Echo translate Turkish
2,309 parallel translation
Echo, for instance.
Echo mesela.
But... He's a repeat client of hers. And "not tonight honey, I have a headache"
Ama Echo'nun devamlı müşterilerinden biridir ve ajanlarımızın "Bu gece olmaz tatlım, başım ağrıyor" gibi bahaneler yaratmasına müsaade etmiyoruz.
Well, to Echo's health.
Echo'nun sağlığına diyelim.
To Echo's health.
Echo'nun sağlığına.
Echo... It's time for your treatment.
Echo tedavi zamanın geldi.
Echo, would you like a treatment?
Echo, tedavi olmak ister misin?
Echo said this imprint loved the guy.
Echo bu kişiliğin ona âşık olduğunu söylemişti.
For Echo.
Echo'ya.
He's the only one out there with a kwledge Of this place and an obsession with Echo.
Buradaki insanlar dışında, buradan haberdar olup Echo'yu saplantı hâline getiren bir o var.
I want her back in solitary, immediately.
Echo'yu tekrar tecrit altına alın hemen. - Neden?
Because if this was, in fact, The work of Alpha, then Echo was his accomplice.
- Çünkü bu gerçekten Alpha'nın işiyse, Echo da suç ortağı demektir.
Echo was missing for three months.
Echo üç ay boyunca kayıptı.
Find Alpha and keep her locked up.
Alpha'yı bulun ve Echo'yu kilit altında tutun.
She did marry Echo in San Francisco.
Echo'yla San Francisco'da evlenmişlerdi.
They were about love. They loved her?
Echo'yu sevmişlerdi.
Echo loved them.
Echo da onları.
Books Echo once a year on his birthday.
Echo'yu her sene doğum gününde tutuyor.
Echo's crazy about him.
Echo ona deli oluyor.
What did you say, about you and Echo,
Echo'yla ikiniz hakkında bir şey söylemiştin.
Tell me, which part Of "put Echo in solitary" was unclear to either of you?
Söyler misiniz "Echo'yu tecrit edin" buyruğumun hangi kısmını anlamadınız acaba?
Echo was the only one who could find Mynor and bring him in.
Mynor'ı bulup getirebilecek tek kişi Echo'ydu.
If it's Echo you want, I could send for her.
İstediğin Echo'ysa gönderebilirim.
Well, I'm not here for Echo.
Echo için gelmedim.
Not for Echo.
Echo için yok.
Echo, I'm, uh, I'm gonna leave now.
Echo, ben artık gideyim.
We need to find Echo.
Echo'yu bulmamız gerek.
She totally went all cylon on me and sent a sleeperized assassin after Echo right behind my back.
Bana karşı resmen saylonlaştı ve arkamdan iş çevirip Echo'nun peşine uykudaki suikastçi ajanlardan taktı.
I mean to Echo, Topher.
Echo'dan bahsediyorum, Topher.
What happened to Echo?
Echo'ya ne oldu?
Find Echo.
Echo'yu da bulun.
- My name is Echo. - Galena.
- Benim adım Echo.
DeWitt was Caroline's enemy, not Echo's.
DeWitt Caroline'nin düşmanı, Echo'nun değil.
My name is Echo.
Benim adım Echo.
- Has he got a lead on Echo?
- Echo'nun izini mi bulmuşlar?
- Echo.
- Echo...
Hello, Echo.
Merhaba, Echo.
We all know Echo is special.
Echo'nun özel olduğunu hepimiz biliyoruz.
Echo's not a blank slate.
Echo boş bir yazı tahtası değil.
I'll deliver the news to echo.
Echo'ya haberleri ben iletirim.
Echo?
Echo?
Paul ballard is brain-dead because of echo.
Paul Ballard'ın beyin ölümü Echo yüzünden oldu.
Echo brought alpha to the house.
Echo Alpha'yı eve getirdi.
It all starts with echo.
Herşey Echo ile başlıyor.
Echo.
Echo.
You're always talking to echo.
Sen her zaman Echo ile konuşuyorsun.
I just lost echo's gps.
Şuan Echo'nun gps izini kaybettik.
You sent echo and sierra to retrieve victor.
Echo ve Sierra'yı, Victor'ı kurtarmaları için gönderdin.
You're obsessed with keeping echo under your thumb.
Echo'yu parmağında oynatmayı saplantı haline getirdin.
Echo's down.
Echo düştü.
Ex-client of Echo's, s, wad dead three days ago
Echo'nun eski müşterilerinden.
This is brian chu.
Echo'yu bir aylık Avrupa turuna çıkarıp Viena'da evlenmeye çalışmıştı. Bu da Brian Chu.