Expected translate Turkish
9,889 parallel translation
I must say I never expected to hear this from any of you.
Bunu hiçbirinizden duymayı beklemediğimi söylemeliyim.
All compounded by being a teenager who can't be expected to maintain a teenage social calendar if I'm too busy worrying about... my father hurting himself or anyone else.
Bir genç kızın yaşaması gereken sosyal hayatı yaşayamadığım için kafam çok karışık. Yaşayamıyorum çünkü kafamda başka bir şey var. Babamın kendisine ya da başka birilerine zarar vermesinden korkuyorum.
Well, I think that went better than expected.
Valla bence beklediğimden iyiydi.
So, I take it round two with Walt didn't go as well as expected?
Walt ile ikinci round pek iyi gitmedi sanırım?
- and I can't be expected to...
- Beklenmedik şeyler olabilir.
That didn't go the way I expected.
Hiç beklediğim gibi olmadı.
By the way, Bruce Wayne is expected to appear at the grand opening tonight.
Bu arada Bruce Wayne bu akşamki büyük açılışta bekleniyor.
I never expected. I built my home on these feelings so I would never have to leave.
Hiç bırakmamak için evimi bu hislerin üzerine kurdum.
It was a... traumatic wound, but Sam is expected to make a full recovery.
Travmatik bir yaraydı ama Sam'in tamamen iyileşmesi bekleniyor.
Nope, no idea. [archer] but all things considered, That went about as well as could be expected.
Her şey düşünüldüğünde bence beklenebileceği gibi geçti.
As I expected, it came back negative, but I took another look at the tendons and I'm pretty sure they weren't torn by predation.
Tahmin ettiğim gibi negatif çıktı ama tendonlara bir daha baktım ve hayvanlar tarafından yırtılmadığından eminim.
I must admit, when I first opened my door in Boston, the sight of your face brought me greater joy than I would have expected.
İtiraf etmeliyim ki Boston'da kapımı açtığımda... senin yüzünü gördüğümde... bir anda mutlu oldum.
I expected more.
Daha fazlasını beklerdim.
I expected more candelabras and flowy curtains.
Beklediğimden daha az şamdan ve flowy perde var.
I expected to find connections that others had missed.
Başkalarının gözden kaçırdığı bağlantıları ben bulurum diye umuyordum.
Tell them that Edgar Bron didn't die, that he's on life support at Washington General, and he's expected to pull through.
Edgar Bron'un ölmediğini Washington General Hastanesi'nde yaşam destek ünitesine bağlandığını ve iyileşmesinin beklendiğini söyle.
I had no idea what he expected.
Ne beklediği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Well, that went as well as could be expected.
Beklendiği gibi bitti.
Yes, and $ 200,000 is double what my client expected.
Evet ama 200,000 dolar müvekkilimin beklediğinin iki katı.
Well, I guess that's to be expected.
Sanırım beklenilen şey de buydu.
Well, um, there's a big storm expected tonight, and if we was to take you over to the island now, by ferry, there might not be another ferry until the storm breaks.
Bu gece şiddetli bir fırtına bekleniyor, Şu an sizi feribotla göndermek istesek te, fırtına kopuncaya dek bir tane daha gelmeyebilir.
He's even scarier than I expected.
Beklediğimden daha korkutucuymuş.
You are not at all what I expected, eh, Stephen?
Pek de beklediğim gibi değilsiniz. Öyle değil mi Stephen?
And what exactly is expected of me?
Benden tam olarak ne yapmam bekleniyor?
Perhaps your guest should be mindful of the time she's expected.
Belki de misafiriniz, geliş zamanı konusunda biraz daha düşünceli olmalıdır.
There was so much more blood than I expected.
Beklediğimden daha çok kan çıktı.
You're home earlier than I expected.
Beklediğimden daha çabuk geldin.
Hands up who expected that.
Bunu bekleyenler elini kaldırsın.
Wow, I expected you to make a scene.
olay falan çıkarırsın diye tahmin ediyordum ben.
People were flying in for the memorial, and it was expected Bobby was going to be there.
İnsanlar törene akın ediyordu. Bobby'nin orada olması bekleniyordu.
As your slave courtesans before fenuvano, was it not expected of Castithan women to recite your poetry?
Aydınlık'tan önce köle olarak fahişelik yapan Castili kadınların şiirlerinizi ezberlemesi beklenmedik bir şey miydi? Evet.
Thank you. Half expected.
- Teşekkür ederim, bekliyordum.
Performed as expected. And how is that?
- Olması gerektiği gibi çalışıyor.
Though it's taking a little longer than I expected.
Düşündüğümden biraz daha uzun sürecek.
As expected, queen elizabeth Was pleased to learn of your eagerness
Beklendiği gibi, bir evlilik birliği kurmak için olan isteğin
Is not what I'd expected.
- bir yolculuk beklemiyordum.
Quite expected result surprised many great the percentage of those who voted "yes".
Kabul edileceği tahmin edilse de evet oyunun oranı şaşırttı.
All expected that you take responsibility.
Bir sorumluluğunuz var.
- I came to ask you a few questions... the last thing I expected to find was you having a party one day after three people died on your watch.
Ciddi misin? Birkaç soru sormaya geldim. Senin gözetiminde üç kişinin ölmesinden bir gün sonra parti yapmanı hiç beklemezdim.
Yeah, man, you know, better than expected.
- İyiyim. Beklediğimden daha iyiyim.
That's expected.
Sorun değildi.
Something I hadn't expected.
Hiç beklemediğim bir şey.
Nobody expected it they return.
Kimse onların geri dönmesini istemiyor.
The response is slower than what I expected.
Yanıt vermesi beklediğimden uzun sürdü.
Oh Ri Jin is running later than expected.
Oh Ri Jin umduğumdan daha çok çalışıyor.
As expected, fellow FaPes can relate to each other. FaPe : Fashion People.
- Beklendiği gibi, modacı arkadaşların ortak bir yönü var.
As expected, I'm most comfortable when speaking with you.
Seninle konuşmak her zaman beni daha iyi hissettiriyor.
- expected him to- -
- Bunu yapmasını beklemez...
You never should've expected who to what?
- Kimin ne yapmasını beklemezdin?
As I had expected, a formula for manufacturing counterfeit silver along with our silver smelting secrets.
Beklediğim gibi sahte gümüş yapma formülü, gümüş eritme sırlarımızla birlikte.
She really expected it.
Evet, çok ciddiyim.