English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fleshy

Fleshy translate Turkish

171 parallel translation
The most fleshy and fresh mackerel pike is in a shop at the parking lot.
Hiç belli olmaz. Bazen kentin dışındaki böyle salaş yerler de iyidir.
Small teeth, fleshy lips.
Küçük dişler... Kırmızı dudaklar...
They ´ re without fleshy substance.
Onlar etten ve kemikten değildirler.
Fortunately, both shots, though aimed at vital spots lodged in extremely fleshy areas.
Şans eseri, her iki mermi de hayati noktalara hedeflenmiş olmalarına rağmen... yoğun et tabakası içine gömülüp kalmış.
Or aren't they common and fleshy enough?
Yoksa onlar yeterince adi ve canlı değil mi?
" is a fleshy, fuliform vilok...
"... etli bir'fuliform vilok'tur...
Fleshy lower lip.
Etli ve sarkık dudak.
Why did it die? Well, I found some sort of collapsed, fleshy sac... between the little fellow's shoulder blades.
- Evet, küçük dostumuzun kürek kemiklerinin arasında içe batmış etsi bir yapı buldum.
Catch it on the bounce with your fleshy part... drop down low on it, and there it is.
Topu vücudunun dolgulu yeriyle zıplat düşük açıyı bul ve oaraya hedeflen.
You'd think fleshy ayu would be tastier.
Etli ayu'nun tadının daha iyi olduğunu düşünüyorsunuz.
Fleshy tits.
Sıcak göğüsler.
Then the fleshy arms.
Sonra şişman kollar.
Oh, it's the sound of the surf pounding against the shore, the smell of honeysuckle on a warm summer night, the taste of a vintage Chateauneuf du Pape, fire-red fingernails dancing through your chest hair... a black lace teddy straining against its fleshy cargo.
Kıyıya vuran dalgaların sesi, sıcak bir yaz gecesinde hanımeli kokusu Chateau Neuf Du Pape'ın lezzeti göğüs kılların arasında dolaşan ateş kırmızısı tırnaklar siyah dantelli bir gecelik ve o geceliği dolduran bedene yaslanmak...
A green vegetable with fleshy roots.
Tombul kökleri olan yeşil bir sebze.
" Across from him stands a naked and fleshy maiden,
" Karşısında çıplak ve dipdiri bir bakire duruyordu,
Dead man's toe, and make it a fleshy one.
- Ölü insan parmağı, kanlı olsun
And when you touch their knuckles... it is like passing your hands around their knees... and this tender, fleshy part of the finger... is the same as brushing your hands around their thighs.
Ve parmak eklemlerine dokunduğunda ellerini onların dizlerinde gezdirmek gibidir. Ve parmağın bu duyarlı, dolgun kısmı ellerini uyluklarına değdirmekle aynıdır.
The leaves are fleshy and soft. First, boil the artichoke in salted water.
Sonra yaprakları tek tek soyarsın, salata sosuna yatırırsın.
Big fleshy deal.
- Koca etli bir parça.
I think the doc is havin one of them fleshy breakdowns.
Sanırım Dok şu fanilerin yaşadığı çöküntüden yaşıyor.
Usually the moist, fleshy kind that try to get in the way of me and it, whatever it may be.
Genelde rutubetli ve yosun tutmuş duvarlar.
Big nose, short hair, fleshy lower lip...
Büyük burunlu, kısa saçlı, tombul somurtkan dudaklı...
Now I want everybody to feel the fleshy area under the chin.
Şimdi herkesten çenesinin altındaki etli bölgeyi hissetmesini istiyorum.
I mean, to me, breasts are nothing but fleshy lumps of fat.
Bu da delilik mi? Bana göre, göğüsler etli yağ yumrularından başka bir şey değiller. O zaman bunların anlamı ne?
The guy who's, like, kind of fleshy who wears horn-rimmed glasses and a cheesy dark suit.
Biraz topluca gibi olan adam. Şu kemik çerçeveli gözlük takan ve ucuz koyu takım giyen.
Eventually, the two of them get fleshy with one another.
Sonunda ikisinin vücutları bir olur.
I like them fleshy, nice and warm!
Ben onları tombul olarak seviyorum, güzel ve içten!
If you're going to sustain a puncture wound, the best place is actually a fleshy area, like the rump.
Eğer delik açılan bir yara alacaksanız en iyi yer but bölgesi gibi etli bir alandır.
So, the yearbooks are out, and no one's noticed your... fleshy indiscretion.
Yıllık meselesi sona erdi ve kimse senin tombul düşüncesizliğini fark etmedi.
Far from the hellfires of home, and sharing my body with an enemy that stabs my boys in their fleshy little stomachs.
Kendi dünyamın cehennem ateşlerinden uzakta, kullarımı etli küçük karınlarından bıçaklayan bir düşmanla aynı vücuttayım!
Likes'em fleshy?
Şişman seviyor demek.
Would you like it high up on the cheek or do you prefer this fleshy part in the middle?
Yukarıdan, yanaktan mı istersiniz, yoksa ortadaki etli kısmı mı tercih edersiniz?
This has 22 fleshy arms.
Bu burunda 22 etli kol vardır.
Eyes set deep in the head, poor vision, a fleshy nose... Sloping shoulders like the outline of a bottle.
Gözleri daha derinde, düşük görüş, etlice bir burun eğimli omuzları sanki bir şişenin dış yüzeyini andırıyor.
- Todd Carr is known for directing gratuitous, fleshy music videos and the occasional blood-fest. But you're more of a sentimental realist, right?
Todd Carr, sevimsiz video klipleri ve özellikle de kanlı sahneleriyle tanınmış bir yönetmen değil mi?
Once their souls ditch the fleshy parts, they're in our custody till they reach their final destination.
Ruhları etli günlerden sıyrılınca, son duraklarına varana kadar bizim hapsimizdedirler.
Here it is! "The fleshy, spore-bearing inner mass of a certain fungi."
İşte! "Mantarın etli, gözenekli iç kütlesi."
- Red in colour and fleshy within.
- Kırmızı renkli ve içi etlidir.
And there are brightly-coloured fruits with fleshy coverings, sufficiently good enough to eat to persuade animals of all kinds to swallow them and so distribute the seeds.
Sonra üstü etli, parlak renkli meyveler vardır ve bunlar her türlü hayvan tarafından keyifle yenilir, yutulan tohumlar da hayvanlar tarafından bölgeye dağıtılmış olur.
And the women are all so fleshy.
- Bir de şu her yeri... et olan kadınlar var.
A fleshy valve at the back of the throat.
Boğazın gerisinde etten bir valf var.
Off it popped and hit the ground with a fleshy smack.
başım koptu ve bir et parçası şapırtısıyla yere düştü.
She is unprofessional, she is unprepared, and on top of that, she's fleshy.
Profesyonelce davranmıyor, hazırlanmamış ve hepsinden önemlisi, tombul biri.
Son... if I might ask... why did you call her fleshy?
Evlat, sakıncası yoksa ona neden tombul dediğini sorabilir miyim?
You think I'm fleshy?
Sence tombul muyum?
NO MORE EVENINGS LOCKED IN THE FLESHY ARMS OF SOME SPINSTER JUST SO SHE'LL BUY 2 SPOOLS FOR HER CARD SHOP.
Kart dükkânları için iki marka alsınlar diye akşamlarımı kız kurularının kollarında geçirmem gerekmeyecekti.
But when I came to, there it was, like a fleshy maraca.
Fakat kendime geldiğimde parmağım, etli bir maraca gibiydi.
The folds are too fleshy.
Kıvrımları çok etli.
The upper part soft, but not fleshy, like a young woman's.
Üst kısmı yumuşak ama tombul değildi. Genç bir kadın gibi.
Crispy on the outside and nice and fleshy on the inside lm gonna hurl
Dışında gevrek var ve içi ise taptaze et. - Birazdan kusacağım.
And then these black fleshy snakes start whipping around.
İçinden siyah kollar çıktı ve dolaşmaya başladı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]