Embarrassed translate Turkish
5,434 parallel translation
Aren't you embarrassed?
Utanmıyor musun?
And then I embarrassed myself.
Sonra da kendimi küçük düşürdüm.
'Cause I was embarrassed, Winston.
Çünkü utanıyordum Winston.
You embarrassed me in front of my colleagues on my first day here.
Buradaki ilk günümde, iş arkadaşlarımın önünde beni utandırdın.
Oh... embarrassed you? You know what?
Utandırdım mı?
Well, can you believe she said I embarrassed her?
Onu utandırdığımı söylemesine inanabiliyor musun?
Honestly, I'm embarrassed for you.
Aslında beni utandırıyorsun sen.
At first, I was just hurt and angry and embarrassed, because he turned out to be exactly what everyone said he was.
Başlangıçta sadece incinmiş, kızgın ve utanmıştım çünkü tam olarak insanların söylediği kişiye dönüşmüştü.
You embarrassed me in front of my sister.
Kız kardeşimin önünde rezil olduğum için.
Some of her students were embarrassed that they needed help, so she kept things quiet.
Bazı öğrenciler yardıma ihtiyaçları olduğunu söyleyemeyecek kadar utangaçtı. O da yardımı sessizce yaptı.
Too embarrassed?
Utandın mı?
Well, yeah, your own kid, embarrassed to be seen with you, you know?
Evet. Öz evladın seninle görünmekten utanıyor.
who should be embarrassed by that story.
Evet, bu hikâyede utanması gereken benim tabii.
I was so embarrassed
Çok utanmıştım.
I'm embarrassed enough as it is.
Zaten yeterince mahçup durumdayım şu an.
I'm embarrassed to see your face, Assistant Jung.
Sekreter Jung, senin karşında çok mahcup oldum.
- Dude, I'm embarrassed, I can't go.
- Kanki utanıyorum ya yapamıyorum.
- He helped me because he was embarrassed by what I'd become.
Benden utandığı için yardım etti.
Shouldn't you go? You should be embarrassed from getting hit.
Dayak yiyip yerin dibine giren kişinin nakil olması daha doğru olmaz mı?
You're embarrassed?
Utanıyor musun?
It's better being embarrassed.
Mahcup olması boş söz söylemesinden yeridir.
Everyone's waiting to eat dessert and is very embarrassed for you.
Herkes tatlı yemek için bekliyor ve bu senin için çok utanç verici bir durum.
I only embarrassed myself in front of Young Do.
Young Do'nun karşısında utandım.
Why are you suddenly embarrassed?
Neden bu kadar utandın ki?
- I don't know why you're embarrassed.
- Neden bu kadar utandığını anlamıyorum.
There's no reason to be embarrassed.
Utanmana gerek yok.
What embarrassed me the most was...
Gerçekten beni utandıran şey...
I wasn't embarrassed about being poor.
Fakirliğimden dolayı utanmıyorum.
I was embarrassed about lying.
Yalan söylediğim için utanıyorum.
The reason you got angry is because you were embarrassed.
- Kızmanın sebebi, utandığın içindi.
How did you date me if you were so embarrassed?
- Bu kadar utanacaktın madem nasıl benimle çıktın?
She's embarrassed.
Utandı.
I don't feel awkward. I feel embarrassed.
Garip davranmıyorum, utanıyorum.
I'm actually embarrassed to tell you our name.
Grubun adını söylemeye bile utanıyorum.
You're not embarrassed about digging up people's personal lives?
İnsanların şahsi hayatlarını eşelemeye utanmıyor musun?
Aren't you even embarrassed?
Hiç mi utanmıyorsun?
- Are you embarrassed?
- Sizi utandırdım mı?
Imagine if someone younger than you embarrassed you in front of other people.
Sizden küçük birinin sizi insanların önünde rezil ettiğini düşünün.
I don't want to be embarrassed by what I'm allowed to say or not say around you.
Yanındayken söyleyebileceğim şeylere sınır getirip kendimden utanmak istemiyorum.
I'm embarrassed that I'm embarrassed.
- Utandığımdan utandım şimdi de.
I'm embarrassed for you running to me every single time.
Her seferinde bana koşmandan utanıyorum.
Well, now I'm just embarrassed.
Şimdi çok utandım ama.
There's no need to be embarrassed.
Utanmaya hiç gerek yok.
I'm a little embarrassed about the other day.
Geçen gün için biraz utanıyorum.
I'm embarrassed to say that I don't know where I am.
Nerede olduğumu bilmediğimi söylemekten utanıyorum.
I'm embarrassed you don't have decent shit.
- Bu terbiyesizliğinden ben utanıyorum.
Man, you're not the least bit embarrassed to be shopping here?
Dostum biraz olsun burada alışveriş yaptığın için utanmıyor musun?
That happens a lot, don't be embarrassed.
Bu çok olur, utanmana gerek yok.
- Your face is embarrassed!
- Utanan sensin!
Don't be embarrassed.
Hiç utanma.
Embarrassed?
Utandın mı?