English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Disguise

Disguise translate Turkish

2,029 parallel translation
If it's an alien taking these kids, a clown disguise isn't exactly low-profile, is it?
Eğer bu çocukları kaçıran bir uzaylıysa palyaço kılığına girmek dikkat çekme politikası değildir, değil mi?
THEN WE'LL DISGUISE THE WHITE STRIPE ON HIS FACE
Suratındaki biraz boya ile yaptığımız...
You have not even the grace or wit to disguise our names.
İsimlerimizi saklama lütfunda bile bulunmamışsınız.
Thanks to this master of disguise.
Bu kılık değiştirme ustasına teşekkürler.
You have on a disguise?
Sen kılık mı değiştirdin?
So your disguise is this Christmas hat?
Yani senin kamuflajın bu noel baba şapkası mı?
Isn't that like a deep sea anglerfish? In a master of disguise, camouflages itself to blend into its environment and then when an unsuspecting prey passes, it sprays a venom which paralyzes the prey.
- deniz canavrı gibi mi bu şeyleri bilirim, çevrelerine görünmez olurlar aniden ortaya çıkıp, zehiri fıştırtırlar.
I can no longer disguise from you the fact that we are facing a very grave crisis.
Artık sizden içinde bulunduğumuz bu çok ciddi durumu saklayamam.
You're a driver in disguise, you're a screwer by deputy, you're a wringer, a squeezer and a shaver by substitute.
Maskeli bir sürücüsün, sen bir merdanesin, bir sıkıcı ve vekil bir berber.
To disguise myself and follow someone.
Birini izlerken duygularımı gizlerim.
Although they haven't quite mastered a disguise for the Australian suburbs.
Avustralya banliyösünde gizlenme konusunda pek ustalaşmış sayılmazlar gerçi.
All we've gotta do to get inside is disguise ourselves as ugly princesses!
O kapıdan geçmek için çirkin prensesler gibi giyinmeliyiz.
They're collecting intelligence in perfect disguise, so it shall be of help to you.
Mükemmel bir gizlilikle istihbarat topluyorlar, Bunun size bir yardımı olabilir.
With his age, his body, his face He had nerve to disguise himself as Iljimae.
Onun yaşıyla, bedeni, yüzü, kendini Iljimae olarak gizlemesi çok küstahça.
She is an assassin sent by the Rajputs in disguise of a beautiful wife.
O, Rajputların güzel bir eş sıfatıyla yolladığı bir suikastçi!
maybe it's a blessing in disguise.
- Belki de bu Tanrının bir lütfudur.
- We should have used disguise. - Remember...
- Kılık değiştirmeliydik.
This may be a blessing in disguise.
Bu sakatlık belki de bir işaret.
Jill, nice disguise last night.
Jill, dün gece çok iyi kılık değiştirdin.
That's why we disguise ourselves as Black Jackets.
Bu yüzden Siyah Ceketliler olarak kılık değiştiriyoruz.
But my betrayal... Didn't it become a blessing in disguise for you in the end?
Yine de benim ihanetim sonunda senin için çok iyi olmadı mı?
World record! ... in disguise, into the the Israeli teams's lodgings.
... Minsk'den gelen "serçe" hem şanslı, hem şanssız Dünya rekoru parmaklıkların üzerinden tırmanarak,... İsrail'li sporcuların kaldığı bölgeye girdiler.
It's a blessing in disguise.
Bu değişklik iyi oldu.
How clever of him to disguise them as to arab housewives.
Onları Arap ev kadınları olarak sanması onun ne kadar zeki olduğunu gösteriyor.
I even wore a wig to disguise myself for a few days, but it didn't work.
Kendimi saklamak için birkaç gün peruk bile taktım ama işe yaramadı.
Disguise.
Kılık değiştirmek.
They could disguise as a emergency patient and medical staff.
Acil bir hasta ve onun tıbbi ekibi kılığına girebilirler.
The Ancients must be able to see through your disguise.
Eskiler senin esas kimliğini görüyor olmalı.
- It's a disguise. Oh, I get it.
Olacak Steve.
Is it you, Six? In disguise?
Sen misin, Altı... kılık mı değiştirdin?
Why would she need to disguise herself from you?
- Neden senden gizlenme ihtiyacı duysun ki?
you can't disguise it.
Bunu gizleyemezsin.
He never used the same disguise twice.
Aynı kılığa iki kere girmedi.
As the big males compete... smaller males, called sneakers, disguise themselves as females.
Büyük erkekler yarışırken sinsiler denen daha küçük erkekler kendilerini dişilere benzetirler.
Yes, as a master of disguise, you have no equal, my friend.
Kılık değiştirmenin uç noktası bu. Eşsiz olacaksın, dostum.
Robots in disguise, hiding here all along.
Robotlar kılık değiştirmiş burada saklanıyorlar.
I disguise it well, but get a couple of Heinekens in me and, ooh, forget about it.
İyi gizliyorum diyelim. Birkaç bira içir de gör bakalım hâlimi.
She can't disguise how she's really feeling.
Asıl hislerini gizleyemiyor.
Disguise.
Gizlilik.
We were thinking more along the lines of disguise so we could get past the road blocks.
Daha çok çevirmeyi geçebilmek için gizlenme yolları arıyorduk.
Were you before I told you he wore a disguise?
Sana kim olduğunu saklıyor dememden önce öyle miydin peki?
Low. I have a face guy who can disguise us, get us out of the country if need be.
Dikkatli, gerekirse ülke dışına çıkmak için kimliğimizi değiştirecek bir adam var.
" No, women in disguise.
- Hayır, kadınlar kostüm içinde olduğu için.
- I remembered something I said on women in disguise.
Sadece kadınlar ve kostümleri için söylenen bi şey hatırladım.
This is just a disguise.
Değilim. Sadece kılık değiştirdim.
My name's Jason, the master of disguise.
Kılık değiştirme ustası. Ben Duncan.
You're fit for a prince in disguise.
Kılık değiştirmiş bir prens gibisin
But why would he wear such a disguise?
Neden öyle giyinsin ki?
He can disguise his murder suicide.
Katil başkasını öldürür, intihar süsü verir.
Great disguise!
Güzel kostüm!
To disguise previous. He will be stuck like that.
Muhtemelen katil...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]