English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Expendable

Expendable translate Turkish

414 parallel translation
Expendable.
Gözden çıkarılabilir.
A crippled airplane is expendable.
Yaralı bir uçak feda edilebilir.
What is never expendable is your obligation to this group.
Asla feda edilemeyecek şey, gruba karşı yükümlülüğündür.
But he's expendable.
Fakat onu gözden çıkarabilirim.
I don't want to cripple you because I need you, but she's expendable.
Seni yaralamak istemiyorum çünkü sana ihtiyacım var. Fakat kız harcanabilir.
Oh, but me, I'm expendable, huh?
Oh, demek ben feda edilebilirim, ha?
- Look, Joe, my committee decided I'm expendable.
- Bak, Joe,... komitem, gözden çıkarılabilir olduğuma karar verdi.
- Adolphe is expendable.
- Adolphe'dan vazgeçebiliriz.
You didn't know anything about Valerie then, or the sixth of June, or this feeling of being expendable for the first time in your life.
Ne Valerie'yi tanıyordun, ne de Altı Haziran'ı biliyordun. Ne de hayatında ilk kez harcanabilir olduğunu hissetmiştin.
It's this way Montana, you're expendable. You and colonel here took yourself out of the war, but my men aren't expendable.
Sen ve albay burada kendinizi savaşın dışına çıkarmışsınız ama adamlarım gözden çıkarılamaz.
You're not expendable.
Hiç de göz ardı edilemezsin.
You're not expendable at all. Just don't forget I'm fighting for the colonel.
Yalnız albay için savaştığımı unutma.
He's not a senior executive. He's expendable.
Küçük bir memur zaten, işe başkasını alırız.
An expendable little island.
Masraflı bir ada.
Now that we've got it, you and the girl are expendable.
Artık ele geçirdiğimize göre senin ve kızın önemi kalmadı.
And your friends were expendable.
Ve arkadaşların da harcanabilirdi?
You're expendable. You're dead, remember?
Gözden kaçırabilirdim, ama 1942 de, sen bir çatışmada ölmüştün.
my group was expendable.
Benim grubum, feda edilebilirdi.
It means you're an expendable hero.
Feda edilebilir kahramanlardansın.
We may defend ourselves, but, if necessary, to avoid interspace war, both these outposts and this vessel will be considered expendable. Captain out.
Kendimizi savunabiliriz ama gerekirse, bir uzay savaşından kaçınmak için bu iki karakolu ve bu gemiyi feda edebiliriz.
totally expendable.
Gözden çıkarılabilir yani.
After all, HE is expendable.
Neticede gözden çıkartılabilir.
Either one of us, by himself, is expendable. Both of us are not.
Ancak birimiz harcanabilir olabiliriz, her ikimiz olmaz.
- Full Colonels are not expendable.
- Yarbaylar kolay gözden çıkarılamazlar.
Sir, how low in rank does a man have to be before he's expendable?
Efendim, gözden çıkarılamamak için birinin ne kadar rütbe laması gerekir?
The landing party is expendable.
İniş ekibi feda edilebilir.
Allow me to point out that a first officer is more expendable than either a doctor or a captain.
İkinci kaptan, doktor ya da kaptana göre daha çok gözden çıkarılabilir.
Gentlemen, you'll learn that man is expendable.
Beyler, biri daha harcanabilir.
Maybe expendable.
Belki de harcanabilir.
We're all expendable.
Hepimiz gözden çıkarılabiliriz.
Looks expendable-like, doesn't he?
Harcanabilir bir tip, değil mi?
When those diamonds are up, I'm expendable.
Elmaslar ortaya çıktığı anda harcanabilirim.
We were picked because we're expendable.
Gözden çıkarılabilir olduğumuz için bizi seçtiler.
Nobody's expendable.
Kimse gözden çıkarılamaz.
He was expendable, like you.
Harcanabilir birisiydi, tıpkı sizin gibi.
I am expendable.
Ben harcanabilirim.
What mean "expendable"?
"Harcanabilir" ne demek?
You not expendable.
Sen harcanabilir degilsin.
You're an asset, an expendable asset, and I used you to get the job done.
Sen bir malsın, feda edilebilir bir malsın, ve işin yapılması için seni kullandım. Anladın mı?
My men are not expendable.
Benim adamlarım feda edilemez.
Expendable assets.
Feda edilebilir mallar.
They're expendable.
Gerekirse feda edilebilirler.
Hound FMBs are expendable.
Motorize birlikler çok rahat harcanabilir.
She's expendable.
O önemli değil.
The Hathaway is expendable.
Hathaway feda edilebilir.
That does not make him expendable, or any less significant.
Bu onu harcanabilir, ya da daha az önemli kılmıyor.
We're all expendable.
Tümüyle harcanabiliriz.
- You're expendable, Joel.
- Sen fazlasın, Joel.
... are expendable.
- Harcanabilirim.
We're the expendable masses.
Biz harcanabilir kütleleriz.
He's expendable.
O harcanabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]