English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Failures

Failures translate Turkish

669 parallel translation
all of the failures of infinity.
Evet. Burası sonsuzluğa dönüşemeden kalanlarla dolu.
A thousand experiments, a thousand failures, and then at last the great, wonderful day.
Binlerce deney, binlerce başarısızlık,... ve sonunda o muhteşem gün geldi.
After 20 years of secret scientific research, and countless failures,
20 yıllık gizli bilimsel araştırmalar ve sayısız başarısızlıktan sonra..
- We're complete failures.
- İkimiz de tamamen fiyaskoyuz.
Men who expect women to be logical are failures in love.
Kadınların mantıklı davranmasını bekleyen erkekler aşkta hayal kırıklığı yaşarlar.
Those failures will not make her a very desirable wife!
Bu kusurlar onu pek cazip bir eş yapmaz!
All women are rivals fundamentally... but it never bothers them because they automatically discount the successes of others... and alibi their own failures on the grounds of circumstances.
Esas itibariyle bütün kadınlar birbirine rakiptir. Ancak diğerlerinin başarısını otomatik olarak yok saydıkları için bundan rahatsız olmazlar ve kendi kusurlarını da koşullara bağlarlar.
I suppose I should give it to miserable failures like you and that idiot brother of yours to spend for me.
Sen ve aptal kardeşin gibi beceriksizlere mi vermeliyim?
You see, Shell dear, there'll be something... something in his eyes, something more than all my failures have.
Bakışlarında kesinlikle bir şey vardır. Resimlerimde yakalayamadığım bir şey vardır.
And the percentage of failures is most discouraging.
Ve başarısızlık yüzdesi, en cesaret kırıcı olan.
What with power failures and being out of order, we always end up walking.
Elektriği gider arızalanır, yürüyerek çıkar dururuz.
Some will have succeeded, others will be failures.
Bazıları başarılı, bazıları başarısız olacak.
- It's because they're failures.
- Öyleler çünkü hep kaybediyorlar.
"Jordan and I, and the others behind us, have been failures".
"Jordan'la ben ve ardımızdakiler hep başarısız olduk."
Up to this point, your system seems to have been - one long series of utter failures.
Yönteminiz bir sıra başarısızlıklara neden oldu.
Look, if we've got to be failures, let's do so in our own city or get the hell out of here.
Bak, başarısızlığa uğrayacaksak... bu kendi şehrimizde olsun ya da çekip gidelim buradan.
There are interesting failures there are prestige failures and there are financial failures.
İlginç başarısızlıklar vardır saygın olmada başarısızlıklar vardır parasal başarısızlıklar vardır.
But this is the sort of failure that gives failures a bad name.
Ama bu öyle bir başarısızlık ki, başarısızlık sözcüğüne bile kara çalar.
If just one case lasts somewhat longer, one single case, he acts, as if one had only failures until now.
Eğer bir vaka çok uzun sürerse,... başarısızlık olarak algılıyor.
It isn't just an antique shop where you pick up the pitiful remnants of other people's failures.
Burası sadece insanların yitik, acıklı hatıralarının alındığı bir antika dükkanı değil.
It was his early life, all those anarchists, those failures
Yaşadığı saçmalıklar, etrafındaki anarşistler, kaybetme hissi.
Strains and pressures, fears, failures.
Zorluklar, baskılar, korkular, başarısızlıklar.
Boy, they got places for the old and the sick... ... and the homeless, but no place for the failures.
Chance Wayne'in aradığını biliyor mu?
The military have the right and the duty to assess the lack of capacity and the moral failures of civilians.
Ordunun hakları ve kapasitenin belirlenmesi sivillere moral verilmesi gibi görevleri vardı.
Not one of my failures, as you are thinking.
- Yok, beceriksizlikten değil.
We cannot be responsible for your mechanical failures.
Sizin mekanik hatalarınızdan biz sorumlu tutulamayız.
Except we do have a high percentage of failures.
Tabii ki yüksek hata oranımız hariç...
One doesn't like to talk about their personal failures.
Kimse, kişisel başarısızlıklarından konuşmayı sevmez.
I don't want any more of your stupid failures.
Senin daha fazla aptalca hatalar yapmanı istemiyorum.
So, on this cold wet dawn, you're about to witness one of their failures.
O yüzden, bu soğuk, nemli sabahta onların başarısızlıklarından birine şahit olacaksınız.
He wants you to forget his failures
Onu öyle hatırlamanı istemez
What were the failures of the British constitution and the political parties... that prevented the mollusk king from finding his rock?
Yumuşakça kralın kendi kayasını bulmasına mani olan İngiliz anayasası ve politik partilerin hangi başarısızlıklarıdır?
There are failures great and small... and there are punishments great and small.
Büyüklü küçüklü başarısızlıklar vardır ve onlara uygun büyüklü küçüklü cezalar.
They would succeed with Germans, Englishmen or Russians. But we were failures and I was one of those failures.
Gerçek bir Direnişçi'nin ehliyetli bir bakan bir albay ya da bir iş adamı olduğunu hayal edemezsiniz.
We had quixotic feelings that are so typical of failures.
Böyle insanlar başardılar.
The ecstasies, the miseries, the broken rules, the desperate chances, the glorious failures and the glorious victories.
Aşırılıklar, sırlar, ihlal edilen kurallar, ümitsiz fırsatlar, muhteşem başarısızlıklar ve muhteşem zaferler.
We all have occasional failures.
Hepimiz zaman zaman başarısız oluruz.
84 failures! A fantastic record! Incredible!
Anlayacağınız üzere, siz kısa pantolonla sokaklarda dolaşırken, karşınızda duran adam yüksek nitelikli özel bir dedektif olup, modern bilimin her türlü yöntemini ellerinde tutuyordu.
I'm not interested in equipment failures.
Beni monütördeki başarısızlıklar ilgilendirmiyor.
A study of six hungry failures.
6 tane aç gözlü başarısızın çalışması.
It achieved partial success, and I always hate using that expression of "glorious failures".
Kısmî bir başarı sağlandı. Söylemekten hep hicap duyduğum ifade "şerefli mağlubiyet."
Three assaults on Monte Cassino, three bloody failures.
Monte Cassino'ya üç saldırı ve üç kanlı yenilgi.
The old school teachers who have a plan to standardize spelling, the strategists, the water diviners, the faith healers, the enlightened, all those who live with their obsessions, the failures, the dead beats, the harmless monsters mocked by bartenders who fill their glasses so high that they can't raise them to their lips, the old bags in their furs who try to remain dignified whilst kicking back the Marie Brizard.
Hecelemeyi bir düzene oturtmaya çalışan eski öğretmenler stratejistler, su falcıları, üfürükçüler, aydınlananlar takıntılarıyla yaşayan herkes kaybedenler, yorgun düşenler, barmenlerin dalga geçmek için sonuna kadar doldurduğu kadehlerini dudaklarına götüremeyen zararsız canavarlar Marie Brizard'ını kafasına dikerken bile oturaklı gözükmeye çalışan kürklü moruklar.
If science teaches us anything, it teaches us to accept our failures as well as our successes with quiet dignity and grace.
Bilim bize bir şey öğrettiyse o da başarılarımızın yanında, başarısızlıklarımızı da sessiz, ağırbaşlı ve onurlu... bir şekilde kabul etmektir.
We've had navigational failures on two of the ships.
Gemilerimizin ikisinin rota sistemlerinde arıza oldu. Değişim için üsse geri döndüler.
And as you said, this is one murder that must remain one of your failures.
Ve dediniz ki, bu başarısızlıklarımdan biri olarak kalması gereken bir cinayet.
The mother's failures are paid for by the daughter.
Annenin hatalarını kızı ödemelidir.
Already you are becoming used to my failures and we've only known each other such a short time.
Başarısızlıklarıma zaten alışkınsın... Birbirimizi kısa bir süredir tanıyoruz.
One of the problems of space travel - electrical voids and equipment failures.
Uzay yolculuğunun problemlerinden biri de elektrik boşlukları ve ekipman arızalarıdır.
It's about time that people learn about their failures and my successes.
Zamanı gelince insanlar onların hatalarını benim de başarılarımı öğrenecekler.
Leonardo's great designs encouraged engineers in later epochs although Leonardo himself was very depressed at these failures.
Leonardo'nun dahiyane tasarımları geleceğin tasarımcılarına ilham verirken ; kendisi bu yetersizliklerden sıkıntı duymuştu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]