Explosions translate Turkish
836 parallel translation
Instead, it's an armageddon of volcanic explosions.
Onun yerine volkanik patlamalardan bir kıyamet getiriyordu.
You'll hear lots of those explosions.
Bu patlamalardan daha çok duyacaksın.
I hope those explosions didn't frighten you, sir.
Patlamalar sizi korkutmamıştır umarım efendim.
Exposure to catastrophes such as explosions, earthquakes and railway accidents... in short, exposure to fright and horror often triggers insanity.
Patlama, deprem ve tren kazası gibi gibi felaketlere maruz kalmak - yani, şiddetli korkuya maruz kalmak çoğu kez deliliği tetikler.
When you hear the explosions, that's your time.
Patlamaları duyduğunuzda, sıranın size geldiğini anlarsınız.
The explosions will fall from the sky on my horses.
Atlarımın üzerine havadan patlamalar düşecek.
When we were sunk, all I know is there was a lot of fire and explosions.
Gemimiz battığında tek bildiğimi, patlamalar olduğu ve heryerin yandığı.
There may be more explosions!
Başka patlamalar da olabilir!
I can't figure out those explosions Sound reported.
Ses ekibinin bildirdiği şu patlama seslerini anlayamıyorum.
Oh, the - - the explosions scattered everything all over the place.
Patlama, her yeri darmadağın etti.
[Explosions]
[Explosions]
From thunderous explosions to stagnant tomb.
Şiddetli patlamalardan pis kokulu mezarlığa.
there were loud explosions, and people were dying...
yüksek sesle patlayan, ve insanları öldüren...
The explosions, you know...
Şu patlamalar yüzünden tam...
- Again, after the explosions, we separate.
Bir daha söylüyorum, patlamadan sonra, dağılacağız.
- You know I hate explosions.
- Patlayıcılardan nefret ederim.
There was so much noise last night. I though I heard explosions.
Ayrıca dün gece burada çok fazla gürültü vardı, Hatta patlamalar bile duyduk.
I can hear the sound of explosions from the northeast.
Kuzeydoğudan gelen patlama seslerini duyabiliyorum.
[EXPLOSIONS IN DISTANCE] Now, what are you doing there?
Ne işiniz var orada sizin?
There were explosions and houses were falling down.
Birşeyler patlıyordu ve evler yıkılıyordu.
What's gonna happen to that champagne? - Explosions?
O şampanyalara ne olacak?
So there should be many separate explosions.
Yani başka çok patlama olmalı.
Fallout is a term which applies only to nuclear explosions.
" Serpinti terimi sadece nükleer patlamalar için kullanılır.
- Yes, sir. - [Explosions]
- Emredersiniz efendim.
After one of your fishy explosions, they`re still in one piece.
Senin şu patlayan balığına rağmen hala tek parçalar.
Two explosions, a year ago.
Bir yıl önce iki patlama oldu.
Do you hear any explosions, Mr. Spock?
Patlama duyuyor musun?
There's been no attack, no explosions, no radiations, no disturbances whatsoever.
Ne saldırı, ne patlama ne de başka bir sorun yaşandı.
The tunnel's been blocked by two explosions.
İki patlama tünelin girişini kapattı.
[explosions]
( PATLAMALAR )
Evidence of explosions, massive destruction.
Patlama belirtileri, ağır tahribat var.
at 18 : 30 there were two other explosions to the American Express and the Palazzo di Giustizia.
Saat 18 : 30'da American Express ve Palazzo di Giustizia'da da iki ayrı patlama meydana geldi.
However the terrorist explosions.
Ama terörist bombalarına yok.
The explosions were really powerful because of the frozen ground.
Patlamalar gerçekten çok kuvvetliydi çünkü zemin donmuştu.
You can't mean to stay here. All those explosions must have gone to your head.
Bütün o patlamalar senin aklını başından aldı herhalde.
4000 liberating orgasms in every woman's and man's life... are 4000 explosions of liberated life energy.
Her kadın ve erkeğin yaşamındaki 4,000 özgür orgazm özgür kalmış yaşam enerjisinin 4,000 kez patlamasıdır.
- [Explosions ] - [ People Shouting] Course, this is nice too.
Bence aksine Binbaşı Burns'ün sadece cerrahi tekniği iyi değil
[Explosions]
Yarın gidiyor musun? 12 saatten az bir süre içinde yola çıkacağım.
The diversionary explosions are spaced 20 seconds apart.
Şaşırtmaca patlamaların arasında 20 saniye var.
Those terrible explosions.
Şu korkunç patlamalar.
It had ships ardendo, with fires, explosions in all the side.
Bütün gemiler alev alev yanıyordu. Her yerden patlama sesleri geliyordu.
I've seen real explosions, Mr. Porter.
Gerçek patlamalar gördüm ben Bay Porter.
It trembles with the explosions!
Patlamayla titredi!
'For a week, we've been travelling toward explosions of unknown origin.
Bir haftadır, kaynağı bilinmeyen patlamalara doğru yol alıyoruz.
There it is - the eye of the explosions.
İşte,... patlamaların merkezi.
The explosions were only travelling outward.
Patlamalar tek bir yönde ilerliyor. Dışarıya doğru.
Assuming the same 12-hour intervals between explosions... just under six hours.
Patlamalar arasında eskisi gibi 12 saatlik aralar olacağını varsayarsak... 6 saatten de az var.
'Any potential enemy who enters our space is warned by the explosions.
Uzayımıza giren her olası düşman, patlamalarca uyarılır.
[Bombs Whistling ] [ Explosions] How was that for a military toy, Senator?
Senator, bir oyuncağa göre etkileyici değilmi? " General Mitchell'ın yaptıkları tamamen kurallara aykırıydı,
[Explosions] Full ahead.
Tam yol.
The explosions.
Patlamalar.