English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Embezzling

Embezzling translate Turkish

181 parallel translation
Can you stop embezzling a minute and give me your attention?
Bir dakikalığına zimmetine para geçirmeyi bırakıp beni dinleyebilir misin?
The management must have been embezzling.
Yönetim zimmetine para geçirmiş olacak..
His boss was embezzling, and he had to cover up.
Patronu zimmetine para geçirmiş, o da üstlenmek zorunda kalmış.
- Embezzling her money. - That's about the size of it.
- Para sızdırdığı için olmalı.
Flynn, are you embezzling?
Flynn, zimmetine paramı geçiriyorsun?
Embezzling is such an ugly word, Mr. Bradley.
Zimmetine para geçirmek güzel bir tanımlama değil, Bay Bradley.
I've been embezzling from your family for close to a quarter of a century.
Yaklaşık çeyrek asırdır ailenizin parasını araklamaktayım, efendim.
We caught him pilfering at our club, embezzling funds, selling drugs.
Onu kulüpten çalarken, zimmetine para geçirirken, uyuşturucu satarken bulduk.
He'd been embezzling for years yet you kept him on.
Yıllardır zimmetine para geçirmesine rağmen onu çalıştırmaya devam ettiniz.
For years, you see, he had been embezzling vast sums of money from his own bank, draining it to death, as we have seen, and converting the spoils into the gems, which he stores in the safe.
Yıllardır kendi bankasından para çekip duruyordu ve gördüğümüz gibi para suyunu çekti. Parayı kasada duran mücevherlere dönüştürüyordu.
Maybe the kid's embezzling from him.
Çozuk zimmetine para geçiriyor olmalı.
Why don't you come here and give your little embezzling cowboy a ride around the bungalow.
Gel de çılgın kovboyuna bungalovda bir tur attır bakalım.
Alan and old Buster Keeton have been embezzling from the town treasury, dear lady.
Alan ve ihtiyar Buster Keeton kasaba bütçesinden zimmetlerine para geçiriyorlar.
- The money that you and Dan Keeton have been embezzling from the town treasury.
- Sen ve Dan Keeton'ın kasaba bütçesinden çaldığınız para.
Via the company, and behind my back, he was embezzling funds.
Şirket aracılığıyla ve arkamdan iş çevirerek, zimmetine para geçiriyormuş.
The kind where I don't say I was fired and you don't say Susan is embezzling.
Birbirimize yalan söylediğimiz çeşit bir evlilik.
He got caught embezzling the funding, and jumped off the bridge.
Zimmetine para geçirdiği ortaya çıkınca kendini köprüden aşağı attı.
You've been embezzling the steeple fund (! )
Kilise kulesini dolandırıcılık ile zimmetine mi geçirdin yoksa?
My husband was a financier, so he was accused of embezzling.
Ne yazıkki kocam maliyeciydi ve yolsuzlukla suçlandı.
I know you've been embezzling my pizza.
Pizzalarımı aşırdığınızı biliyorum.
A homo is one thing, but an embezzling homo is out.
İbne dedik tamam ama görevi suistimal eden bir ibneyse, ben yokum.
There was Byron, the embezzling bank manager.
Zimmetine para geçiren banka müdürü Byron,
Maybe Whitney was embezzling money from the company.
Belki Whitney şirketin parasını zimmetine geçirdi.
You're embezzling from the company.
Sen de şirketten araklıyorsun.
How long have you been embezzling from this corporation?
Ne kadar süreden beri bu şirketten para çalıyordun?
Embezzling!
Çalmak!
Embezzling?
Çalmak mı?
Apparently, he was also embezzling from Faith Heritage for years,
Ve ayrıca, yıllardır İnanç Mirasından kendi zimmetine para geçiriyormuş.
Did six years in Leavenworth for embezzling government funds and Captain Watson as responsible for putting him there.
Hükümet fonundan para çalmak suçundan Leavenworth'ta yatmış Yüzbaşı Watson onu hapse attıran kişi.
Jackie, your father's in prison for embezzling $ 60,000 from the city.
Jackie, baban şehirden 60,000 dolar zimmetine geçirdiği için hapishanede
I'm not embezzling from my own charity.
Kendi hayır kurumumun parasını zimmetime geçirecek değilim.
He admitted embezzling funds?
Fonları zimmetine geçirdiğini itiraf etti mi?
Cagne has been embezzling the Russian loans.
Cagne, Ruslara verilen borçları çalıyor.
And I thought that maybe he was embezzling money and taking advantage of you, and that's why I hired you to do your work at the office.
Ve belki de malûm parayı alıkoyup senden yararlanmaya çalışıyordur diye düşündüm. İşte bu yüzden de seni işe aldım ki, işlerini ofiste halledebilesin.
What does any of this have to do with the embezzling charges?
- Evet. Bunların zimmetine para geçirme suçlarıyla ne ilgisi var?
Embezzling, nice.
Zimmetine geçirme mi?
The Sunday World ran a sensational story accusing emily shaw of embezzling funds from her own charity, Educate africa.
Sunday World sansasyonel bir yazı yayımladı yazıda Emily Shaw'u kendi hayır kurumu Afrika'yı Eğitelim'den zimmetine para geçirdiğini iddia etti.
Manager thinks that one of the security guys might be embezzling.
Müdür, güvenlik görevlilerinden birinin hırsız olduğunu düşünüyor.
Well, who's the guy embezzling from, you know, anyway?
Şey, bu adam kimin parasını zimmetine geçiriyorki, bilirsin, herneyse?
- Well, he's embezzling from you.
- Sizin paranızı zimmetine geçiriyor.
- Are you embezzling from us?
- Bizden zimmetine para geçiren adam mısın?
Actually, accounting discovered who was embezzling this morning.
Aslında, muhasebe bu sabah kimin zimmetine para geçirdiğini ortaya çıkardı.
Wong said he and Lynn were partners on a con, embezzling from the DLA, until Lynn tried to blackmail Wong out of his share.
Savunma ve Lojistik Dairesi'nden zimmetlerine mal geçiriyorlarmış. Lynn şantaj yapıp Wong'un payını istemiş.
Our suspect told Petty Officer Lynn a co-worker was under investigation for embezzling.
- Şüphelimiz Astsubay Lynn'e, bir iş arkadaşının zimmetine mal geçirmekten soruşturulduğu söylendi.
Some officers are embezzling the food.
bazı muhafızlar yiyecekleri zimmetlerine geçiriyor.
He's embezzling money from my parents and he's put the account in your name.
Ailemin parasını zimmetine geçiriyor ve adına açıIan hesaba aktarıyor.
Point shaving, theft, embezzling.
Şike yapmak, hırsızlık, zimmete geçirme.
but then, tragically, I was murdered by an embezzling co-worker my one regret was, I never got to tell her I love her
- Bir solunum yolu problemi vardı ama iyileşiyor. Ona bayılacaksın. - Bekle biraz!
Are you embezzling from my brother?
Kardeşimin parasını zimmetine mi geçirdin?
Embezzling.
Hortumlama.
The suspect was the one who was embezzling.
- Zanlı, zimmetine mal geçiriyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]