English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Emmitt

Emmitt translate Turkish

54 parallel translation
And in the evening I sit around and drink bourbon whiskey and read law with Parnell Emmitt McCarthy.
Akşamları da oturup... viski içiyor ve Parnell Emmitt McCarthy'yle birlikte hukuk metinleri okuyorum.
Out of bounds to Emmitt Smith.
Emmitt Smith saha dışında.
Emmitt Smith going to the far side of the field.
Emmitt Smith sahanın uzak köşesine gidiyor.
Emmitt County Sheriffs Station.
Emmit İlçesi Şerifinin ofisi.
- Wanna go again?
- Haydi, Emmitt.
What will Mr. Cosby think if you don't go back? - Come on, Emmitt.
O etkileyici, zeki...
Galactica, Emmitt. Tanker's intact.
Emmitt'den Galactica'ya Tanker sağlam durumda.
Emmitt Mitchell, from dust have you come and to dust shall you return and from dust shall you not be resurrected.
Emmitt Mitchell, topraktan geldin, toprağa döneceksin. - Topraktan da hortlamayacaksın. - Topraktan da hortlamayacaksın.
Emmitt Smith!
Emmitt Smith!
But you're Emmitt Smith.
Ama sen Emmitt Smith'sin.
I met Emmitt Smith today.
Bugün Emmitt Smith ile tanıştım.
Hey, my pneumonia patient, Mrs. Emmitt, is presenting with a crapload of fluid in her left lung.
Zatürree hastam Bayan Emmy'nin sol akciğerinde gırla sıvı var.
Okay, Mrs. Emmitt, there's going to be a little discomfort from the needle, but not too much.
Evet, Bayan Emmy, iğne biraz acıtacak ama çok değil.
Mrs. Emmitt, I'm gonna need you to hold still.
Bayan Emmy, hareket etmeyin lütfen.
Mrs. Emmitt, we can't drain the fluid in your chest until we repair your collapsed lung.
Bayan Emmy, akciğeriniz iyileşmeden sıvıyı alamayız.
You must be Emmitt arnett.
Sen Emmitt Arnett olmalısın.
Come on, Emmitt!
Hadi, Emmitt!
Emmitt, I assume you're gonna take of that.
Emmitt, sanıyorum sen bunu halledersin.
Show me the cash, Emmitt, or I swear to God I'm gonna get a machete and a blowtorch, and I'm gonna make your body as small as I possibly can.
Bana parayı göster, Emmitt, yoksa yemin ederim, bir bıçak ve pompa alır, vücudunu ayırabildiğim kadar küçük parçalara ayırırım.
Some guy that looks like a fabulous Emmitt Smith just kidnapped my friend.
"İnanılmaz Emmith Smith" e benzeyen bir adam arkadaşımı kaçırdı.
The pace no more than prudent, so Ronnie Jenkins on Emmitt's daddy inches away to a several lengths'lead.
Tempo tedbirliden farklı değil ve Emmett's Daddy üzerindeki Ronnie Jenkins uzak boy araya çok yakın.
- Emmitt's daddy's coming back to the field.
- Olabilir de. - Emmett's Daddy karşılık veriyor.
- Emmitt's daddy now, it would seem, in deep water.
- Emmett's Daddy'nin başı dertte şimdi.
Now it's inside the final eighth, and Emmitt's daddy is finding more.
Son dört yüzde Emmett's Daddy daha da hızlanıyor.
Emmitt's daddy in command - and beginning to draw away.
Emmett's Daddy liderlikte...
Emmitt's daddy all alone at the end.
Emmett's Daddy tek başına potaya giriyor.
That's Emmitt... the current coach of Coventry, and he's pointing at me, number 17.
O Emmitt Coventry'in şimdiki koçu. Ve bana işaret ediyor, 17 numaraya yani.
Coventry and Coach Emmitt are taking the loss with great dignity.
Coventry ve Koç Emmitt mağlubiyeti ağırbaşlılıkla kabukl ediyor.
You had a good thing going here, Emmitt.
Burada keyfin yerindeydi, Emmitt.
I know, just like I know it's no accident that Emmitt Arnett and his assistant are missing.
Biliyorum. Biliyorum, aynı Emmitt Arnett ve sekreterinin kayboluşunun kaza eseri olmadığını bildiğim gibi.
Detroit did not make an investment, Emmitt.
Detroit yatırım yapmadı, Emmitt.
Emmitt, you read the business pages.
Emmitt, ekonomi sayfalarını sen de okuyorsun.
Emmitt Arnett.
- Emmitt Arnett.
Emmitt, is there anything you want to tell me?
Emmitt, bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Don't insult my intelligence, Emmitt!
Beni aptal yerine koyma, Emmitt!
Do you know why? Because he's a federal fugitive, which means that anything he does points right back at me. Which raises the obvious question, was that your intention, Emmitt?
Çünkü kendisi federal bir kaçak yaptığı her şey beni hedef gösterir ki bu da aşikâr bir soruyu akla getiriyor, niyetin bu muydu, Emmitt?
Emmitt?
Emmitt?
Now, we're gonna need a photograph of Emmitt Arnett.
Şimdi, Emmitt Arnett'in bir fotoğrafına ihtiyacımız var.
You had a good thing going here, Emmitt.
- Burada keyfin yerindeydi, Emmitt.
Emmitt Smith, Barry Sanders, Curtis Martin.
Emmitt Smith, Barry Sanders, Curtis Martin.
- His name is Emmitt Otterton.
- Adı Emmitt Samurgil.
There's gotta be somebody to find my Emmitt.
Emmitt'imi bulacak biri vardır mutlaka.
Find my Emmitt.
Emmitt'imi bul.
Yes! That's two days to find Emmitt Otterton.
Emmitt Samurgil'i bulman için iki günün var.
Emmitt Otterton.
Emmitt Samurgil.
Yeah, old Emmitt!
Evet, bizim Emmitt!
Hey, Nangi. These dudes have some questions about Emmitt the otter.
Nangi, bu elemanların susamuru Emmitt hakkında soruları var.
- Eh. Emmitt Otterton.
- Emmitt Samurgil.
And I'm on the Emmitt Otterton case.
Ve Emmitt Samurgil dosyasına bakıyorum.
We just wanna know what happened to Emmitt Otterton.
Emmitt Samurgil'e ne olduğunu öğrenmek istiyoruz sadece.
It's not my Emmitt.
Bu benim Emmitt'im değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]