English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Divinity

Divinity translate Turkish

208 parallel translation
- My names Carmichael, doctor of divinity in the service of mankind.
- Adım Carmichael, insanlığın hizmetinde bulunan bir ilâhiyat doktoruyum.
But your sense of inner divinity wouldn't allow that.
Ama içgüdüsel tanrısallığın buna izin vermez.
There's a divinity that shapes our ends, rough-hew them how we will.
Tanrısal bir güç karışıp işe, biz ne taslaklar çizersek çizelim son biçimi o veriyor kaderimize.
I have missed you, divinity.
Her zamanki gibi, sana karşı sabırsızım.
All men should know you as we do, divinity.
Bana inanıyor musunuz? Herkes sizi bizim tanıdığımız gibi tanımalı, Haşmetmeap.
They have given you a new title, divinity.
Bağıra bağıra söyledikleri ne? Size yeni bir isim bulmuşlar, Haşmetmeap.
You may give the signal, divinity.
İşaret vermeniz lazım, Haşmetmeapları! Şehitlere huzur ver!
You'll notice, divinity, They've stopped singing.
Dikkatinizi çekmiştir Haşmetmeap, artık ilahi söylemiyorlar.
It is a pagan divinity that was found in the woods.
Bu da ormanda bulunan bir pagan tanrısı.
That haughty queen, that divinity of form, that perfect pearl of pulchritude.
O iyi kraliçeyi, o yardım severi insanı,.. ... dünyanın kendini inci gibi gördüğü.
There were other signs and portents of divinity.
İlahiliğin başka işaretleri, emareleri de vardı.
Even the oracle at Delphi proclaims his divinity.
Delphi'deki kahin bile onun ilahiliğini ilan ediyor.
- There is divinity in only one man.
- Tanrılık yalnız bir insana mahsus.
Yes, I recall some mention of an obsession you have about your divinity.
Evet, tanrıça takıntınız olduğundan sözedildiğini hatırlıyorum.
That such divinity that was in him ran before mortal superstition?
Sezar'ın içindeki tanrısallık fani boş inançlardan önce gelir.
So that he could inherit Caesar's divinity together with all the rest.
Öyle ki, geri kalanlarla Sezar'ın tanrısallığını miras alabilsin.
You're the door, the soil, the bed of divinity.
Sen bir kapı, toprak, bir çiçek, Tanrısal bir döşeksin.
This is a direct attack on my divinity... a direct attack on the peace and harmony... of our last few weeks here... an outrageous attempt... to humiliate and disgrace my private life!
Bu benim tanrıçalığıma doğrudan bir saldırı... Benim ahengime ve huzuruma doğrudan bir saldırı... Buradaki son haftalarımda...
Our divinity will show through.
Tanrıçanın yol gösterdiği şekilde.
I was lucky enough to be the soul... that was placed in my body... the body of Divine's son... the body and blood... of another generation of divinity.
Bu bedenin içindeki... Ruh olduğum için çok şanslıyım... Divine'nin oğlunun bedeni...
Oh, Crackers, a gift of supreme motherhood... a gift of divinity!
Oh, Crackers, Yüce anneliğin hediyesi... Tanrıçanın hediyesi!
Let our divinity and fame be felt on everything... in this middle-class dump.
Bırak iğrençlik ve şöhretimiz... her yere karışsın.
You denied the divinity of Christ.
Kutsal Mesih'i inkar ettin.
They do love their divinity lessons.
İlahiyat derslerini seviyorlar.
A divinity shapes our ends.
Tanrı yardımcımız olsun.
Divinity.
İlahi.
I shall announce it at the same time I announce my own divinity.
Kendi tanrılığımı ilan ettiğimde, onunkini de ilan edeceğim.
I'm fainting, D-Divinity.
Bayılacağım, İlahım.
When he announces his divinity, they'll all sea he's mad.
Tanrı olduğunu ilan ettiğinde, herkes onun delirdiğini görecek.
You're in, Mario, you're in, this is real divinity.
Başardın, Mario, başardın. Gerçekten büyüksün.
Not the status of God, but his face sparkles with divinity.
Allah zorbalığı sevmez ve o cemildir
Only the true Messiah denies his divinity.
Sadece gerçek Mesih ilahiliğini reddeder.
Alas,'tis a divinity that guides us, Ole Snaporaz
Biliyordum, kaderin karşına çıktı yaşlı Snaporaz!
Infuse in him the grandeur of melancholy, the divinity of loneliness, the purity of evil, the paradise... of pain.
Ona kasvet ihtişamı... yalnızlık vasfı... şeytan saflığı... ve acı cennetini talkin et.
Believe me, worlds celestial and infernal for one divinity were made.
İnan, kutsal ve şeytani dünyalar, bütün bunlar Ancak bir tek tanrıya yarar!
"They have jesus, allah and om on them. It has the divinity."
Üzerlerinde İsa, Allah ve Om'un işareti var.
Every sunset bearing the stamp of divinity!
Her güneş doğuşu tanrısallığın bir belirtisi!
"A divinity shapes our ends," and all that.
"İlâhiyat sonumuzu biçimlendirir" ve hepsi bu.
And if we make our beloved into such a divinity,
Ve eger biz sevgilimizi tanri haline getirirsek,
The day's divinity
# Gün kutsaldır ;
Man becomes the food of the divinity he worships, Joel.
Adam, Joel, tapan ilahiyat gıda olur.
His thought was that beauty is the closest thing to divinity in the modern world.
Onun düşüncesine göre güzellik, modern dünyada kalan tanrılığa en yakın şey.
But in beauty, the memory of divinity remains.
Ama güzellikte, tanrılık hatırası kalır.
This extraordinary feeling of divinity that they had with everything around them.
Etraflarındaki her şeye karşı duydukları o olağanüstü ilahi hissi.
Isn't butter divinity?
Asil değil mi?
Divinity and trickery.
Tanrısallık ve düzenbazlık.
Trickery and divinity.
Düzenbazlık ve tanrısallık.
Divinity of hell!
İşte şeytanlık bu!
He studied Divinity.
İlahiyat okudu.
Hail divinity!
- Muhteşem!
- I witnessed it, divinity. I shall never forgive him for this!
Bunu yaptığı için onu asla affetmeyeceğim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]