English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Ethan's

Ethan's translate Turkish

1,136 parallel translation
About two days before t party, someone calls the company, ys they're Ethan Burdick and cancels the clowns, although Ethan says it wasn't him.
Partiden 2 gün önce, biri şirketi aramış, Ethan Burdick olduğunu ve palyaçoların iptal edilmesini istemiş, bununla beraber Ethan, telefon etmediğini söylüyor.
Ethan's a wannabe, he doesn't know anything.
Ethan sadece bir özenti, onun hçbir halttan haberi yok.
It's addressed to Ethan.
Ethan'a gönderilmiş.
Look out, it's Ethan Hawke and Janeane Garofalo.
Dikkat edin. Ethan Hawke ve Janeane Garofalo.
ETHAN : Maybe Hayley's got some ideas.
Belki Hayley'in bir fikri vardır.
Dad Ethan owns half of Louisiana.
Louisiana'nın yarısı babasına ait.
Well, I'll tell ya, you know, I never saw any of Ethan's movies.
Ben hiç, bir Ethan filmi görmedim.
I don't think it's gonna clear up.
Ethan, yakın zamanda duracağını sanmıyorum.
Adam, it's Orson.
Ethan, ben Orson.
Detective Ethan Bennett, meet Detective Ellen Yin.
Dedektif Ethan Bennett, Dedektif Ellen Yin ile tanışın.
- Feels like it was Ethan.
- Ethan'mış gibi görünüyor.
By following Ethan's trail.
Ethan'ın izini takip ederek.
And who the hell's Ethan?
Ayrıca Ethan da kim?
What's your name?
- Ethan.
Ethan, where's Jack?
Ethan, Jack nerede?
That's Ethan on the phone, and he got busted shoplifting.
Arayan Ethan'dı, hırsızlık yaparken yakalanmış.
Why don't you guys wait in Sign-In until Ethan's mom gets here?
Neden Ethan'ın annesi gelene kadar burada oturmuyorsunuz?
Ethan's losing the light.
Ethan ışığı kaçırıyor.
Right after you've dunked Ethan's head in the toilet.
Ethan'ın kafasını klozete soktuktan hemen sonra.
You can't let them dunk Ethan's head in the toilet. Not again.
Ethan'ın kafasını klozete sokmalarına izin veremezsin.
Ethan's the bad guy.
Ethan kötü adam.
Whoever he is, wherever he comes from, we'Ron Ethan's turf.
O her kimse, nereden geliyorsa, Şu an Ethan'ın avıyız.
- My God, you're Ethan Hawke!
Aman Tanrım, sen Ethan Hawke'sın!
My God, it's Ethan Hawke!
Aman Tanrım, bu Ethan Hawke!
I'm leaning toward Ethan for a boy. Or Glenda if it's a girl.
Erkek olursa Ethan'ı, kız olursa Glenda'yı düşünüyorum.
- Ethan infiltrated us.
- Ethan aramıza sızdı.
Whoever he is, wherever he comes from, we are on Ethan's turf.
O her kimse ve nereden geliyorsa gelsin, Ethan'ın sahasındayız.
Or Ethan's team.
Ya da Ethan'ın ekibi.
His name's Ethan Burdick.
Adı Ethan Burdick.
Now, I got to tell you, taking advice from the people that kidnapped your daughter is not a good idea. Ethan, what's...?
Size söylemeliyim ki, kızınızı kaçıranlardan akıl almak pek iyi fikir değil.
That's how I first met Ethan Burdick.
Ethan Burdick'le de böyle tanıştık.
I think somebody was trying to get into Ethan Burdick's computer system.
Sanırım birileri Ethan Burdick'in bilgisayarına girmeye çalışmış.
I mean, getting into Ethan's system would certainly tell them how far along he is.
Demek istediğim, Ethan'ın sistemine girerek onun, çözümünde nerede olduğunu zaten biliyorlar.
Ethan with a time limit, the stress of your daughter's...
Ethan zaman sınırlaması, kızının verdiği stres... Evet, bunun farkındayım, biliyorum, tamam mı?
Reimann's is a master key - it opens all doors.
Reimann'ın ki ana anahtar- - tüm kapıları açıyor. Değil mi, Ethan?
Who's that, Ethan?
Kimden söz ediyorsunuz, Ethan mı?
Ethan, Jake's headed for a fall, and he's not the kind of guy you want to be near when he goes down.
Ethan, Jake düşmek üzere, ve o, düşerken yanında olmak isteyebileceğin türden biri değil.
I sort of understand what it's like to be this kid, Ethan Powell, you know... my freshman year at Princeton, there were times I where pretty desperate to fit in, any way I could.
Ethan Powell gibi bir çocuk olmayı biraz olsun anlayabiliyorum, anlıyor musun? .. Princeton'daki ilk yılımda,
Ethan's engineering skills could help him do that.
Ethan'ın mühendislik tecrübeleri bunu yapabilmesine imkan sağlayabilir.
Ethan, where's the Rabbit's Foot?
Ethan? Tavşan Ayağı nerede?
Oh, God, no. Ethan, that's what we talked about...
Hayır, bunu konuşmuştuk.
Ethan, what's going on?
Ethan, neler oluyor?
Ethan, there's a G36 in the truck!
Ethan, cipte G36 var.
Ethan Hunt is attempting to escape the building.
Ethan Hunt binadan kaçmaya çalışıyor.
Wait, wait, Ethan, I'm not saying I have a better idea, but there's a point where bold becomes stupid.
Dur. Daha iyi bir fikrim var diyemem ama cesaretin aptallığa dönüştüğü bir nokta vardır.
I don't understand what's going on, Ethan.
Anlamıyorum. Neler oluyor, Ethan?
Ethan, what's wrong?
Ethan, sorun ne?
While Ethan goes on looking cute forever shtupping his 24-year-old receptionist!
Ethan ise yakışıklı görünmeye devam edip 24 yaşındaki asistanıyla yatıyor!
I work with Ethan.
Ethan'ın yanında çalışıyorum.
Pick up Ethan's laptop.
Ethan'ın diz üstü bilgisayarını almak için.
Jeremiah, it's Ethan's fault for giving him the pulpit.
Jeremiah, ona kürsüyü vermek, Ethan'ın hatası.
ethan 1755

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]