English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dollar company

Dollar company translate Turkish

106 parallel translation
You see, I own a coffee shop and now some great, big multimillion-dollar company is going to move in and try to take all my business, which means I may have to shut down and sell my son Tweek into slavery.
Mesela, ben bir kahve dükkânı sahibiyim ve şimdi büyük, multimilyoner bir şirket gelip bütün faaliyetimi devralmaya çalışacak, ki bu da iflas edip oğlum Tweek'i köle olarak satmam anlamına gelebilir.
Where else could a couple of schmoes with nothing but a dream end up with a multimillion dollar company?
Başka nerede hayalleri dışında hiçbir şeyi olmayan iki aptal sonunda trilyonluk bir şirketin sahibi olabilir?
Angel, you've got a multibillion-dollar company at your disposal... with armed and trained personnel.
Angel, yönetiminde mülti-milyar dolarlık bir şirketin ve silahlı, eğitilmiş bir kadron var.
- What does Julie Cooper know about being the CEO. of a multimillion dollar company?
- Julie Cooper Multimilyonluk bir şirkette CEO Olmaktan ne anlar?
I'm the face of a billion-dollar company.
Milyar dolarlık bir şirketin başkanıyım.
Caleus Tech is the third multibillion-dollar company that you've created, taken public and sold in less than 10 years.
Caleus Tech kurduğunuz, halka arz ettiğiniz ve on yıldan kısa sürede satılan üçüncü multi milyar dolarlık şirket.
Surveillance and security at a multi-billion dollar company.
Multi milyarlık bir şirkette güvenlik ve takip. Tamam tamam.
Think of the change that you could bring to this community if you had control of a multimillion dollar company.
Multi-milyon dolarlık bir şirket kontrolünüzde olsaydı toplum için neler yapabileceğinizi bir düşünün.
This is a billion-dollar company.
Bu milyar dolarlık bir şirket!
This is a billion-Dollar company, daniel.
Bu milyar dolarlık bir şirket Daniel.
He turned a small business into a multi-million dollar company.
Küçük bir firmayı milyon dolarlık bir şirkete dönüştürmüş.
Brooke. Clothes Over Bro's is a multi-million-dollar company.
Brooke, "Clothes Over Bro's" milyon dolarlık bir şirket.
If you can run a multi-million-dollar company from a barstool, while sipping a. m. Cocktails, how hard can it be?
Eğer sen bile öğleden önce içkini yudumlayarak bir bar taburesinden trilyonluk bir şirketi yönetebiliyorsan, bu ne kadar zor olabilir ki?
And if it weren't for her, I wouldn't have a bazillion-dollar company, a magazine and all these lovely clothes you see here.
O olmasaydı, ne zilyon dolarlık bir şirketim... ne dergim ne de burada gördüğün şahane elbiseler olmazdı.
Billion dollar company, they got fat government contracts everywhere we got troops.
Bir milyon dolarlık şirket. Devlet anlaşmaları var, bizim aldığımız her yerde orduları var.
Castleman's a billion dollar company.
Ama Castleman'ın milyar dolarlık şirketi...
I don't know the first thing about running a billion-dollar company.
Milyar dolarlık bir holdingi idare etmek hakkında hiçbirşey bilmem ki ben.
A billion-dollar company's here.
Milyar dolarlık şirket burada.
I mean, we run a multimillion-dollar company.
Yani sonuçta multi milyonlar değerinde bir şirketi yönetiyoruz.
It means we have a half-ass assistant And part-time model Running a multimillion-dollar company!
Şu demek oluyor vasıfsız bir asistan ve yarı zamanlı bir model milyon dolarlık bir şirketin içine giriyor!
I own part of a billion-dollar company and according to Dr. Lightman, the smartest person I know is planning to take it from me.
Milyar dolarlık bir şirketin ortağıyım ama Dr. Lightman'a göre tanığıdım en zeki insan onu benden almayı planlıyor.
I run a multimillion-dollar company, but my business is only as good as my reputation, and if I let some poser show me up, my business is done.
Multi-milyon dolarlık bir şirket işletiyorum ben. İşim, itibarım kadar iyidir. Düzenbazın tekinin beni küçük düşürmesine izin verirsem, işim biter.
The reality is John Flynn ran a multi-million dollar company.
Gerçek şu ki John Flynn milyon dolarlık bir şirket işletiyor.
A billion dollar company.
Milyar dolarlık bir şirket.
I'm running a six-billion - dollar company.
Altı milyar dolarlık bir şirket işletiyorum ben.
$ 24,000 from a billion-dollar company.
Milyar dolarlık şirket vere vere 24 bin dolar verdi.
Listen, Steve, we're a nine billion dollar company.
Bak Steve, biz 9 milyar dolarlık bir şirketiz.
We're a nine billion dollar company.
Biz dokuz milyar dolarlık bir şirketiz.
Cheating the bank, milking the insurance company. When the mierda hits the fan... we'll be able to buy another good size chunk of the bank... for about 10 cents on the dollar.
Bankayı ve sigortayı dolandırmak..... ve bunun ardından..... bankanın büyük bir kısmını uygun fiyata alma şansımız olacak.
This company's commitment is to the almighty dollar.
Bu şirketin büyük gücü olan paraya bağlılıktır.
I'm gettin'top dollar from the meat company.
Et kombinasından iyi teklif aldım.
Altogether, these men sitting up here own less than 3 % of the company. Where does Mr. Cromwell put his million-dollar salary?
Orada oturan adamların hepsi şirketin % 3'ünden azına sahipler.
He's got a multimillion-dollar deal with that toy company.
O oyuncak şirketiyle multi milyon dolarlık anlaşması var.
My way, you get 100 percent from the insurance company take the bonds back from us at 60 cents on the dollar and make yourself another 40 percent.
Önerim şu : Sigortadan paranın tamamını alın. Tahvilleri de... % 60'a bizden alın, % 40 daha kazanmış olusunuz.
Quero that it says the company that we go to catch those 1 million of dollar.
Şİrkete bizim 1 milyon doları almayacağımızı söylemeni istemiyorum.
.. my company will lose a one hundred million dollar contract.
.. şirketim 100 milyon dolarlık bir kontraktı kaybedecek.
YEAH. I MEAN, YOU THINK A MULTI-BILLION DOLLAR COMPANY LIKE SCHICKEL'S PICKLES WANTS EVERY GUY
Schickel'ın Turşuları gibi milyar dolarlık bir şirket beysbol maçlarında sosisli yiyen adamların, pikniğe giden çocukların, aşeren hamile kadınların George ve senin ilişkini bilmelerini ister mi sanıyorsun?
Three up for company, ante a dollar, please.
Kasaya 3 dolar, ortaya da birer teklik beyler.
I myself was amazed to learn just how much stuff the earth has to produce through our extraction process to produce a dollar of revenue for our company.
Ben öğrendiğimde şaşırmıştım şirketimizin bir dolar kazanabilmesi için çıkartma süreçlerimize yeryüzünün ne kadar şey sağlaması gerektiğini.
Company A gets a multimillion-dollar payday.
Sonuçta A firması işin sonunda multi-milyon dolarlar kazanır.
Pentagon watchdogs today accused the private equity fund of Manchurian Global of grossly overpricing plasma and other critical medical supplies during the recent Indonesian incursion, even as the company secured a half-billion-dollar no-bid contract to provide combat support services to American soldiers
Pentagon denetçileri bugün özel yatırım fonu Manchurian Global'ı Endonezya saldırısında plazma ve diğer kritik tıbbi malzemeleri aşırı yüksek fiyata satmakla suçladı. Şirket, Sri Lanka'ya sevke hazırlanan Amerikan askerlerine savaş destek hizmetleri vermek üzere yarım milyar dolarlık ihalesiz bir anlaşmayı almış olmasına karşın.
She told the insurance company she thought they might be worth $ 12,000.
Sigorta şirketine yaklaşık 12,000 dollar ettiklerini söylemiş Tamam.
Paid for his thirty-two million dollar Maine estate, and his wife's new lower half, with the company's pension fund!
Maine'deki 32 milyon dolarlık malikanesinin ve karısının alt kısmının yenilenmesinin parasını şirket hesabından ödemiş.
You think he just fell into some big billion-dollar real estate company?
Milyar dolarlık emlak şirketinin içine gökten mi düştü sanıyorsun?
The drastic bombing of London by Nazi Germany for example was made possible by a 20 million dollar sale of fuel to I.G. Farben by the Rockefeller standard oil company.
Örneğin Londra'nın Naziler tarafından ağır bombalanması, I.G. Farben'in, Rockefeller'ın petrol şirketinden satın aldığı 20 milyon dolarlık yakıt sayesinde yapılabilirdi.
Okay, one : My father-in-law is the CEO of a holding company that owns over a dozen multimillion-dollar companies.
Birincisi, kayınpederim bir düzine milyon dolarlık şirketten oluşan bir holdingin yönetim kurulu başkanı.
Just so you know, I'm paying 10 cents on the dollar for your share of this company.
Bilgin olsun, şirketteki hisselerinin adedine on kuruş öderim.
Well, when a company is awarded a multibillion-dollar defense contract, its stock spikes.
Bir şirket, milyarlarca dolarlık... bir savunma ihalesi aldığında, hisse senetleri tavana vurur.
Newspapers always had the headline : this millionaire bought this company, in the UK, or in Finland, or in, in France, or wherever, instead of saying, this millionaire took a billion-dollar loan to buy this company,
Milyoner İngiltere'de veya Finlandiya'da Fransa'da veya başka bir yerde bir şirket satın aldığını yazıyordu. Oysa şöyle yazmalıydılar : "Bu milyoner bu şirketi satın almak için yerel bankanızdan bir milyar dolar borç aldı."
in 2005, Jim Jannard, the founder and owner of the multibillion dollar sunglass and sports apparel company, Oakley, set out to create a new cinematic and affordable digital camera.
2005 yılında, spor giyim ve gözlük şirketi Oakley'in kurucusu ve milyoner Jim Jannard, sinematik ve uygun fiyatlarda dijital bir kamera üretmek için yola çıktı.
According to your S. E.C. Filings, Kenmare took a $ 2 million dollar stake in your real-estate company last year.
S. E.C. dosyalarınızda yazanlara göre Kenmare sizin gayrımenkul şirketinizden 2 milyon dolarlık hisse satın almış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]