Dip translate Turkish
2,450 parallel translation
And so the stranger basks in the adulation of his new friends, sinking deeper into the guacamole of his own deception.
Böylece yabancı, keyifle yeni dostlarının övgülerinin tadını çıkarır. Kendi yarattığı aldatmacanın dip sosunun derinliklerine batarak.
Well, I don't know about you all, but I could sure go for a dip.
Şey sizi bilmem ama ben balıklama bir dalacağım.
Even better bean dip.
- Fasulye ezmesinden bile iyi.
That's not bean dip!
- Bu, fasulye ezmesi değil!
Oh, my God, you're bean dip girl.
Aman tanrım, ezmeci kız.
You're bean dip girl?
- Sen ezmeci kızsın? - Ta kendisiyim.
Have you been bean dip girl the whole time?
Onca zaman ezmeci kız mıydın?
We could, uh, hike a dip in the pool or something.
Havuza falan gireriz.
Nah, Candy, I can't just dip out on you like that, man.
Hayır Candy, seni öylece yüzüstü bırakamam.
Ready for the big dip?
Dalmaya hazır mısın?
- No? - No. Why don't you get a little dipping tray and dip the dog in Pepto?
Öyleyse sosun içine ilacını at, sonra da sosislini sosuna batır, al sana çözüm.
We can dip them in chocolate fondue, and get cheese from the nice part of the store.
Onları çikolata fondüsüne batırıp marketin en iyi kısmından da peynir alırız.
That wasn't bottom.
Dip o değilmiş.
Maybe it's better if I dip it in the chocolate.
Belki çikolataya batırsam daha iyi olur.
You made that artichoke dip, didn't you?
O enginarı siz yapmıştınız, değil mi?
Well, I guess he didn't read the fine print where I said, - "Don't try this at home." - Thanks, Delgado.
"Evde denemeyin" diye dip not eklemiştim, anlamamış olmalı.
Well, dip me in rock and roll and throw me to the girls.
Beni rock'n roll sosuna bulayıp kızlara vermelisin.
I think I'll go for a dip.
Gidip biraz yüzeceğim.
Solid wave for pink.
Dip dalga Pembe'den yana.
It's blue and black scratching for a solid set wave.
Mavi ve Siyah dip dalgasıyla çırpınıyorlar.
That will be a solid wave for black.
Bu, siyahlı için dip dalgası olacak.
Frogs that are left in the sun form a great toxin on their skin the Indians collect the poison and dip their arrows into it
Kurbağaları güneşte bırakıyorlar. Bu da derilerinde zehir oluşmasına neden oluyor. Sonra bu zehirleri toplayıp, oklarının ucuna takıyorlar.
It would be a shame to leave without taking a dip.
Denize girmeden buradan gitmek yazık olur.
I dip my fries in the shake!
- Patates kızartması sosa batırıp yiyorum!
Who's gonna eat spinach vegan dip?
Ispanaklı vegan sosunu kim yiyecek ki?
Fuck. I left the dip in the trunk.
Siktir ya, sosu arabada unuttum.
♪ Saw Lake Erie on his radar and he thought he'd take a dip. ♪
Radarında Erie Gölü'nü görmüş ve bir dalıp çıkayım demiş.
No, I took too long to get ready. I s going to be a sip and dip day.
Hayır, hazırlanmamız çok uzun sürdü.
Oh, dip!
Olamaz!
Hey dip-schlitz, that's not me.
Hey salaklar, o ben değilim.
Arrogant, selfish snobs do not dip themselves in blue paint and come to sci-fi festivals to impress a guy that they barely know.
Eminim ki kibirli, bencil ve züppe biri, bir adamı etkilemek için..... kendini maviye boyayıp bilim-kurgu festivaline gelmez.
♪ When your ego takes a dip ♪
# When your ego takes a dip #
The key to burning an ex-wife effigy is to dip it in paraffin wax and then toss the flaming bottle of isopropyl alcohol... From a safe distance.
Eski eş kuklası yakmanın anahtar yolu kuklayı parafin mumuna yatırıp daha sonra yanan izopropil alkol dolu şişeyi kuklaya güvenli bir uzaklıktan fırlatmaktır..
Said you have to dip the dagger in the remains of an ash tree that dates back to the Originals.
Hançeri asıllardan bu zaman gelen dişbudak ağacının kalıntılarına batıracakmışız.
Gun down in his dip.
Belinde tabanca var.
The band plays down by the riverside and they dip their streamers in the water, baptize the parade.
Bando nehir kıyısında çalar. Kağıt şeritlerini suya batırırlar, geçit törenini kutsarlar.
Let's have a dip before I pick up the kids.
Çocukları almadan önce biraz girelim.
Dip a toe.
Parmağını sok.
Just dip a toe.
Parmağını sok.
♪ Dip-Dip-Dip-Dip-Dipped a toe ♪
Parmağını soktun
Time for a little chip and dip.
Biraz yontup biçme zamanı.
Yes. What about a dip?
Sosa ne dersin?
- Do you like a dip as well as a chip?
- Cipsi sosa bandırmayı sever misin? - Evet!
Yes! - You like a chip and a dip?
- Soslu cipsi sever misin?
- Bad news, I have no dip. - ( Moaning )
Kötü haber, ben de sos yok.
So I figured why not dip into your personal Till we collect on accounts due?
Ben de, parayı denkleştirene kadar neden senin kişisel hesabından para çekmiyoruz diye düşündüm.
Welcome to rock bottom.
Çevrene bak. Dip noktasına hoşgeldin.
Like, you take us, and we are little dancers and you dip us in other cultures.
Bizi böyle tutup küçük dansçılar gibi diğer kültürlere batırabilirsin.
I've taken a dip in the Sea of Eros myself at times.
Bir zamanlar Eros denizine dalmıştım.
Actually, Crawfish dip?
Kerevit sosu?
Want to dip your toes in?
Ayak parmaklarını daldırmak ister misin?
dipshit 94
dipping 59
dipper 259
dipstick 16
diplomacy 27
diplomats 17
diplomatic immunity 23
diphtheria 22
dipping 59
dipper 259
dipstick 16
diplomacy 27
diplomats 17
diplomatic immunity 23
diphtheria 22