English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dignitaries

Dignitaries translate Turkish

152 parallel translation
And you, Athenians, you citizens of the capital of the world, you representatives of its culture, you dignitaries, emissaries, whom I find in Persia still conspiring with Darius as you did against my father, you will be held with us as hostages for Athens'fickle favours.
Ve siz, Atinalılar siz dünyanın başkentinin yurttaşları, siz onun kültürünün temsilcileri siz ileri gelenler, elçiler, Pers'te Darius'la hala işbirliği içinde bulduğum sizler babama karşı da böyle davranmıştınız Atina'nın desteği için bizim yanımızda rehin olarak kalacaksınız.
There will be a lot of dignitaries, newspapermen out there.
Orada birçok yüksek rütbeli ve gazeteci olacak.
Not one of these crying dignitaries will know or will want to know by what necessity and for what reasons
şu ağlayan rütbeli adamlardan kimse bilmeyecek yada öğrenmek istemeyecek neden, hangi zorunluktan dolayı
Press, government officials, visiting dignitaries.
Basın, hükümet görevlileri yüksek mevkiden konuklar.
There's a pandemonium of pride as the Mercury astronaut arrives at City Hall to be welcomed by the mayor and other privileged dignitaries a moment long to be remembered by all who witness this stirring event.
Merkür astronotlarının, şehir meydanında Belediye Başkanı ve şehrin diğer ileri gelenleri tarafından karşılanması esnasındaki kıyamet gibi kalabalık bu olaya tanıklık edenler için hep hatırlanacak bir anı olarak kalacak.
What with dignitaries of your stature lending the weight of your statesmanship to the fulfillment of our objectives,
Sizin mevkiniz sayesinde, devlet adamı sıfatınızı kullanarak amaçlarımızı gerçekleştireceğimize inanıyorum.
"Among the distinguished guests will be cabinet ministers, " church dignitaries, as well as members of malta's elite.
Seçkin konukların arasında bakanlar ve kilise ileri gelenleriyle Malta'dan önemli kişiler de olacak.
Party and government dignitaries... lead workers... farmers, teachers, and academics.
Parti ve halkın önde gelenleri... işçi önderleri... çiftçiler, öğretmenler ve akademisyenler.
The president, dignitaries from all over the world will be coming.
Başkan ve tüm dünyanın ileri gelenleri geliyorlar.
This morning, the President met in the Oval Office with foreign dignitaries and cultural exchange students from the Republic of China.
Bu sabah sayin Baskan Oval Ofis'te... Çin Halk Cumhuriyeti'nden gelen kültürel degisim programi ögrencileri ile görüstü.
Most honorable civilian, military and church dignitaries.
Halkın, ordunun ve kilisenin en saygıdeğer şahsiyetleri.
Sergio Devoto's Driving Academy which teaches evasive driving to the chauffeurs of such dignitaries as General Alexander Haig President Giscard d'Estaing, Mick Jagger...
Sergio Devoto'nin Akademisi şoförleri ince sürüş teknikleri öğrettiler bu şoförlerin arasında General Alexander Haig Başkan Giscard D'Estaing, Mick Jagger vardı...
Yet men governments, dignitaries from all over the world have joined hands today to pay homage to this little brown man in the loincloth who led his country to freedom.
Ama dünyanın her yanından insanlar, hükümetler, ileri gelenler ülkesini özgürlüğe götüren peştamallı bu küçük adama saygılarını göstermek için el ele verdiler.
You said after the war you handled trains for visiting dignitaries. - After the war, yes.
Savaştan sonra ziyarete giden kodamanları taşıyan trenlerle ilgilendim demiştiniz.
But they managed, with time, to gain influence over various Nazi dignitaries from the SS and to use it in a way which led systematically to an improvement of conditions within the concentration camp itself.
Ama, zamanla,... bazı Nazi SS'lerinden kodaman tipleri etkilemeyi başardılar ve bunu, toplama kampındaki koşulları sistematik olarak düzeltilmesini sağlayacak şekilde kullandılar.
One of the former highest dignitaries of San Pedro who was murdered... like your husband.
San Pedro'nun eski yüksek mevki sahibi adamlarından biri. Eşiniz gibi öldürülen biri.
That's no excuse to insult foreign dignitaries.
Bu yabancı misafirlerimizin saygısızlığımızın mazereti olmaz.
We're in orbit around Antede lll, awaiting two dignitaries.
Antede III yörüngesinde, iki ruhani lideri beklemekteyiz.
How degenerate a people's tastes must be, bowing to dignitaries with their pompous display.
Insanlarin zevkleri o kadar bozulmus ki, fiyakali gorunuslerile ileri gelenlerin onunde iki buklum oluyorlar.
Got to greet dignitaries.
İleri gelenlerle görüşmeliyim.
Something about the mayor and politicians and dignitaries that troubles me a bit.
Something about the mayor and politicians and dignitaries that troubles me a bit.
The only people on board were Storm Troopers, dignitaries, Imperialists.
Gemideki kişiler, Fırtına Askerleri, asilzadeler ve emperyallerdi.
Presidential Suite, gentlemen, normally reserved for royalty, visiting dignitaries, illustrious stars of stage and screen.
Başkanlık süiti, beyler normalde sadece kraliyet ailesi yüksek rütbeli kişiler sahnelerin ve ekranların yıldız sanatçıları için ayrılmıştır.
I want the Martians to be treated like foreign dignitaries.
Marslılara önemli yabancı konuklar gibi davranılmasını istiyorum.
Funny... I don't remember that but then again, so many Romulan dignitaries died unexpectedly that year.
Tuhaf... bunu hatırlamıyorum ama ayrıca o yıl, birçok Romulan devlet adamı beklenmedik biçimde öldü.
And, occasionally various foreign dignitaries, such as yourself.
Bazen de,... senin gibi yabancı devlet adamlarını götürüyorum.
Then we have to assume that everyone at the outpost including the Cardassian and the Bajoran dignitaries, is dead.
Öyleyse Kardasya ve Bajor devlet adamları da dahil olmak üzere karakoldaki herkesin öldüğünü kabul etmek zorundayız.
You must help them face a new century and the Western dignitaries who will now be coming into our home.
Yeni bir yüzyılı karşılamalarına yardım etmelisiniz. Ayrıca, eve gelecek olan rütbe sahibi Batılıları karşılamasını da.
It's not wise to plead poverty to foreign leaders, then spend a fortune on their dignitaries.
Yabancı liderlere yoksulluğumuzu anlatıp, sonra da ileri gelenleri için para dökmek pek iyi fikir değil.
Antimatter fireworks, longwinded dignitaries, a Vulcan children's choir.
Antimadde havai fişekleri uzun konuşmalar, bir Vulcan çocuk korosu.
Dignitaries, speeches...
Yüksek rütbeliler, konuşmalar...
At least our hands would be free to greet dignitaries and stuff. Sorry.
Ve en azından önemli kişilerin tebrikini kabul etmek için ellerimiz boş kalırdı.
... the proceedings. The first dignitaries started to arrive about an hour ago, greeted with a garden-party atmosphere designed to entertain them as the others traversed the rigid security.
Liderler bir saat önce gelmeye başladılar ve bir açık hava partisi atmosferi ile karşılanıyorlar ; çevrede ise sıkı bir güvenlik var.
Specially designed protect visiting dignitaries.
Konuklarımızın güvenliği için özel imal edildi.
The prime minister arrived in Parkes.... received by the United States ambassador.... and local dignitaries eager to see the historic landing.
Başbakan da Parkes'a geldi.... Amerikan Büyükelçisi ve bölgenin ileri gelenleriyle....... birlikte tarihi inişi görmek için sabırsızlanıyorlar.
... at the discretion of the management or the possible exception of visiting dignitaries.
- yönetimin yetkisine göre... veya muthemel önemli bir zat'ın ziyaretinde.
Although the dignitaries wanted to meet Monroe she refused to appear.
Konuklar Monroe'yu görmek istiyordu ama o gelmeyi reddetti.
Entertains dignitaries, diplomats.
Politikacıları, diplomatları eğlendirir.
Remember, the Castalian dignitaries have musical cues for everything.
Hatırla, Castalian ileri gelenleri herzaman müzikal işaretler kullanıyorlar.
Certain dignitaries have the power to shield their activities.
Bazı ruhani liderler bu güce sahip faaliyetlerini korumak için.
Transporting a group of Alliance dignitaries to a security meeting.
Bazı ittifak yetkililerini, bir çeşit güvenlik toplantısına götüreceğim.
Usually foreign dignitaries wait Until they're on board to meet their violent deaths.
Yabancı devlet adamları genellikle vahşi ölümleriyle gemilere bindiklerinde karşılaşıyorlar.
But with the mobile oppression palace... A few dignitaries can oppress your entire planet for pennies a day!
Ama artık Mobil Zulüm Sarayı ile bir iki yöneticiyle tüm gezegeni yönetmenin günlüğü bir kuruşa geliyor!
With rings turned inwards, he squeezed the hands of dignitaries so hard they would cry out.
Ziyarette bulunan devlet ileri gelenleriyle yüzük topuzlari içeri dönük elleriyle öyle bir tokalasirdi ki adamlar aciyla bagirirdi.
Ml5 oversees the protection of the PM, Queen and visiting dignitaries.
Ml5 her zaman Kraliçe'yi, Başbakan'ı ve ziyaret eden devlet büyüklerini koruma işini yönetir.
I'm such a fool, always embarrassing myself in front of visiting dignitaries
O kadar aptalım ki, kendimi her zaman önemli misafirler karşısında utandırıyorum.
See, wining and dining Air Force dignitaries is common in our business.
Hava Kuvvetleri çalışanlarını yemeğe çıkartmak işimizin değişmez bir parçası.
The use of the castle as a resort is sort of a perk for parliament members and dignitaries.
Kalenin dinlence yeri olarak kullanılması parlamenterler ve ileri gelenler için bir eğlence kaynağı.
Your Majesties, Mr. Prime Minister honored guests, dignitaries, I'm Dwight Eisenhower Allied Expeditionary Force, European Theater of Operation.
Majesteleri, Sayın Başbakan sayın konuklar, ben Dwight Eisenhower Avrupa Cephesi Müttefik Kuvvetler Ana Karargâhı başkomutanı.
You dignitaries, I welcome you.
Saygıdeğer insanlar, sizleri selamlarım.
I suggest an engagement party with all the Hong Kong dignitaries and your friends.
- Resepsiyon mu? - Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]