English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Elevating

Elevating translate Turkish

64 parallel translation
Elevating emotions over simple logic, that is a human response.
Duyguları, temel mantığın üzerine koymak. İşte bir insan tepkisi.
Are there any still willing to pay me... for elevating them to the sacred college?
Hâlâ, Ruhban Okulu'na kabul edilmek isteyenler var mı?
And now, the toad elevating moment.
Şimdi de Kurbağa Zıplatma Anı.
They're elevating Grishka to the Cabinet.
Grişka'yı Kabineye atıyorlar.
As long as you haven't succeeded in elevating your dear husband to this nonsensical emancipated condition of yours, then you can be sure he has been saved just in time.
Özgür görünme takıntın yüzünden onu yüceltemedin ve adam tam zamanında kendini kurtardı.
Nothing very elevating about two gorillas beating each other to a pulp.
İki gorilin birbirini sopalamasını izlemek de o kadar hoş değil.
Unless your blood pressure keeps elevating.
Tabii, tansiyonun yükselmeye devam etmezse.
Elevating your legs when you sit should provide all the relief you need.
Oturduğunda, bacaklarını biraz kaldırman, rahatlamanı sağlayacaktır.
I promised they could stay in exchange for elevating me to godhood.
Beni tanrı katına yükseltmeleri karşılığında kalabileceklerini söyledim.
- [Electric Bed Elevating]
- [powered ágyemelõ ses]
Elevating mattresses.
Kumandalı döşekler.
Yes, but as I say, it wouldn't be an elevating mattress.
Evet, ama dediğim gibi, sade ve hareket etmeyen bir yatak olur.
Can't we do something a little more elevating?
Biraz daha yükseltici bir şeyler yapamaz mıyız?
Victory to the Mohicans,'cried Hawkeye, once more elevating the butt of the long and fatal rifle. "
Zafer, Mohican'ların! "diye bağırdı Şahin Gözü ve uzun tüfeğinin dipçiğini bir kez daha kaldırdı."
Not outwardly, but the doctor says his temperature's elevating.
- Görünüşte hasta değil. Ama doktor ateşinin yükseldiğini söylüyor.
Well done Carson, for once again elevating medicine to actual science!
İyi işti Carson, tıbbı bir kez daha gerçek bilim mertebesine yücelttiğin için!
... which is also elevating a panic- -
... panik yükseliyor- -
Here, I think, Tarkovsky affects us at a level which is much deeper, much more crucial for our experience than all the standard, spiritual motives of elevating ourselves above material reality and so on.
Tarkovsky'nin, bizi maddi realitenin ötesine taşıyan spiritüel motiflerden daha derin bir seviyede, daha can alıcı bir şekilde etkilediğini düşünüyorum
Oh! I'm elevating us to threat level yellow.
Tehdit seviyesini sarıya çıkartıyorum.
More than a few board members are regretting elevating such an unseasoned executive into the top job.
Pek çok kurul üyesi, bu acemiyi, bu işe soktukları için ve onu terfi ettirdikleri için pişman.
It's just that whatever relief elevating your blood pressure brings causes you to miss things- - important things.
Yalnızca kan basıncınızı yükselten bu durum bazı önemli şeyleri gözden kaçırmanıza neden olduğu için.
Elevating the fragment.
Parçayı alıyorum.
Do I look like I'm elevating?
Yükselmiş gibi miyim?
He's scared, his pulse is elevating, step up.
Korkmuş durumda, nabzı yükseliyor. Haydi.
For it is elevating someone to a new level of understanding, furthering awareness.
Çünkü bir insanı yepyeni bir kavrayış seviyesine yükseltir, ve farkındalığını artırır.
She's elevating toward redline.
Üst sınıra doğru yaklaşıyor.
Thus elevating him to the status of martyr.
Böylece şehit olma şerefine nail olabilecek.
You two will vigilantly monitor mr. Dunn's elevating ICP's.
Siz ikiniz pür dikkat Bay Dunn'ın kafa içi basınç bulgularını izleyeceksiniz.
"which has the effect of elevating said girl's interest in you."
Böylece kızın senden etkilenmesini sağlarsın.
Unless, it's not his liver that's elevating his albumin, it's his kidneys. Renal failure.
Albümin değerini yükselten karaciğer değil de böbrekleriyse değil.
Now before we begin any mind-elevating dialogue condescendingly labeled as "tutoring,"
Küçümseyerek "özel ders" adını verdiğimiz bu akıl dolu diyaloğa başlamadan evvel yeteneklerinin temel tesbitini yapmam gerek.
At the very least, we should be elevating the way women are perceived in society.
En azından kadınların toplumdaki görünüşünü yükseltmemiz lazım.
Pope Innocent had every intention of elevating them publicly.
Papa Innocent açık bir şekilde makamlarını yükseltme niyetini göstermişti.
Keep thoughts towards elevating this house.
Düşüncelerini bu haneyi yüceltmek üzerinde tut.
As he will in the primus, elevating the house with glorious performance.
Açılış oyunlarında da olacağı gibi o harika performansıyla hanemizi yüceltecek.
Uh, everyone's heart rates just started elevating.
Herkesin kalp atışı hızlanmaya başladı. Tanrım.
His heart rate's finally elevating.
Kalp atış hızı sonunda yükselmeye başladı.
And just like that, our night of elevating our status had ended.
Ve statümüzü arttıracak olan gecemiz öylece sona ermişti.
You know, often in history - the event which may appear as a catastrophe - saves persons or an idea, elevating it into a myth.
Tarihte sık sık felaket olarak görülen olaylar,... insanları ya da bir fikri, mit mertebesine yükselterek kurtarır.
but elevating a commoner to nobility is just not acceptable.
Doğru olabilir ; fakat ayaktakımından birisine asalet vermek kabul edilemez.
You're elevating his quirk to a disorder now?
Bir dakika, bir dakia Onda acayip bir hastalık mı gelişti?
"I can assure you that it will be a fine and elevating picture. " And for the sake of this prospect, it is worth standing fast. " Hold out now, so that 100 years hence,
Almanya eski büyük günlerine dönmeye başladığı için şükretti ve bu süreç içinde Alman ordusunun güçlenmesi için büyük çaba harcadı.
" I can assure you that it will be a fine and elevating picture.
Güzel ve cesaret verici bir film olacağını garanti ederim.
Thinks he's... Elevating them somehow.
Onları bir şekilde yücelttiğini düşünüyor.
To work is elevating, to accomplish is superb.
- Çalışmak yükseltir, başarı ise muhteşemdir.
He's speaking to his subjects with the promise of elevating their lives... through death, one experiences life.
Tebaasına hayatlarını, hayatın bir tecrübesi, ölüm yoluyla yüceltme vaadinde bulunuyor.
And it is the first step towards elevating the Rammer Jammer to a destination spot for Belles and book clubs and wine tasting groups and knitting cabals.
Bu Rammer Jammer'ı Belles için kitap kulüpleri, şarap tadım grupları ve örgücü hanımefendiler için hedef noktası haline getirecek ilk adım.
Well, as someone who's spent more than their fair share at the Rammer Jammer, I didn't realize I needed elevating!
Onların ortaklığından çok önceden beri Rammer Jammer'da olması gerektiğinden fazla zaman geçiren biri olarak, kalitemin yükseltilmesi gerektiğinin farkına varmamıştım.
He is elevating himself to another plane, one lesser men like ourselves can only strive to reach.
Bret Stiles ölemez. Kendisini baska bir düzleme yükseltiyor bizim gibi küçük adamlardan birinin ancak hayal edebilecegi bir yere.
Elevating your consciousness out of your bodies.
Bilincinizi vücudunuzdan kaldırıyorum.
I was elevating the status of the old nobility. So you got ten years for a performance in a film.
Yani bir filmde iyi bir performans sergilediğin için 10 yıl yedin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]