Earthbound translate Turkish
112 parallel translation
He forsook all earthbound vanities - home, family and love. And that isn't all.
Ve hepsi bu değil.
"A devil who must swallow the living in pursuit of her earthbound desires, but a devil who must devour the dead in pursuit of her hell-borne lust."
"Dünyevi arzularının peşinde yaşamayı sineye çekmek zorunda olan bir şeytan, " ama, cehennemi şehvetin peşinde ölmeye hevesli bir şeytan. "
Why are space experts being consulted about an earthbound emergency?
Yer üstünde meydana gelen bir olay için, neden uzay araştırmacılarına danışıldı?
But in our imagination we can fulfill the dream of many earthbound astronomers and safely witness, close-up, a supernova explosion.
Fakat, hayal gücümüzle birçok yere bağımlı astronomun hayallerini süsleyen süpernova patlamasına güvenli birşekilde yakından tanıklık edebiliri.
She is a living presence... in their spiritual earthbound plane.
O çocuk, onların dünyaya bağlı... ruhani boyutlarında bulunan canlı bir varlık.
You're so earthbound.
Dünya'ya çok bağlısın.
I soar above this earthbound art
Ben bu dünya bağımlısı sanatın üzerinde süzülüyorum.
Earthbound
Dünya bağımlısı.
You know, that's a trip all us earthbound stargazers would love to take.
Bilirsin, hepimiz düyamızı çevreleyen yıldızları gözlemlemek isterdik.
In the meantime, you're an earthbound emanation... a rotting cloud of bioplasmic particles, dripping ectoplasm.
Bu süre içinde dünyaya bağlanmış bir hayalet olarak ortada gezeceksin.
Of all the creatures in the universe.... none possess the mating ritual as complex, as perverse... as tragically beautiful as the earthbound human.
Evrendeki yaratıkların hiçbirinin çiftleşme ritüeli dünya insanınınki kadar karmaşık, ahlaksızca ve trajik şekilde güzel değildir.
But the earthbound human- -
Ama dünya insanı- -
The mating habits Of the earthbound human.
Dünya insanının çiftleşme alışkanlıkları.
From meeting in a bar to conceiving on a floor... to proposing in an abortion clinic... so it goes with all earthbound humans.
Barda tanışmaktan yerde gebe kalmaya, kürtaj kliniğinde evlenme teklif etmeye, bütün bunları dünya insanı yapar.
Eve, for someone who owns a New Age store, you are alarmingly earthbound.
Eve, Yeni Çağ dükkanı sahibi olan biri için çok güzel düşünüyorsun.
But it's Iocaln earthbound and pretty authentic.
Ama yerel, dünya üzerinden ve oldukça özgün.
If you can call this earthbound existence living.
İstersen bunu yeryüzündeki yaşam diye çağırabilirsin.
Yes. You mean, if you got a chance to come back, you'd want to be earthbound again?
Demek istiyorsun ki, eğer yeniden dünyaya gelme şansın olsaydı, yine toprağa bağlı olmak isterdin?
All I did was prove that I'm earthbound right down to the core.
Tek kanıtladığım, sapına kadar yeryüzüne bağlı olduğum.
The jaws of his entourage are decidedly earthbound.
Etrafındakilerin konuşmaları kesinlikle çok sıradandı.
Before we believe that Martians have flown millions of miles through empty space to kill Henri Gaston, perhaps we should exhaust all other earthbound alternatives.
Marslıların kilometrelerce uzaklıktan uzay boşluğunu aşarak gelip Henri Gaston'ı öldürdüğüne inanmak yerine belki de başka dünyevi alternatifleri ayrıntısıyla incelemeliyiz.
The things that keep us earthbound
Dönen dünyada bizi tutan şeyler
Earthbound spirits, my grandmother called them the ones who have not crossed over yet because they have unfinished business with the living and they come to me for help
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem. yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler ve yardım için bana gelirler.
Earthbound spirit usually are not
Yer yüzünde kalanlar genellikle öyle değildir
Earthbound spirits, my gramother called them.
"Yeryüzünde sıkışmış ruhlar", derdi büyükannem onlara.
She's what i like to call an earthbound spirit.
Ona "yeryüzünde sıkışmış bir ruh" diyebilirim.
Earthbound spirits, my grandmother called them.
"Yeryüzünde sıkışmış ruhlar", derdi büyükannem onlara.
And if the inn is destroyed with them in it, they'll be earthbound forever.
Ve eğer otel onlar içindeyken yok edilirse, onlar sonsuza kadar dünyaya bağlı kalacaklar.
"Earthbound spirits," my grandmother called them, the ones who have not crossed over yet because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Büyükannem "yeryüzünde sıkışmış ruhlar" derdi onlara, henüz öbür tarafa geçememişler çünkü yaşayanlarla halletmeleri gerekenler var, ve benim yardımımı istiyorlar.
Earthbound spirits who haven't crossed over.
"yeryüzünde sıkışmış", öbür tarafa geçemeyen ruhları.
Earthbound spirits, my grandmother called them the ones who have not crossed over yet because they have unfinished business with the living and they come to me for help
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem. yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler. ve yardım için bana gelirler.
Well, most likely, your son passed over easily without issues to keep him earthbound
Herhalde oğlunuzu burada tutacak meseleler yoktu, öbür tarafa geçti.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem. yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler. ve yardım için bana gelirler.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living.
Büyükannem onlara "Yeryüzüne sıkışmış ruhlar" derdi. Yaşayanlarla halletmeleri gerekenler olduğundan kalıyorlar, ve yardım etmem için bana geliyorlar.
"Earthbound spirits" my grandmother call them.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living.
Yeryüzünde kalmış ruhlar, derdi büyükannem henüz öbür tarafa geçememişler.
You see, unlike our clunky earthbound forms of construction the technology on Krypton, Superman's home world was based on manipulating the growth of crystals.
Anlayacağın, bizim hantal ve toprağa bağlı yapılarımızdan farklı olarak Superman'in gezegeni Kripton'un teknolojisi kristallerin büyümesini kontrol etmeye dayanmış.
Cello remains earthbound, but the other voices soar suspended.
Çello yerde kalır ama, diğer sesler havada asılı kalır.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem, yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler, ve yardım için bana gelirler.
I own an antique store... most earthbound spirits are excited to know there's someone there they can talk to and that can see them.
Üzgünüm. Ben bir antika dükkanı işletiyorum... Bir çok yeryüzünde sıkışmış ruhlar kendileri ile konuşabilecek ve onları gören birinin olduğunu bilmekten heyecanlanırlar.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over yet because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem, yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler, ve yardım için bana gelirler.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem. yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler ve yardım için bana gelirler
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem, yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler, ve yardım için bana gelirler.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living.
"Yeryüzünde sıkışmış ruhlar", derdi büyükannem onlara. Öbür tarafa henüz geçmeyenler Çünkü yaşayanlarla bitmemiş işleri vardır, ve benden yardım isterler.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
"Yeryüzünde sıkışmış ruhlar", derdi büyükannem onlara. Öbür tarafa henüz geçmeyenler Çünkü yaşayanlarla bitmemiş işleri vardır, ve benden yardım isterler.
Earthbound spirits, my grandmother called them, the ones who have not crossed over because they have unfinished business with the living, and they come to me for help.
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem, yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler, ve yardım için bana gelirler
I'm absolutely sure that Brian is still earthbound.
Brian'ın hala yeryüzünde kaldığında kesinlikle eminim
Earthbound spirits, my grandmother called them.
Dünyevi ruhlar, büyükannem böyle derdi.
Earthbound spirits, my grandmother called them.
Yeryüzünden ayrılmayan ruhlar, büyük annem böyle derdi.
They stay earthbound for all kinds of reasons.
Bazı sebeplerden dolayı dünyada kalırlar.
Clark kent is still earthbound.
Clark Kent hâlâ yere bağlı.