things are really diggin'in!
Zar zor hareket edebiliyorum.
'Bout some student hitting'the dirt and diggin'in like wile E. Coyote.
Bir öğrencinin yere çarpıp çizgi filmlerdeki gibi krater açması.
If you run, we're gonna be diggin'a hole for you. You got that?
Kaçacak olursan, senin için de bir tane kazarız.
Don't think for one minute you're not diggin'into Angie's drug operation.
Angie'nin uyuşturucu işine gireceğini bir dakika bile düşünme.
# # Oh, we're diggin'... # # Hey, man, do you have to sing?
Şarkı söylemek zorunda mısın?
- They were diggin'. - Digging!
- Kazıyorlardı.
Hey, where should we start diggin'once we get over there?
O tarafa geçince nereyi kazmalıyız?
You keep diggin'until you score that goal!
Golü atana kadar devam edeceksiniz.
- When Cleon was diggin'the hole.
- Sen ne diye onunla gitmedin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]