Don't go down there translate Turkish

Why don't you go down to the morgue and live there, instead of making a morgue out of our home.

Neden evimizi morga dönüştürmek yerine gidip morgda yaşamıyorsun?

Go start a fire down in the gully there, and don't make any smoke.

Git de aşağıdaki şu yarıkta ateş yak, duman çıkmasın ama.

Why don't we go down there and pick off a few of them Indians?

Neden biz oradan inmedik ve Kızılderelilerinin birkaç tanesini nişan almadık?

Don't go down there, sir!

oradan aşağıya gitmeyin, efendim!

Don't con me, sheriff. The minute this gun is loaded, one of you brave boys might decide to go for the rye just to fire it. And if you fired it, that might alert a few state cops down there, and the game would be over, wouldn't it?

Bana numara yapma, şerif. bu tüfek doldurulduğu anda, siz cesur çocuklardan biri onu ateşlemek için harekete geçmeğe karar verebilir ve ateş ettiği taktirde, aşağıdaki bir kaç eyalet polisini harekete geçirebilir ve oyun biter.

Why don't you go down there and find out?

Niçin oraya inip, kendin keşfetmiyorsun?

I don't want to go down there.

Oraya inmek istemiyorum.

You think I'm afraid to go out there and call him down, don't you?

Ondan korktuğumu düşünüyorsun değil mi?

There's a certain county I know of that's got a big sign that says : "Nigger, don't let the sun go down on you in this county."

Üzerinde : "Zenci, gün bitmeden bu ilçeden ayrılmış ol" yazılı büyük bir tabelası olan bir yer biliyorum.

Don't go down there.

Oraya gitme.

Let's don't go down there.

Aşağıya inmeyelim.

Don't go down there.

Aşağı inmeyin.

"Why don't you go down there?" I had a little problem.

"Neden buraya gelmiyorsun?" Biraz sorunlarım vardı.

You want me to think that you don't want me to go down there, but the subtle truth is you really don't want me to go down there.

Oraya inmemi istemedigini düsündürmeye çaIsyorsun. Ama gerçek su ki, oraya gerçekten inmemi istemiyorsun.

Why don't you go there first... and come back when things die down

Neden onlara gitmiyorsunuz... ve sular durulunca geri dönersiniz

I don't know, but I want you to go down there and tell everyone everything is going to be all right.

Bilmiyorum, ama senden gidip herşeyin yoluna gireceğini söylemeni istiyorum.

Don't you go threatening anything down there.

Aşağıda tehlikeli birşey yapayım, deme.

Why don't you go down there and get them? What can I say?

Ne diyeyim?

Barbara Andadcio : Society should go down in the subway and lock them up, because they don't have any business down there.

Toplum metrolarda git gide kötüleşmeli ve kilitlenmeli, çünkü onlar herhangi bir işe sahip değiller.

I guess these go right back down there now, don't they?

Sanırım bunların hepsi buranın, değil mi?

Why don't we both relax and go in there and lie down and I'll fill you in?

Neden biraz uzanıp rahatlamıyorsun. Ben de yanında olacağım.

Don't go down there!

Oraya gitme!

So why don't you and me go on down there, like a couple of real men and say, "Goodbye, hairy friend."

Şimdi niçin bir erkek gibi ikimiz aşağı inip, ona "Hoşçakal, kıllı arkadaşım." demiyoruz.

Here we go. Why don't you go in and sit down there?

Hadi sen içeri gir ve otur.

I think we ought to go down there right now and tell Mr. Clavin how we feel about him. Don't you think that would be a little cruel?

Bence hemen oraya gitmeli ve Bay Clavin'e hakkındaki hislerimizi söylemeliyiz.

You don't want to go down there at this time of night.

Gecenin bu saatinde oraya gitmek istemezsiniz.

Why don't you go sit down over there?

Sen şuraya oturuver.

If you don't like it, go down there and wait cocktails and get your ass goosed by the tourists.

Git aşağı, kokteyl servisi yap. Kıçını ellet yada 100 dolara erkeklerin altına yat.

Why don't you go back there and just go sit down?

Niye gidip yerine oturmuyorsun?

You don't have to go down there.

- Aşağıya inmek zorunda değilsin Richie.

I don't think you should go down there alone.

Oraya yalnız gitmen gerektiğini düşünmüyorum.

- Don't go down there, Sam.

- Aşağı inme Sam.

Hey, don't go down there, kid.

Hey, ufaklık, oraya gitme.

Don't go down there.

Aşağıya inme.

Honey, don't you dare go down there!

Tatlım, aşağıya inme!

Don't let him go down there to lose.

Kaybetmek için oraya gitmesine izin verme.

- I don't wanna go down there, Gilbert.

- Oraya gitmek istemiyorum Gilbert - Lütfen.

Don't go down there.

- Boşuna oraya gitme.

There's four down and one to go this year. If we don't get him now, the next chance is... 2023.

Eğer onu hemen yakalayamazsak, bir sonraki şansımız 2023'te.

Then how come people don't go down there?

Peki neden devam etmiyorsunuz?

- Don't go down there.

Oraya gitmeyin.

Hey! - Don't go down there!

- Sakın oraya gitme!

- Don't go down there.

Bırak dedim! - Sakın oraya gitme.

I really don't wanna go down there.

Gerçekten aşağıya inmek istemiyorum.

- Get back there. Keep an ear, but don't go down.

- Burada kal, kulağını iyice aç, aşağı inme ama.

I don't go down there.

Ben aşağı inmem.

You don't really expect me to let down that force field and go in there with you?

Gerçekten güç alanını kaldırıp içeriye gireceğimi sanmıyorsun değil mi?

You like it down there so much, why don't you go buy some oranges?

Orayı o kadar sevdiysen niye biraz portakal almıyorsun?

Don't go down there!

Sakın aşağıya inme.

Don't go down there.

Oradan inme.

Why don't you go dance It is slowing down out there

Neden gidip biraz dans etmiyorsun sen, pistte hiç hareket yok.