English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't go overboard

Don't go overboard translate Turkish

64 parallel translation
Hey, don't go overboard!
Abartma!
- Don't go overboard with this thing.
- Bunu fazla abartma.
Listen, we don't go overboard here.
Dinle, biz abartmıyoruz.
- Please don't go overboard, dear.
- Fazla kaçırma, canım.
- Don't go overboard, you know?
- Abartma olur mu?
Don't go overboard now.
Abartmayın canım.
Don't go overboard.
Düşeyim deme.
- Don't go overboard, Studley.
- Kendini aşma Studley.
Don't go overboard trying to prove that point.
Bunu kanıtlamaya fazla hevesli olma.
Don't go overboard.
Bu kadar da abartma.
- Don't you go overboard, Joe boy.
Sonra seni ben bile kurtaramam.
I know I don't do everyting perfectly yet, but if I do go overboard it's just because that's how they taught me.
Tam olarak hazır olmadığımı biliyorum, ama bana öğretilenleri uygulayabilirim.
Don't go overboard.
Çok uzaklara gitmene gerek yok.
" Don't go overboard, guys.
" Denize gitmek yok çocuklar.
You don't have to go overboard.
Abartmana gerek yok.
Dongluo, don't go overboard!
Dongluo, çok ileri gidiyorsun!
Just don't go overboard, or you'll end up in history books as a crazy whore.
Gemiden düşme yeter yoksa tarih kitapları senden çılgın bir orospu olarak bahsederler.
- Don't go overboard.
- Öyle düşünmüyor musun?
Wait, don't go overboard.
Dur, fazla abartma.
You know, why don't you just go throw Kate's mask overboard... and then just go dive for it again?
Bilirsin, Neden Kate'nin deniz gözlüğünü tekrar tekneden atmıyorsun... ve çıkarmak için dalmıyorsun?
Don't go overboard with the praise there, Linda.
Övgüleri fazla abartma Linda.
well, maybe if you don't have to eat in secret anymore you won't go so overboard.
Belki de gizli gizli yemek zorunda kalmazsan bu kadar abartmazsın.
Don't go overboard with psychology. It's not your thing.
Psikolojiye hiçgirme Senin alanın degil.
Don't go overboard with the lights, though.
Işıkları abartmayın.
Don't go overboard with compassion.
Merhameti fazla abartma.
Okay, don't go overboard.
Tamam, fazla abartma.
So don't go overboard, huh?
Abartma tamam mı?
Don't go overboard.
Çok fazla yapma.
Don't go overboard, Charlie.
Sakın suya atlama, Charlie.
Don't go overboard.
Panikleme!
Don't go overboard.
Sakın fazla içme.
Don't go overboard, it can become dangerous.
Fazla ileri gitmeyin tehlikeli olabilir.
Don't go overboard.
Abartmayalım.
Don't go overboard, my dear...
Fazla tutkulu olma, canım.
- Don't go overboard.
- Aşırıya kaçma.
Don't go overboard.
Abartma.
- Jesus, don't go overboard.
Tanrım, uzatma artık.
Don't go overboard.
Fazla ileri gitme.
You were ruined already, my girl, so don't let's us go overboard.
Zaten mahvolmuştun, kızım, o yüzden bunu abartma.
You don't have to go overboard just because that woman is coming.
Sırf o kadın gelecek diye abartmana gerek yok.
And don't go overboard with special cookies just because it's Crohne.
Ayrıca sırf Chrone geldi diye abartıp kurabiye falan alma.
Don't go overboard.
Haddini aşma.
Don't go overboard.
Çok da abartma.
- Don't go overboard.
- Çok ileri gitme.
Don't go overboard.
Fazla abartma.
We don't want to go overboard.
Abartmak istemiyoruz.
Don't go overboard over there.
Çok fazla abartmayın.
Acknowledge it the way you normally would, but don't go overboard.
Normal davranabilseniz yapardık, Ama neyse ölçüyü kaçırmayın yeter.
Alpha 2, don't go overboard
Alpha 2, çok aşırıya kaçma.
Don't go overboard.
Abartma bu kadar.
Don't go overboard
Abartma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]