English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flamethrower

Flamethrower translate Turkish

157 parallel translation
Cut it out, you blonde flamethrower.
Kes şunu, sarışın alev makinesi.
- Maybe you could borrow a flamethrower.
- Belki de bir alevmakinesi!
The boys called it the Flamethrower, but it wasn't really that bad.
Bizim çocuklar ona Kalaşnikov adını taktılar, ama o kadar da kötü değildi.
I can't use the flamethrower.
Ateş tabancasını kullanamam.
You're just about as subtle as a flamethrower.
- Ateş püskürüyorsun.
We still got the flamethrower.
Hala alev silahımız var.
I wasn't even qualified to use the flamethrower.
Ateş püskürtücü henüz kullanılmıyordu.
Flamethrower, one.
Alev alıcısı, bir tane.
Flamethrower! It's gonna get hot.
Alev silahı!
Bring out the flamethrower.
- Ateş makinesini çıkarın.
One night they'll put it on high and need a flamethrower to get us out.
Bir gece bunu yükseğe alacaklar sonra da donmuş bedenlerimizi eritmek için altımızda ateş yakmaları gerekecek.
A flamethrower in a tank?
Tankla alevsilahı mı?
You say, "flamethrower."
"Alev makinesi."
Yeah, yeah, flamethrower.
Evet, evet, alev makinesi.
Mac wants the flamethrower!
Mac alev silahını istiyor!
A volley of mortar fire followed by a flamethrower.
Önce bir havan mermisi, arkasından da alev makinesi.
If I go over, you'll send a guy to my house with a flamethrower?
Eğer aşarsam, evime alev makinası mı yollayacaksın?
Well, the thing is, Walter, what I need is I need your basic flamethrower.
Evet, Walter, zannedersem bana lazım olan lazım olan, basit bir alev makinası.
Flamethrower? Flamethrower?
Alev makinası, Lav silahı mı?
Flamethrower?
Lav silahı mı?
We got one slingshot and one BB gun and one flamethrower.
Bir sapan, bir makineli ve birde lav silahım var.
Give me the flamethrower.
Alev makinesini bana ver.
Well, he's got the flamethrower he's aiming it at the hole.
Elinde alev makinası var. Deliğe nişan alıyor,
If I were the man I was five years ago, I'd take a flamethrower to this place!
Beş yıl daha genç olsam burayı ateşe verirdim!
Use it as a flamethrower.
Alev püskürtücü olarak kullan.
The always-efficient flamethrower.
Alev topu.
Hmm. One of these must activate the flamethrower.
Bunlardan biri alev tabancasını çalıştırıyor olmalı.
That was a flamethrower!
Bu bir flamethrower!
When did we stop rooting for the man with the flamethrower, or an acid-spraying gun of some kind? ,
Elinde alev makinesi ya da asit püskürtücüsü olan adama tezahürat yapmayı ne zaman bıraktık?
Does he have a flamethrower?
Alev makinesi var mı peki?
A flamethrower would have really come in handy.
- Alev makinesi gerçekten iyi olur.
The flamethrower.
- Alev makinesi.
[Anker] I had been following this Australian infantryman with a flamethrower around, I guess, for probably a half hour, and it just so happened that when he shot this flamethrower into this cave, this Japanese soldier came running out in flames,
Muhtemelen yarım saattir alev saçıcı taşıyan Avustralyalı piyadeyi izliyordum. Alev saçıcısını mağaraya ateşlediği zaman alevler içindeki Japon askeri dışarıya fırladı ve ben tüm sahneyi çekebildim.
Flamethrower, she's a... Let's you and me get outta here.
Sen ve ben.. gidelim buradan.
Dunne replaces Eric Van Leemer who proved to be even more of a flamethrower than we imagined.
Dunne Eric Van Leemer'ın yerine oynuyor sandığımızdan daha ateşli çıkan Eric'in yerine.
Occasionally, I take a flamethrower to it and start all over again.
Ara sıra, bir alev makinesi kullanıp baştan başlarım.
- A net. Or a flamethrower.
- Sıçrama ihtimaline karşı bir ağ yada alev atıcı.
Flamethrower?
Alev atıcı mı?
You mean a flamethrower.
Bence senin alev makinesine ihtiyacın var!
A flamethrower,'cause it's so far. Ladies and gentlemen, The Bangles!
Çünkü sahneden çok uzaktayız!
That was a flamethrower!
O, lav silahıydı!
- That's your flamethrower?
- Lav silahın bu mu?
[Soldiers yelling, groaning] We have a madman loose with a flamethrower.
Burada alev silahı olan bir manyak var.
Where's that bloody fLamethrower?
Nerede bu kahrolası alev makinası?
Lindberg, get the flamethrower!
- Lindberg, lav makinasını getir.
In the end, it took a flamethrower to kill it.
Sonunda, Öldürmek için alev makinesini kullandık.
Flamethrower defeats the eye in a prolonged and bloody battle wherein we learn that the woolian's death was a complex Morovian subterfuge, okay, buddy?
Alev makinesi gözü, uzun ve kanlı bir savaşta yeniyor. Woolian'ın ölümünün, kapsamlı bir Morovian hilesi olduğunu öğreniyoruz.
Flamethrower will kill a vampire.
Alevatar vampir öldürür.
I one time manned a flamethrower.
Bir keresinde ateş topuna bile bindim.
All we need now is a flamethrower.
Tabii ya.
Signora, shakin'hands with you is like touchin'a flamethrower.
Bayan, seninle el ele tutuşmak alev makinesine dokunmaya benzer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]