Doe translate Turkish

D doe't't he e any mily.. He doesn't have any support system.

Ailesi yoktu, destekleyen bir sistem yoktu...

John Doe, multiple chest and extremity trauma.

Kimliği belirsiz kadın, ağır, birçok travması var.

But then I didn't tell her. And then I labeled it "jane doe"

Ve test sonuçlarını, kimliği bilinmiyor diye etiketledim.

You know, and they wonder what the "jane doe" bag is?

Ya biri o buzdolabına bakarsa... ya o hastanın kimliğini merak ederlerse?

Male, mid-30s. John Doe.

Erkek, 30 yaşlarında.

They have you listed as Jane Doe.

Seni Bilinmeyen Kadın olarak listeye aldılar.

And you cast the doe as well, did you?

Ayrıca geyik büyüsü de senindi, değil mi?

The DOE agreed they exactly matched those used by Iraq for artillery rockets.

Ve Savunma Bakanlığı da bunların sadece roketlerde kullanılacağı görüşündeydi.

You were brought here under the name John Doe, as a mere spectator.

Buraya masum seyircilerden biri olarak kimliği belirsiz kişi olarak getirildin.

- I suure doe...

- Aynen öyle...

Did you finish that autopsy report on the Jane Doe we fished out of the river?

Otopsi raporunu bitirdin mi? Jane Doe'balık mı avladık?

Professor, my mother's Patronus was a doe, wasn't it?

Profesör, annemin Patronus'u bir dişi geyikti, değil mi?

Can you imagine how ghastly it is for everyone... to see you mooning around after that simpering, doe-eyed ex-housewife, taking advantage of her loneliness?

Şapşal şapşal sιrιtan o ceylan gözlü ev kadınιnın... peşinden ayrılmayıp yalnızlığιndan yararlanmanın... ne kadar sıkıcı olduğunun farkında mısın?

Jane Doe.

Seni ilgilendirmez.

The murder over in Lettermore, the victim's a John Doe.

Cinayet işi karışık, Kurbanın bir John Doe.

He's a John Doe, is he?

Bir John Doe mu?

We will return soon after.

Sayın hakim, John Doe'yu davet ediyorum

I'm sorry, but any medical tests without Jane Doe's prior approval would be a violation of her constitutional rights.

Özür dilerim ama Jane Doe'nun onayı olmadan yapılacak olan her tıbbi testle onun yasal haklarını çiğnemiş olacaksınız.

We've been checking all the hospitals and morgues for stabbing victims within a 50-mile radius of where Jane Doe was found. We got nothing. Yeah, well, I got something.

Jane Doe'nun bulunduğu yerin 5 km etrafındaki bütün hastane ve morglarda bıçaklanmış biri var mı diye arıyoruz.

Do any of us believe that Jane Doe could have broken down that door, splintering the wood without harming herself?

İçimizden biri Jane Doe'nun o kapıyı, kendine zarar vermeden kırabileceğine inanıyor mu?

That's the paper from Jane Doe's pocket.

Jane Doe'nun cebinden çıkan bir kâğıt.

The door was way too thick for someone Jane Doe's size to break open.

Kapı, Jane Doe gibi birisinin kırabilmesi için oldukça kalın.

None of them matches what Jane Doe was wearing.

Hiç biri Jane Doe'nun giydiği kıyafettekilerle eşleşmiyor.

We booked you as John Doe.

Seni kayıtlara John Doe olarak geçtik.

I have been so many things over the years - - doe-eyed sleuth, intrepid reporter, Watchtower - - business-suited cyber-savior?

Yıllardır bir çok şey oldum. Gözü pek dedektif, cesur gazeteci, Watchtower. Takım elbiseli sanal kurtarıcı.

Do I look like some doe-eyed twerp with a shiny new MBA?

MBA'ini yeni yapmış saf bir velede falan mı benziyorum ben?

Also... got an I.D. on our John Doe.

- Ayrıca, kurbanımızın kimliğini buldum.

Well, John Doe was double-fisting alcohol and zolpidem.

John Doe alkol ve zolpideme maruz kalmış.

His DMV photo matches our John Doe.

Ehliyetindeki fotoğraf John Doe ile eşleşiyor.

You found a John Doe in his 20s on the pavement near the Strip, and you brought him here dead.

Striptiz klübünün önündeki kaldırımda 20'li yaşlarda kimliği belirsiz bir erkek buldun ve onu buraya getirdiğinde ölüydü.

Neither John Doe was in CODIS.

Kimliği belirsiz erkek de CODIS'te kayıtlı değilmiş.

WILLOWS Ray. Cops found a body. John Doe.

- Ray, polisler kimliği belirsiz bir erkek cesedi bulmuş.

I am John fucking Doe!

Ben John'um kahrolası Doe!

Jane Doe, no I.D., wallet.

Kimliği belirsiz. Ne kimlik bulabildik, ne cüzdan.

Little doe-eyed bitch.

Pörtlek gözlü kaşar.

Doe at your niner.

- 9 yönünde dişi var.

Doe at your six o'clock.

Saat 6 yönünde dişi var. Biliyordum.

Two missing women that we know of for sure and a Jane Doe. Let's not call her that, please.

Kesin olarak bildiğimiz iki kayıp ve kimliği belirsiz bir kadın var.

And without knowing anything about Jane Doe, we can't factor her into this.

Jane Doe hakkında bir şey bilmeden, onu bu olaya dahil edemeyiz.

It's--it's our Jane Doe from the club.

Bu bizim, kulüpteki Jane Doe'miz.

That was Sam. No match on John Doe's prints in A.F.I.S.

Kimliği belirsiz cesedin parmak izleri veri tabanında yokmuş...

( Whirring ) Mm-hmm. John Doe's cause of death... ( Whirring stops ) um, was carbon monoxide poisoning.

Kimliği belirsizin ölüm sebebi karbon monoksit zehirlenmesi.

At least she's doing better than John Doe we pulled out of the house.

En azından evden çıkardığımız diğer cesetten daha iyi durumda.

Someone hit John Doe over the head while he was alive.

Birisi yaşıyorken onun kafasına vurmuş.

Our John Doe was hit over the head premortem.

Kimliği belirsizin kafasına ölmeden önce vurulmuş.

And, no, John Doe's bone tissue needs to decalcify for another half-hour.

Ve hayır cesedin kemik dokusunun yarım saat kadar daha dekalsifike edilmesi gerekiyor.

Jane Doe is actually Ms. Victoria Enzo of Queens.

Kimliği belirsiz kurbanımız aslında Queens'ten Bayan Victoria Enzo'ymuş.

We got a John Doe.

Kimliği belirsiz bir cesedimiz var.

Actually, scratch that... we got part of a John Doe.

Aslına bakarsan, dediğimi unut. Kimliği belirsiz bir ceset parçamız var.

- You are John Door, Windmile of Oil?

John Doe sizsiniz - Evet

So our John Doe's wallet...

Kimliği belirsizin cüzdanında...