Disciple translate Turkish
446 parallel translation
He's a disciple of Aristophanes.
Aristophanes'in bir havarisi.
By his disciple, who sat at his left hand.
Sol tarafında oturan müridi.
I'm not a disciple like the rest of them.
Diğerleri gibi onun hayranı değilim.
That's the Sleeping Buddha of Polonnaruwa... and his faithful disciple Ananda.
Bu, Polonnaruwa'nın Uyuyan Budası... bu da onun sadık müridi Ananda.
Make me your disciple!
Müridiniz olmama izin verin!
Disciple?
Mürit mi?
Take me as your disciple!
Beni müridiniz olarak yanınıza alın!
You can't be my disciple.
Sen benim yamağım olamazsın.
A bad disciple. - You're a pretty bad mother yourself
- Sen çok kötü bir annesin.
- She's become Lord Buddha's disciple
- O Efendi Buddha'nın müritlerinden oldu.
You couldn't have a more loyal disciple of empathicalism than I.
Empatikalizmin benden daha sadık bir taraftarı olamaz.
We have not only the opportunity to slay the devil's disciple but the devil himself!
Burada, Hillsboro'da, sadece şeytanın müridini değil, şeytanın kendisini de öldürme fırsatını yakaladık.
The Master's disciple, Peter, is here in Rome.
Efendinin havarisi, Peter, Roma'da.
Disciple.
Dikkatsizlik.
Sure, the one about Rama Krishna and his disciple.
Tabii ki Rama Krishna ve müridiyle ilgili olanı.
He has this disciple who doesn't believe in his master's teachings.
Efendisinin öğretilerine inanmayan Öğrencilerinden biri...
The disciple walks back and forth across the water.
Öğrencisi suyun bir tarafından öbürüne ileri geri yürümeye başlar.
Once upon a time there was an old wiseman like you who had a young disciple...
Bir zamanlar senin gibi yaşlı bir bilge varmış. Kendisi gibi genç bir müridi varmış.
For the disciple a whole lifetime had passed.
Mürit için koca bir ömür geçmiş.
I was the humble disciple of the greatest philosopher ever.
- Ben en büyük filozofun hakir görülen öğrencisiydim.
As the eldest disciple it should be mine
En kıdemli öğrenci olarak o bende olmalı.
In the course of which he had journeyed throughout central Europe... accompanied by his one and only faithful disciple, Alfred.
Orta Avrupa'nın derinliklerine yaptığı yolculukta sadık yardımcısı Alfred ona eşlik ediyordu.
I have done well, She is perfect, A disciple who mirrors my own image,
Helal olsun bana. Kız bir harika. Tıpkı, suretimi yansıtan bir talebe gibi.
A disciple who mirrors my own image, The essence of evil,
Tıpkı, suretimi yansıtan bir talebe gibi.
I've become Mui's senior disciple His old sickness is creeping up on him Once he dies, he'll leave me the Sword
Üstad Mui'nin öğrencisi oldum o hasta ve yaşlanmaya başladı öldüğünde, kılıcı da ele geçiririz
You're my senior most disciple... and I should give it to you
Sen en kıdemli öğrencimsin... geleneklere göre sana vermem uygun olur
And you consider yourself a disciple of Plato?
- Kendini Plato'nun öğrencisi mi sandın?
A daring disciple?
Bir cesur çömez!
That there are deviant blood ceremonies among Italians, where the blood of the teacher is mixed with the blood of the disciple... that's perverted!
Havari kanının hoca kanına karıştığı kanlı ve sapkın törenler var İtalyanlar arasında... Bu sapıklıktır...
"To Albert, from his young disciple."
"Genç öğrencisinden AIbert'a."
Disciple Caine, Disciple Lin Wu, you are both excellent young men.
Mürit Caine, mürit Lin Wu, her ikiniz de çok mükemmel gençlersiniz.
Let it be Disciple Caine, for l know him to be my superior.
Mürit Caine'i seçin çünkü benden daha üstün.
Let it be Disciple Lin Wu, for l do not wish to contend against him.
Mürit Lin Wu'yu seçin çünkü onunla yarışmak istemiyorum.
One day a disciple asked Jesus what would have happened if it had not only been an unfaithful woman but an outright whore.
Bir gün bir öğrencisi İsa'ya ; bir kadın sadakatsiz değil ama alenen fahişelik yaparsa ne olacağını sordu.
This is by Ludovico Cordi a disciple of Alessandro Allori.
Bu, Ludovico Cordi'nin bir eseri... Alessandro Allori'nin öğrencilerinden.
You're not qualifiedto be a Shaolin disciple.
Shaolin öğretisi için vasıfsızsın.
I am Yasube Horibe, disciple of Lord Asano!
Ben, Efendi Asano'nun Yaveri, Yasube Horibe!
I am Gengoemon Kataoka, disciple of Lord Asano!
Ben Efendi Asano'nun yaveri, Gengoemon Kataoka!
One Gengoemon Kataoka, a disciple of Asano, has asked to see his master one last time.
Gengoemon Kataoka, Asano'nun bir çömezi, Efendisini son bir kez görmek arzusunda.
I am Tokubei, a former disciple.
Ben eski çömez, Tokubei.
I am a former disciple of our master.
Ben efendimizin eski yaveriyim.
It is truly a shame that such a great man had to be the disciple of such a lowly rural warlord.
Bağlı olduğu yörenin savaş efendisi olan öylesine muhteşem bir adam için, gerçek bir utanç kaynağıdır.
There's one more disciple of our House
Okulumuzdan bir dostum vardı
I, Gypsy Lord, disciple of Nostradamus and Malachias, who predicted the death of three popes, am here to satisfy your curiosity.
Ben, Çingene Kral, Nostradamus ve üç papanın ölümünü önceden gören Malachias'ın müridi merakınızı gidermek için buradayım.
Even a disciple of Darwin, such as I understand you to be... could not fail to notice the rise of the animal about us.
Darwin'in havarileri bile, ki siz de onlardan birisiniz, aramızdaki hayvanların çoğalışını fark etmeden geçemezler.
As Chueh Yuan is my disciple, we must help him.
Chueh Yuan benim öğrencim ona yardım etmeliyiz
And there he is, back in that lot, the model disciple.
İşte şurada, arkada. Örnek mürit.
A true disciple Knows another's woes
Gerçek bir mürit, Başkasının acısını...
I've been looking at a statue of a disciple of Buddha.
Bir puta bakıyorum.
Of the Queen of Etruria, an ardent disciple of Napoleon.
- Napoleon'un gayretli bir öğrencisi
A disciple.
Bir havari.