Fingerprints translate Turkish
3,710 parallel translation
Five grand will get you a clean social security card and a new set of fingerprints.
5000 dolara yeni bir Sosyal Güvenlik Kartı ve yepyeni parmak izleri ayarlayabilirim.
We have a warrant for her fingerprints.
Parmak izlerini almak için iznimiz var.
No DNA, no trace and probably no fingerprints.
- DNA yok, iz yok hatta muhtemelen parmak izi de yok.
We just took his fingerprints.
Biz sadece onun parmak izlerini aldık.
He left many fingerprints on his second kill.
O kimdi diye soruyorum!
But now even partial fingerprints can find a match.
Şüpheli bir şeyler var değil mi?
Fingerprints from what?
Beni çok hafife alıyorsunuz.
Gross depiction, maybe, but the finer fingerprints of technique, no, absolutely not, you cannot, no.
Tasvirdeki bütünlük belki ama hassas tekniğindeki parmak izleri olamaz. Kesinlikle olamaz, yapamazlar, hayır.
All the fingerprints, tire prints, and footprints are going to disappear.
Bütün parmak, lastik ve ayak izleri kaybolacak.
But then why are their fingerprints different?
Ama neden parmak izleri farklıydı?
Fibers, fingerprints, stray brass, I mean...
Fiberler, parmak izleri, boşa gitmiş kovan...
you can tell me it's my MO, how it could have only come from me, fingerprints, DNA, shaped charge.
Parmak izi, DNA ve patlayıcıyla bağdaştırarak bunu yalnızca benim yapabileceğimi söyleyebilirsin.
Are you aware of Miss Stubbs'claim that she threw a pink garbage bag... Containing a butcher knife with Rusty Berkhart's fingerprints on it... Into Dehunger River?
Bayan Stubbs'ın üzerinde Rusty Berkhart'ın parmak izleri olan kasap bıçağının içinde olduğu pembe bir çöp torbasını Dehunger Irmağına attığını iddia ettiğini biliyor musunuz?
The police were searching for a pink bag... Because Lacey have told detectives... That she had put the murder weapon with Rusty Berkhart's fingerprints on it...
Polis pembe bir torba arıyordu, çünkü Lacey dedektiflere üzerinde Rusty Berkhart'ın parmak izleri bulunan cinayet silahını pembe bir torbaya koyduğunu ve onu Dehunger Irmağına attığını söylemişti, doğru mu?
Are you certain that the bag contains diapers and not... A butcher knife with Rusty Berkhart's fingerprints on it?
Torbada bebek bezi olduğuna emin misiniz veya Rusty Berkhart'ın parmak izleri bulunan kasap bıçağı olmasın?
Now the first order of business is lifting Emma's fingerprints.
Yapman gereken ilk iş Emma'nın parmak izini ele geçirmek olacak.
Now I'm going to look for Cameron. In the meantime we will look for fingerprints of tractor uncle.
Ve sanırım bu yüzden amcanızın traktöründen parmak izi alıcaz
- Did you find her fingerprints, the children?
Nasıl durum var mı bişey?
- We found a lot of fingerprints. Nice work.
İyi iş
Boy, you will not mind if we take your fingerprints, right?
Sizin de parmak izinizi alıcaz
- Fingerprints?
Parmak izi mi?
It seems she has priority. His fingerprints everywhere.
Orda bir parmak izi var
One President, two fingerprints.
Tek Başkan, iki parmak izi.
- So they check his fingerprints.
- Sonra parmak izine bakmışlar.
And I'd be willing to bet that your fingerprints are all over that prescription bottle.
Ve ilaç şişesininin her yerinde parmak izinin olduğuna bahse girerdim.
You know... the chief said you didn't leave any fingerprints.
Anladım... Şerif tek bir parmak izi bile yok demişti.
That's when Forensics will run your fingerprints through the national database.
9'dan sonra adli tıp parmak izlerini ulusal veri tabanına girecek bu program da seni bir kimlikle eşleştirecek.
Just focus on those fingerprints right there.
Sadece oradaki parmak izlerine odaklan.
It's one of these things where this is a movie that never got made but it has its fingerprints all over so many other movies that came afterwards.
Asla yapılmayan bu filme ait parmak izlerinin... kendisinden sonra gelen bir çok filmin üzerinde olduğu durumlardan birisi.
Then stop playing with her tits, okay? And Windex our fingerprints off now.
O zaman bırak o göğüslerle oynamayı da parmak izlerimizi temizle.
Well, what about their fingerprints?
Peki onların parmak izleri?
What are we gonna do with their fingerprints on their fingers?
Onların parmaklarındaki kendi parmak izlerini ne yapacağız?
I need you to grill these fingerprints off, all right?
Bu elleri parmak izleri silinene kadar mangalda pişirmeni istiyorum, tamam mı?
Grill these fingerprints off?
Elleri pişirmek mi?
Eventually, they found the barrels and bodies, but no fingerprints.
En nihayetinde varilleri ve cesetleri buldular ama hiç parmak izi yoktu.
No fingerprints left.
Parmak izleri kaybolmuş.
I pulled some strings with Reilly, and we ran your fingerprints through the Wisconsin state database, and we got that.
Rilley ile araştırma yaptık. Parmak izlerini Wisconsin'deki bilgi bankası ile karşılaştırdık ve bunu bulduk.
Interpol shows your fingerprints at bomb sites in Baghdad
İnterpol, Bağdat'taki suç mahallinde parmak izlerinin olduğunu söylüyor.
No teeth, no fingerprints.
Dişleri, parmak izleri yok.
You got my fingerprints on it?
Üstünde parmak izlerim var mı?
But remember that I still have the ax and it has your fingerprints all over it.
Ama baltanın hala bende olduğunu hatırladım ve her yerinde parmak izlerin var.
Print it off his computer, get his fingerprints on it and after you're done wipe everything down.
Onun bilgisayarından bas, parmak izlerini koy işin bitince de her şeyi sil.
Oh, I'd wiped my fingerprints off the bottle.
Oh, beni yakalayamazlardı, parmak izlerimi şişenin üzerinden silecektim.
And then when he is found dead, they establish that he died of an overdose, and whether by accident or by design, he would have had no reason to wipe off his own fingerprints.
Ve daha sonra ölü bulunduğunda, aşırı dozdan öldüğünü saptayacaklar ve ister kazara isterse kasten olsun, kendi parmak izlerini silme nedeni bulunamayacaktı.
- No fingerprints.
Parmak izide yoktu.
Were there fingerprints on the weapon?
Silahın üzerinde herhangi bir parmak izi varmıydı?
I certainly wouldn't sell out my key principles of good governance, just to get my fingerprints on a big economic agreement that sells out human rights, hich have always been the core of the Moderates.
Sırf basit bir ekonomik düzenleme uğruna temel prensiplerden ödün vermezdim. Bu düzenleme, insan haklarını ihlal ediyor ve bu, Orta Yol için her zaman kilit bir nokta olmuştur.
We found his fingerprints all over the victim's body.
Hey!
We found fingerprints on the body.
Bae Jin Lisesi davası 5 Eylül 1997 de başladı.
We should look for partial fingerprints first.
Bir şey bulabildin mi?
They found the fingerprints of the man next door from the weapon.
Görünüşe göre sonuncuyla aynı şekilde öldürülmüş.