Elevator bell dings translate Turkish
169 parallel translation
Okay. ( elevator bell dings ) Carol?
Tamam.
[ELEVATOR BELL DINGS] He's back.
Geri geldi.
[Elevator Bell Dings]
[Asansörün zili çalar]
[Elevator Bell Dings]
[Asansör zili çalar]
- [Elevator Bell Dings] - Aah!
Aah!
Apparently, there's no catch. [Elevator bell dings] I'll see you at home.
Ama yakalanacak bir şey yokmuş demek ki.
[Elevator Bell Dings] So you think this demon is eatin'the hearts of heroes, huh?
Bu iblisin kahramanların kalplerini yediğini düşünüyorsun yani?
Come on, Annette. [Elevator Bell Dings] I'll get the next one.
Hadi, Annette.
[Elevator Bell Dings] Mr. Monk.
Bay Monk.Senin için endişelendim.
- I was mildly delirious. - [elevator bell dings]
İnlerken daha sessiz olmam gerekirdi.
[Elevator Bell Dings] No way this could happen, Danny.
Bunun olması imkânsız, Danny.
- [Elevator bell dings ] [ Meredith] And sometimes we tell the truth because we just can't help ourselves.
Ve bazen gerçeği söyleriz çünkü kendimize engel olamayız.
[Elevator bell dings ] [ Gasps] You're George Lucas!
Sen George Lucas'sın!
[Elevator bell dings] George :
Çok iyi yapıyorsun.
( Elevator bell dings ) i cannot believe that daddy decided to stay with roman
Babamın benimle The Carlyle'da çay içmesi yerine
You must have been very beautiful out there on the ice. ( Elevator bell dings )
Buzun üstünde mutlaka güzel görünüyorsundur.
[Elevator bell dings] Mode magazine stands behind the Meade family... And we are certain all of these matters will be resolved...
Mode dergisi, Meade ailesinin arkasındadır ve tüm bu sorunların en kısa zamanda, uygun şekilde çözüleceğinden eminiz.
- I see you're well protected. - [Elevator Bell Dings]
Gördüğüm kadarıyla oldukça iyi korunuyorsunuz.
We have a helicopter on its way to take you both to a safe location. [elevator bell dings]
İkinizi birden güvenli bir yere götürecek.
( ELEVATOR BELL DINGS ) Are you deflecting now?
Şu an sen de saptırmıyor musun?
Big Daddy's my father. [ELEVATOR BELL DINGS]
Süper baba, benim babam.
It would be - - [Elevator Bell Dings]
Benim patronumsun. Belki farklı olsa...
[ELEVATOR BELL DINGS]
Arayacaksın... zaman bulduğunda.
( Elevator bell dings ) Don't, Angel.
Yapma Angel.
I mean, we are neighbors, and... ( elevator bell dings ) today just doesn't feel like a day for attorneys.
Biz komşuyuz ve bugün avukatlık bir gün değil sanki.
( Elevator bell dings ) Who here approved the new guy moving the hand replant to an or?
Yeni adamımızın el plantını acile sevk etmesini buradan kim onayladı?
( elevator bell dings ) ( Castle ) What's gonna happen to Lara?
Lara'ya ne olacak?
I'm sorry, but we shouldn't feel bad... [Elevator Bell Dings] About wanting a little time for ourselves.
Kusura bakma ama kendimize biraz zaman ayırmayı istedik diye kötü hissetmemeliyiz.
I will deal with Haley. [Elevator Bell Dings]
Ben Haley'le ilgilenirim.
( Elevator bell dings ) Ms. Novatski.
- Bayan Novatski.
I need to know something. ( Elevator bell dings )
O yüzden bir şeyler öğrenmeliyim.
[Elevator bell dings] That's not gonna happen.
O kadar değil.
I'm late. [elevator bell dings] doesn't mean I should be, too.
Nefesin ayak gibi kokuyor.
Would you just please let her know... ( Elevator bell dings ) I need to speak with her immediately?
Onunla derhal konuşmam gerektiğini ona söyler misin?
Uh... ( ELEVATOR BELL DINGS )
Ah... ( ASANSÖRLÜ BELL dings )
And if there were evidence proving that he was innocent, would you go after it? ( Elevator bell dings )
Masum olduğuna dair bir kanıt varsa peşinden gider misin?
Tell me something good. ( Elevator bell dings )
Bana iyi bir şey söyle.
( Elevator bell dings ) Your best theory's a lie.
En iyi teorin bir yalan.
[Elevator bell dings]
Hayat doluydu.
[Elevator Bell Dings]
- Affedersiniz- -
- [Elevator Bell Dings] - You pay me for my advice, right? Well, leverage everything.
Herşey için bastırabiliriz.
[Muffled ] Mm-hmm. Is everyone all right? [ Elevator Bell Dings]
Hepiniz iyi misiniz? Sen başardın, preciosa.
[Elevator bell dings] Oh, Sofia, it's you!
Sofia, buradasın!
( elevator bell dings )
Bu iyi bir nokta.
- [Elevator Bell Dings]
Haklısın.
( elevator bell dings )
Yalancısın.
[Elevator Bell Dings] Lily, where you going, huh?
Lily, nereye gidiyorsun bakayım?
I'll give you $ 1,000 if you quit asking me- - oh, God. [Elevator bell dings] 10-to-1?
10'a 1 mi?
[elevator bell dings ] [ indistinct talking] Hey, hon.
Selam tatlım.
( Elevator bell dings ) They go with her everywhere, except inside his star island compound.
Onu her yerde takip ederler tabii yıldız adasındaki villası hariç.
( elevator bell dings ) i'm so sorry. i didn't know what to do.
Çok üzgünüm.