Dust to dust translate Turkish
1,774 parallel translation
Earth to earth, ashes to ashes, dust to dust... Trusting in God's great mercy.
Tanrı'nın rahmet ve kudreti ile hepimiz topraktan geldik ve yine toprağa gideceğiz.
We commend to Almighty God our brother, and we commit his body to the ground, earth to earth, ashes to ashes, dust to dust.
Yüce Tanrım, kardeşimizi sana emanet ediyor ve bedenini toprağa veriyoruz. Topraktan gelir insan, yine toprağa döner. Huzur içinde uyu.
Ashes to ashes, dust to dust.
Küller küllere, toprak toprağa.
- Ashes to ashes, dust to dust.
- Küller küle, tozlar toza.
Earth to earth, ashes to ashes dust to dust in sure and certain hope of the Resurrection to eternal life Jesus Christ, through our Lord Jesus Christ, who shall change our mortal body, that it may be like unto his glorious body.
İsa Mesih'in ezeli ve ebedi hayatı için yeniden dirileceğine olan şüphesiz inancımızla topraktan geldik, toprağa döneceğiz. İsa Mesih efendimiz sayesinde kalan günlerimiz huzurlu, evlerimiz de Tanrı'nın cenneti olsun.
Earth to earth, ashes to ashes, dust to dust. In sure and certain hope of the resurrection to eternal life. - To our Lord Jesus Christ, Amen.
Toprak toprağa, küller küllere, tozlar tozlara, efendimiz İsa Mesih aracılığıyla ebedi yaşamda yeniden dirilmeyi umuyoruz.
While most planets are believed to have formed... out ofthe same disk of gas and dust as their parent stars... clearly these pulsar planets formed a different way.
Çoğu gezegenin kendi yıldızının oluşturduğu gaz ve toz diskinden oluştukları düşünülürken açıkçası pulsar gezegenleri farklı bir yolla oluşmuş olmalı.
Our suburban location makes it difficult to get the big picture... and the hazy clouds of cosmic dust only block our view.
Bulunduğumuz yer itibariyle tam anlamıyla görmemize de imkân yok... Bu arada kozmik tozlardan oluşan uzay bulutları görüşümüzü engelliyor.
Most of our galaxy is invisible to us, however... and that's because the galaxy is full of dust... dust clouds, ifyou will... and these dust clouds block the light... from most of the stars in our galaxy.
Galaksimizin çoğu bölümünü göremeyiz bunun nedeni büyük bölümünün toz bulutlarıyla kaplı olmasıdır. Bu toz bulutları yıldızların bize ulaşmasını engeller.
The ability of radio waves to penetrate space dust... is crucial to the study of the stars... but that use was discovered by accident.
Radyo dalgalarının uzay tozunu aşıp yıldızlara ulaşması yıldızları tanımamız bakımından önemli. Bu yöntem tamamen rastlantı sonucu bulunmuştur.
Nothing beats the spectacle of a glorious sunset... but we owe it all to dust and gas.
Hiçbir şey gün batımı kadar etkileyici olamaz. İşte biz bunu gaz ve toz kümelerine borçluyuz.
Space is dark because there aren't enough gas or dust particles... to reflect the light of a billion stars.
Uzayın karanlık olmasının nedeni bir milyardan fazla yıldızın ışığını yansıtacak kadar toz ve ışığın bulunmamasıdır.
The galactic disk, the largest portion of the Milky Way... owes about fifteen percent of its mass to dust and gas.
Samanyolu'nun büyük bir bölümü olan galaktik disk kütlesinin % 15'ini toz ve gazlara borçludur.
Just as dying stars spew out clouds of dust and gas... dust and gas can come together to form stars.
Ölmek üzere olan yıldızlar uzaya toz ve gaz saçar. Toz ve gaz bulutları birleşip yeni yıldızların oluşmasını sağlar.
You have old stars explode... and they cast out new material, raw material... gas and dust that can be used to form new stars.
Yıldızlar patlar, bu yıldızlar parçacıklarını uzaya fırlatır. Daha sonra bu toz ve gaz parçacıklarından yeni yıldızlar oluşur.
Well, the X-rays were able to pass through... all ofthe dust and gas in the disk of our galaxy.
Röntgen ışınları galaksinin büyük bir bölümünü kaplayan toz ve gaz bulutlarını aşmayı başarıyor.
It happens. Believe me, it happens. When it does, the best thing to do is to pick yourself up, dust yourself off and curse God for making you the way you are.
İnan bana... olabilir ve böyle olduğunda yapılacak en iyi şey kendini toplaman ve kıçını yayman ve seni böyle yaptığı için tanrıya lanet okumak.
Now, he met LeBrock here shortly after Alisha left, so I need you, my favorite dust monkey, to lift prints off visitor stall number four.
LeBrock'la burada Alisha gider gitmez görüşmüş. Yani en sevdiğim toz bezi olan sen dört numaralı ziyaretçi kabininden parmak izi alacaksın.
He's a bottomless pit, and I'm tired of going for a snack and having to lick cookie dust out of the bag.
O dipsiz bir kuyu gibi. Bir şeyler atıştırmak istediğimde sadece kutunun dibindeki tozları yalamaktan sıkıldım artık.
It does not matter that I can barely see to read it, or that one day it will be dust, I have been through it so many times, " Mother dear, I have been beaten again and I've seen a ghost.
Zar zor okuyabilmem veya bir gün toz olması önemli değil, onu o kadar çok okudum ki, " Sevgili anne, yine dayak yedim, ve bir hayalet gördüm.
When the wind kicks up in the Sahara desert, huge volumes of sand and dust, rich in nutrients and minerals, are lifted into the air to be blown out across the Atlantic.
Sahra Çölündeki rüzgârlar mineral açıdan zengin devasa miktarlardaki kumu havaya kaldırır ve Atlantik'in öteki taraflarına kadar savurur.
In fact, a staggering 40 million tons of dust is transported from the Sahara to the Amazon every year.
Her yıl 40 milyon ton tuz ve mineral Sahra Çölü'nden Amazonlara taşınır.
The building collapsed to dust,
Bunun nasıl başardılar, bilmiyoruz. " " Bina toza dönüştü.
From river to river — this dust powder, two or three inches thick,
Beton toz oldu. Her tarafı kaplayan ince bir toz, 5 ya da 8 cm kalınlığında.
There's bound to be rope dust from struggling if she was hung.
Kendini asmış olsa, çırpınmadan dolayı ip döküntüsü olması gerekirdi.
To grind you into dust.
Tek bir amaçları var.
"commit her body to the earth, for we are dust and to dust we shall return."
"... bedenini toprağa teslim ediyoruz, topraktan geldik, toprağa gidiyoruz. "
" For we are dust and to dust we shall return.
"Topraktan geldik, toprağa gidiyoruz."
To discover the source of Dust, I intend to travel to these worlds.
Tozun kaynağını bulmak için, bu dünyalara gitmeyi planlıyorum.
I want to see the ice bears and glaciers... and learn about Dust and everything.
Ben de zırhlı ayıları ve buz dağlarını görmek Toz hakkında herşeyi öğrenmek istiyorum.
That's to do with Dust, isn't it?
Bunun Toz'la ilgisi var değil mi?
The doctors at Bolvangar... are close to perfecting the inoculation... against the effects of Dust.
Bolvangar'daki doktorlar Toz'un etkilerini yok etme yolunda gelişme kaydediyor.
Then they'll send us home... and we won't have to worry about Dust.
Sonra da göndereceklermiş böylece Toz'dan korkmayacakmışız.
It's later, when your dæmon begins to settle... that Dust begins to swarm all around us... trying to work its mischief.
Daha sonra, cinlerimiz olgunlaşmaya başlayınca... Toz tüm çevremizi sarıp bizleri etkilemeye çalışıyor.
I want to know what Dust is.
Toz'un ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
A dust storm blows hard across the trail, making it nearly impossible to see.
Burada yolu kaybetmek oldukça tehlikeli. Birkaç mil ilerde sığınabilecekleri bir yer var : Küçük bir ağaçIık.
Well, I'm allergic to dust.
Toza karsi alerjim var.
But the flyby missions of Mariner I, VII, and VIII... showed that the irrigation system... was nothing but an enormous network of canyons... and the famous darkening due to annual dust storms.
Ama Mariner 4, 6 ve 7'nin keşif uçuşları bize sulama sistemi sanılan şeyin aslında devasa bir kanyonlar ağı olduğunu ünlü karanlığın toz fırtınalarından kaynaklandığını gösterdi.
One day you will crumble to dust!
Bir gün tuz buz olacaksın!
Smiling just for us Let's slip off to a sand dune real soon And kick up a little dust
Bir kum tepesine çıkalım hadi ve biraz toz kaldıralım.
And to this dust, we will return.
Ve bu toza döneceğiz.
Let the enemy pursue me and overtake me and trample my life to the ground and lay my soul in the dust.
Düşman beni kovalasın ve ele geçirsin hayatımı mahvetsin ve ruhumu toza çevirsin.
If you touch the metal with your fingertip, it turns to dust.
Parmağını sürmeye gör küle döner.
And you men of the Ninth Legion, all of us, together we have fought all our lives for the empire that our ancestors created and together we have watched that empire crumble to dust.
Lejyonun askerleri, hepimiz... Atalarımızın yarattığı İmparatorluk uğruna savaştık, ve hep beraber, o İmparatorluğun toza dönüşmesini izledik.
Before I went, I'd never say this, but you ask me now they should just nuke it and watch it all turn back to dust.
Gitmeden önce böyle düşünmezdim, ama şimdi sorsan oraya nükleer bombayı basacaksın, ve her şeyin kül oluşunu izleyeceksin.
We didn't even need to dust.
Toz kullanmamıza gerek bile kalmadı.
A team has been sent over to the house to dust for prints.
Parmak izi almak üzere bir ekip eve gönderildi.
You know, when I was a Ridge Runner moving shine and leaving them cops choking in my dust, we used to name our cars after generals.
Yatay ve dikey 5 cm'lik krom cıvatalar takılmış. Ve kaynak dolu, gövdesi yabancı maddeli bağımsız tekrar kilitlenen bir cihaz.
We can patch the holes make curtains, do whatever we can to stop the wind and dust from coming in.
Delikleri yamayabiliriz perdeler yapabiliriz, içeriye rüzgarın ve tozun girmesini engellemek için ne gerekiyorsa yapabiliriz.
That must have seemed like you'd crawled through a desert with your mouth just caked with filthy dust and then someone is offering you a clear, refreshing, distilled, icy glass of water to clear away all this horrible, kind of like, burden of history.
Ağzınız toz toprakla dolu bir şekilde çölü sürünerek aşıyorsunuz ve birden, birisi size bu korkunç, külfet gibi gelen geçmişinizi tamamen temizlemeniz için temiz, canlandırıcı, arıtılmış, buz gibi bir bardak su veriyor.
For talk and sermons bite the dust lt is time to do something
Söylentiler, konuşmalar başarısız olmak için. Bir şeyler yapmanın zamanı.