Explore translate Turkish
2,295 parallel translation
I think I, er... I should have gone with the Eltons to, erm, explore.
Sanırım, etrafa göz atmak için Elton'larla gitmeliydim.
Let's go and explore, Miss Smith.
Gidip etrafı gezelim, Bayan Smith.
They were ready to explore the world.
iklim düzelmeye basladikça Afrika'dan disariya yayilmaya basladilar.
Another team joined scientists drilling through the ice to explore the beautiful and bizarre world below.
Bilim insanlarından oluşan başka bir ekip,... aşağıdaki harika ve tuhaf dünyayı keşfetmek için buzu delmeye koyuldu.
Seems like just yesterday you were standing up in your crib shaking on the sides like you couldn't wait to bust out of there and explore the world.
Oh, özür dilerim. Beşiğinde ayağa kalkmaya çalıştığın zamanlar daha dün gibi geliyor. Sanki oradan çıkıp gitmeyecek ve dünyayı keşfetmeyecekmişsin gibi seni salladığım zamanlar.
Have you had a chance to explore the grounds?
Etrafı gezme fırsatınız oldu mu?
We could explore the world together as a family.
Beraber, aile olarak dünyayı keşfedebiliriz.
So explore it.
- Git de inceleme yap.
You want to explore?
Dolaşmak ister misin?
Just get out there and explore your vibe.
Oraya çık ve titreşimleri hisset.
Her ongoing mission, to explore strange new worlds, to seek out new life-forms and new civilizations, to boldly go where no one has gone before.
Görevleri yabancı, yeni gezegenleri keşfetmek yeni yaşam formları ve uygarlıklar bulmak daha önce hiç kimsenin ayak basmadığı yerlere cesurca gidebilmektir.
To explore... and make them feel.
Biraz kendini iyi hisset açıkla
Explore.
Keşfedelim.
Applications, explore, Internet, properties, press arrow up, arrow down, escape, error, email, quit, configure applications, explore internet, the page has zero links, Obituary...
Uygulamalar, araştır, internet, özellikler, yukarı ok tuşu aşağı ok tuşu, çıkış, hata, e-posta, çıkış. Uygulamaları yapılandır, interneti araştır, sayfanın hiç bağlantısı yok. Ölüm ilanı.
Let's explore that.
Şuna bir bakalım.
Why not just choose to explore this notion of being the best machines the universe has ever known?
Neden evrendeki en iyi makineler olma kavramı üzerinde araştırmalara girişmediniz?
I want to explore!
Keşfetmek istiyorum!
And my decision to explore the psychological and philosophical aspects of the subject... made my task rather more difficult than I originally expected.
Konunun psikolojik ve felsefi boyutlarını ele almayı seçerek işimi daha da zorlaştırdım.
I woke up before I had a chance to explore, but it has to mean something.
Keşfetme şansı bulamadan uyandım ama bir anlamı olmalı.
Let us explore this magical path!
Gelin bu sihirli patikayı keşfedelim.
"Until the talented Bradshaw is better able to grasp the complexities of married life... she would be better advised to explore the vow of silence."
"Yetenekli Bradshaw evliliğin karmaşıklığını daha iyi anlayıncaya kadar yemin töreni sessizliğini keşfetmek için daha tedbirli olsaydı, akıllıca olurdu".
Because while movies may be wonderful in black and white... when it comes to relationships... there's a whole range of colors and options to explore.
Film izlerken siyah-beyaz filmler harika olabilir ancak iş ilişkilere geldiğinde koca bir renk yelpazesi ve keşfedecek seçenekler vardır.
I wish to take you in my arms, to kiss and caress your exquisite neck and to explore your ear with my tongue.
Ben, benim silah almak isteyen zarif boynu öpmek ve okşamak ve keşfetmek için benim dil ile kulağınıza.
I'm gonna go explore the island, leave you to your work. Thanks.
Adayı gezerim sen de rahat rahat çalışırsın.
I mean, we have a lot of African-American wedding traditions that are great and we should explore them.
Söylemek istediğim, bir çok Afrika-Amerika düğün geleneğimiz var. Oldukça önemliler, onları incelemeliyiz.
So if we're the next two months explore the world?
Önümüzdeki 2 ayı dünyaya varmak için kullanmaya ne dersiniz?
But I figure it could be a fun way in to explore Bermuda and the small islands around it, you know.
Bermuda ve çevresindeki küçük adalarda keşfe çıkmanın zevkli olabileceğini düşündüm.
- Wanna go for a bit of an explore?
- Biraz keşfe çıkalım mı?
I can't think of a more powerful tool to explore the whole question of : What is consciousness?
"Bilinç nedir?" sorusuna yanıt bulmak için bundan daha güçIü bir araç düşünemiyorum.
Let's go and explore.
Hadi gidip, bakalım.
I mean, is it, is it that terrible to explore the possibility?
Yani bu olanaklar o kadar mı kötü?
I'm doing that just to put a kid through NYU so he can explore his bisexuality and become a deejay.
Bunları çocuğumu New York Üniversitesi'nde okutabilmek için yapıyorum böylece biseksüelliğini keşfedip, bir DJ olabilir.
Trust me, the only way you're going to get better is if we explore that.
Güven bana, seni iyileştirmenin tek yolu bunu ortaya çıkartmak.
I'm gonna go explore, okay?
Ben etrafı kolaçan edeceğim, tamam mı?
I just... I just want to explore my options.
Sadece seçeneklerimi incelemek istiyorum.
He set out to explore the riverworld, And I joined him,
Riverworld'te bir keşif gezisi ayarladı ve ben de ona katıldım.
We're going to explore that rose-colored cloud just below the belt.
O gül pembesi rengindeki bulutu keşfetmeye gideceğiz.
Dear Jordana, thank you for letting me explore your perfect body.
Değerli Jordana. Mükemmel bedenini keşfetmeme izin verdiğin için teşekkür ederim.
Go and explore.
Git de incele.
While Destiny's engines are off-line, I'd like to use the extra power to strengthen the shield, maybe explore some damaged areas in the ship, possibly make some repairs.
Destiny'nin motorları çalışmıyorken fazla enerjiyi kalkanları kuvvetlendirmek ve belki gemideki hasarlı bölgeleri araştırıp mümkünse tamir etmek için kullanmak istiyorum.
I would explore all avenues of reason.
Her ihtimali düşünmem gerekiyor.
The first phase Your rehabilitation is to nauèiš obey rules that, we can agree, we need to explore.
Kural 1, yemeği yemeden önce genel kurallara uymanız gerek
Let's explore the feeding habit of our planet's most ferocious predator, the Cavaranthus Mazorus, more commonly known as the Great Devil Corker!
Gelin, gezegenimizin en vahşi yırtıcısının beslenme alışkanlıklarını keşfedelim. Cavaranthus Mazorus, ya da halk arasında bilinen adıyla, Kuyruklu Dev Şeytan!
You know, let it out, explore, - get it out of the lab. - No, no, no...
Söyle gitsin, keşfet robotu laboratuvardan çıkar.
We've talked about the creative mind and we agreed it needs freedom to explore.
Yaratıcı fikirler üretme hakkında çok konuştuk bu fikirleri keşfedebilmenin özgürlükten geçtiğine karar vermiştik.
Soldier boy back there said we had to explore Every building we could get into.
Asker çocuk girebildiğimiz tüm binalara bakmamızı söyledi.
So join us as we explore the origins of our own species.
Ama neden modern insanlar onlarin yerini aldi?
To explore them took years, but it has been worth it.
Tepelerin iç kisimlarina kadar ulasan oda ve koridorlardan olusan bir labirent kesfettiler.
The features that we can explore show us how Neanderthals are similar to us in many aspects, but also how they are different.
Çocuk disleri arkeolojik buluslar arasinda en degerlilerden biridir çünkü sadece onlar sayesinde o çocuklarin ne kadar çabuk büyüdügünü anlayabiliriz.
Explore.
Keşfetmek.
Zumbi's new dream is to visit Africa... to explore his roots.
Zumbi'nin hayali gerçek oldu.