English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dine

Dine translate Turkish

1,696 parallel translation
Would it please His Majesty to dine with the Supreme Commander today?
Majesteleri, bugün başkomutan ile yemek yemekten memnun olur mu?
We'll wine, dine and have fun, what say?
Yiyeceğiz, içeceğiz, eğleneceğiz, tamam mı?
You want to expose him to further danger... by having him join a religion they equate with evil?
Şeytanla bir tuttukları dine sokarak bu çocuğu tehlikeye atmak istiyorsun.
And I suppose it was a mistake saying that Mother Teresa and other women of the cloth are only nuns because they're ugly.
Herhalde rahibe Therasa ve diğer kendini dine adamış kadınların sadece çirkin oldukları için rahibe olduklarını söylemen de bir hataydı.
I heard you can dine up there.
Orada yemek yenilebileceğini duymuştum.
Whenever dine here, I choose this.
Ne zaman burada yemek yesem, ben de hep bunu seçerim.
I know it's not a Christian thing to say but I cannot abide this parson and his new ways.
Çok dine aykırı ama bu papazı sevmiyorum.
No matter what your religion or what you consider to be correct. Everyone knows when something is wrong.
Hangi dine inanırsan inan, doğrunun ne olduğunu düşünüyorsan düşün, herkes yanlışın ne olduğunu biliyor.
Were I only to dine in houses where I approved of my host, I wouldn't eat out much, I'm afraid.
Sadece beğendiğim kişilerin evine gidecek olsam, pek dışarı çıkamam.
apparently. he's turning the 4400 into some kind of religion?
- 4400'ü bir çeşit dine mi çevirmeye çalışıyor?
I wine'em and dine'em, but I don't let'em tell me what to do.
Onları yediririm içiririm ama bana ne yapacağımı söylemelerine izin vermem.
Yeah, she'd wine and dine these guys, buy them expensive gifts, send flowers to their... uh, mothers, wives and girlfriends.
Müşterileriyle yer içer, onlara pahalı hediyeler alır, adamların annesine, eşlerine veya kız arkadaşlarına çiçek gönderirdi.
After the show, he asked me to dine at his table.
Şovdan sonra, onun masasında yemek yememi istedi.
Now dine with them.
Şimdi de onlarla yemek ye.
He's got to wine and dine his own girlfriend?
- Onu yedirip içirmek zorunda mi?
Start a religion.
Dine sarıl.
Why do you think Mr. Timberlake is choosing to dine out of the West End?
Sence neden Bay Timberlake Batı Yakasında yemek yemeyi tercih ediyor?
They keep people from doing the dine and ditch.
İnsanların yiyip kaçmasını engelliyorlar.
Or perhaps we could dine together... in your room.
Ya da belki senin odandan birlikte yeriz.
Well, Marty. Far be it for me to offend members of any religion, but if I am an Islamic fascist right now, I have to take this as an omen.
Marty, dandik bir dine inananları kızdırmak değil niyetim ama şimdi ben kökten dinci biri olsaydım, bunu bir işaret olarak sayardım.
Yeah, where they live, where they go to school, shop, dine out, who cleans their pools, who fixes their cars...
Evet, yaşadıkları, okudukları alışveriş yaptıkları, yemek yedikleri yerler. Havuzlarını kim temizler, arabalarını kim tamir eder.
And I definitely don't want to dine with Caleb Nichol.
Ve kesinlikle Caleb'le akşam yemeği istemiyorum.
Because this is the place that you made me do... do the dine-and-dash thing on Dare Night!
Çünkü orası bizim'Dare Night'da hesabı ödemeden kaçtığımız yer!
We shall all dine together as equals.
Eşitmişiz gibi birlikte yemek yiyeceğiz.
That is sacrilege.
Bu dine saygısızlık.
I have made a vow to Jupiter.
Bu dine aykırı olur. Jupiter'e and içtim.
Bart, we're here to bring you back to the one true faith, the Western branch of American Reform Presbylutheranism.
Bart, seni tek gerçek dine geri döndürmek için buradayız. Amerikan Reform Pletirbunezimin batı mezhebine.
You're gonna dine on it for a while?
Bir süreliğine bunun üzerinde çalışmak mı istiyorsun?
Luring them into an oppressive religion, or worse, killing them for rejecting it?
Onları baskıcı bir dine çeken veya daha kötüsü, reddettikleri için öldüren?
Lieutenant Colonel... it would be my pleasure that you dine with us this evening.
Yarbay bu gece bizimle yemek yemeniz benim için bir zevk olacaktır.
Is that what he was doing, trying to get religion so he could get parole?
Yaptığı bu muydu yani? Tahliyeye alabilmek için mi dine sığınmıştı?
graveyard shift proofing contract for hotshots lawyer while they whine and dine about their jobs
Gece mesaisinde. Ünlü avukatlar Balthazar'da şarap içip yemek yerken, biz onların anlaşmalarını düzeltiyoruz.
Old monuments were rebuilt, traditional religion restored, and the new king was given a queen, his sister, Ankhesamun.
Eski abideler yeniden inşa edilmiş, geleneksel dine geri dönülmüştü ve yeni krala bir kraliçe sunulmuştu, kız kardeşi Ankhesamun.
No, a whole team of lawyers, who will dine on mustard flown in from the Orient.
Yok, bir grup avukat... Doğudan getirilmiş hardal yedireceğim onlara.
Shall we all dine together here at the inn?
Şöyle hep birlikte kendimize bir ziyafet çekelim mi?
Tonight we dine with Mr Bayham Badger.
Bu akşam Bay Bayham Badger ile yemek yiyeceğiz.
He's a felon who had his soul stolen by that foreign religion and abandoned this country.
Yabancı bir dine gönül verip ülkesini terkeden bir suçlu.
Do you believe in the truth,
Düzenin Birliğine, yeni dine inanıyor musun?
Yes, you can turn to religion or family and friends... but in the end, you're still in agony.
Evet, dine, ailene ya da arkadaşlarına dönersin ama sonunda, hâlâ acılar içindesindir.
Shall we dine later?
Sonra yemek yiyelim mi?
When were you hoping to dine with us?
Hangi tarihte bizimle olmayı istiyorsunuz?
Ready your breakfast and eat hearty for tonight we dine in hell!
Kahvaltınızı hazırlayın ve bolca yiyin çünkü bu akşam yemeğimizi cehennemde yiyeceğiz!
Well, as it turns out, cars and trucks that turn into robots aren't really that blasphemous because my pastor says that machines can turn into other machines and it's not a sleight against God.
Arabaların ve kamyonların robotlara dönüşmesi o kadar dine aykırı bir durum değil çünkü papazım der ki bu makineler diğer makinelere dönüşebilir ve bu da Tanrı'ya karşı bir hile değildir.
That sounds like a very lonely religion.
Çok yalnız bir dine benziyor sizinki.
But it much prefers to dine on juicy shellfish especially sea scallops.
Fakat lezzetli kabuklu deniz Hayvanlarını yemeyi tercih eder özellikle deniz tarağını.
" Grandpa I'd let wine and dine me.
" Büyükbaba benim hakkımdan gelmene müsade edeceğim.
Will yöu please teach me how to dine like gentleman?
KATHIE B. MARTIN Görgü Kuralları Koçu KATHIE B. MARTIN Görgü Kuralları Koçu Lütfen bana beyefendi gibi yemek yemeyi öğretir misiniz? Lütfen bana beyefendi gibi yemek yemeyi öğretir misiniz?
If I heard you rightly, the duke hath put on a religious life and thrown into neglect the pompous court?
Yanlış anlamadıysam dük kendini dine adadı ve şatafatlı sarayı umursamıyor mu?
Car-ra-dine.
Car-ra-dine.
I thought I'd better have a day or two in London to mug up, wear a dress I didn't actually make myself, dine here, for instance, and learn how to use the knives and forks
Kendimin dikmediği bir elbise giymek. Burada yemek yiyip, çatal bıçağın kullanılışını öğrenmek, masada kendimi küçük düşürmemek için.
I love to attack religion, because I think it is..
Dine sataşmayı seviyorum çünkü bence din gelmiş geçmiş en büyük beyin yıkama aracı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]