English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dino

Dino translate Turkish

769 parallel translation
Dino is handsome, wealthy, and has one of the oldest titles in Europe.
Dino yakışıklı, zengin, ve Avrupa'nın en eski eserlerinden birine sahip.
- I'll ask Dino to get it for you.
- Dino'dan onu senin için getirmesini rica edeceğim.
Well, just in case it was instinct... perhaps we'd better warn our friend about Dino before she meets him.
Yani, her ihtimale karşı, içgüdüsel olabilir belki de Dino ile tanışmadan önce, arkadaşımızı onun hakkında uyarsak iyi ederiz.
- It's the home of the prince, Dino Dessi.
- Bir prensin evi, Dino Dessi.
Dino?
Dino mu?
Prince Dino is there with Shadwell discussing some paintings he's donating.
Tek bir şey.Prens Dino orada bağışta bulunduğu bazı tablolar için, Mr.Shadwell'le tartışıyor.
Dino, take the advice of an old friend.
Dino, eski bir dostunun tavsiyesini tut.
Dino told me of your interference in Venice.
Dino Venedik'te yaptıklarınızı anlattı bana.
- And Dino is a friend of mine.
- Dino da benim arkadaşım.
Dino's fond of art, and Maria was born in a museum.
Dino sanata düşkün, Maria ise bir müzede doğmuş.
Yes. I'm told that the Prince Dino Dessi often dines here.
Bana Prens Dino Dessi'nin akşam yemeklerini genellikle burada yediği söylendi.
- Buona sera, Dino.
- İyi akşamlar, Dino. Nasılsın?
Dino, you're in the hands of an expert.
Dino, bir uzmanın ellerindesin.
Now, Dino, you must stop saying that you like everything I like.
Dino, benim hoşlandıklarımdan hoşlandığını söylemeyi bırakmalısın.
Dino, bring my blue shawl.
Dino, mavi şalımı getir.
Go away, Dino.
Sen çık, Dino.
Dino, you are much too quick.
Dino, çok hızlısın.
Dino, bring us some wine.
Dino, bize biraz şarap getir.
- Dino, l-I think...
- Dino, ben... ben sanırım...
Dino, please don't say anything more.
Dino, lütfen daha fazla birşey söyleme.
Oh, Dino.
Oh, Dino.
Dino, if...
Dino...
And I've got to talk to Dino.
Ve Dino'yla konuşmalıyım.
You know what you want, Dino.
Ne istediğini biliyorsun, Dino.
Looked like a dinosaur-eggbeater to me.
Bana daha çok bi dino-koptermiş gibi göründü.
How are you, Dino?
Nasılsın Dino?
Give it to Dino.
Onu Dino'ya ver...
Dino, Dino, little Dino...
Dino, Dino, küçük Dino...
That had been his uncle's name, his godfather's.
Dino onun büyükbabası ve amcasının adıydı.
But Dino is a vulgar name.
Ama Dino kaba bir isim.
You are Mr. Dino, yes?
Siz Bay Dino'sunuz değil mi?
Dino, do you know that you're acting strange with all these questions?
Dino, bu sorularla ne kadar garip davrandığının farkında mısın?
Dino?
Dino?
Master Dino will take off his trousers and you shall wash and iron them.
Bay Dino pantolonunu çıkartacak, sen de onu yıkayıp ütüleyeceksin.
- Hi, mama. - Oh, Dino!
Selam anne.
I've told you, Dino.
Sana söylemiştim Dino.
You know what, Dino?
Biliyor musun Dino?
Mama, meet Dino.
Anne, Dino ile tanış.
Don't hate me, Dino.
Bana bozulma Dino.
This time I'm not going to give you money.
Bu kez sana para vermeyeceğim. Üzgünüm Dino.
I'm sorry, Dino. I find it stupid that you're paying rent when you could live with every commodity in your own house.
Burada, evinde her türlü malın mülkün içinde yaşayabilecekken gidip kira ödemeni aptalca buluyorum.
- What is it, Dino?
- Nedir o Dino?
She's a tramp, Dino.
O bir sürtük, Dino.
Dino, you know where the combination for the safe is.
Dino, kasa şifresinin yerini biliyorsun.
Listen, Dino, I have to tell you that I can't marry you.
Dino, seninle evlenemeyeceğimi sana söylemeliyim.
Dino!
Dino!
- Hello, Dino.
- Merhaba, Dino.
You're rich, Dino, very rich.
Sen zenginsin Dino, çok zengin.
Oh, okay Dino.
Tamam Dino.
You're introducing me as Dino?
Beni Dino diye tanıştırdın?
Oh, Dino, I have to run.
Dino, gitmem gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]