English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flesh and blood

Flesh and blood translate Turkish

1,043 parallel translation
Whatever it is... whatever intelligence or instinct it is... that can govern the forming of human flesh and blood... out of thin air is... well, it's fantastically powerful... beyond any comprehension, malignant.
Her ne ise nasıl bir zeka ya da içgüdü ise insanoğlunun şekillenmesini kontrol edebiliyor. Gücünün büyüklüğü, anlayamayacağımız kadar fazla ve de kötü niyetli.
Better than flesh and blood. Like her so much I've a mind to have me other arm cut off.
Onu çok seviyorum, diğer kolumu da kestirmeyi düşünüyorum.
Flesh and blood.
Sen de etten kemiktesin.
They've been mighty useful before on flesh and blood,... and you two look like you've got a lot of both.
Bugüne kadar etten ve kemikten oluşan her şey üzerinde işe yaradılar, Ki siz de pek farklı gözükmüyorsunuz.
Not a Zachary born, but Ma says it's no different than if I were flesh and blood.
Belki bir Zachary olarak doğmadım ama annem bana bunun çok da önemli olmadığını söyler.
HE HAS FLESH AND BLOOD, MUSCLE AND M IND. BUT IN JUST A MOMENT, WE WILL SEE HOW THIN A LINE SEPARATES THAT WHICH WE ASSUME TO BE REAL
Ancak birazdan gerçek ile insan zihninin oluşturduğu gerçeklik arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu göreceğiz.
OR SOMETHING THAT FEELS LIKE FLESH AND BLOOD. IT'S SOMETHING REAL.
Burada gerçek bir insan olmalı.
As we believe, as flesh and blood human beings, or are we simply parts of someone's feverish, complicated nightmare?
inandığımız gibi etten kemikten insanlar mıyız yoksa sadece birinin hummalı bir kabusunun parçası mıyız?
He may have been a samurai, but he was also a man of flesh and blood.
Samuray olabilir ama ayrıca etten kemikten bir insandı.
It's only flesh and blood.
Unutma, sen de insansın.
I love this kid like he was my own flesh and blood.
O adamı kendi kanım canım gibi seviyorum.
sell my own flesh and blood? More than once.
Gidelim bebeğim.
I'm a woman, Leo, a creature of flesh and blood.
Ben bir kadınım Leo. Etten kemikten bir kadın.
You think I'll sit still while some un-American foreigner makes accusations about my own flesh and blood?
Senin gibi Amerikalı olmayan birinin kendi kanımdan olan birisini eleştirmesine izin veremem.
For gentlefolk are but flesh and blood, like us servants.
Soylular da diğer insanlar gibi et ve kemikten ibaretler.
Sent her down to spy on me in me misery, he did. Me own flesh and blood.
kendi etimden kanımdan olma kızımı şu sefil halimi görsün diye yollamış.
It is not flesh and blood, it is my Father that has revealed this to you.
Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam'dır.
She's your flesh and blood.
O senin canından kanından.
Feasting on their flesh and blood to grow and prosper.
Onların eti üzerinde şölen ve kan büyümek ve gelişmek için.
But you can't fight metal with flesh and blood.
İnsan doğasıyla metale karşı savaşamazsın.
And you're speaking of your own flesh and blood!
Ama siz kendi canınızdan olana söylüyorsunuz.
A bit of flesh and blood afloat in a universe without end.
Birazcık ete ve kana büründün ve sonsuz evrende gitmektesin.
You're flesh and blood and bones and hair and nails and ears.
Etten ve kemikten oluşmuş, saçı, tırnakları, kulakları olan bir insan.
In my day and age, women were flesh and blood.
Bizim zamanımızda kadınlar et ve kemiktendi.
Mr. Chairman, you know, of course... how many have given their flesh and blood here, on the soil of China... since the start of our movement.
Sayın Başkan, elbette bilirsiniz hareketimizin başından beri, burada, Çin'de kaç kişi hayatını verdi, kanını akıttı?
I'm your sister, your own flesh and blood.
Ben senin kardeşinim. Kendi kanından, canından.
Imagine she rose to heaven, in flesh and blood, borne by the angels, and, from up there, she intervenes for all sinners.
Eti ve kemiğiyle cennete yükseldiğini,.. ... meleklerden doğduğunu ve orada günahkârlara şefaat ettiğini düşünün.
Flesh and blood needs flesh and blood I'm sorry.
"Ten ve kan, ten ve kanı ister." - Özür dilerim.
But flesh and blood needs flesh and blood
" Ama ten ve kan, ten ve kan ister,
Flesh and blood needs flesh and blood
" Ten ve kan, ten ve kan ister,
Flesh and blood needs flesh and blood
" Ten ve kan, ten ve kan ister.
But flesh and blood needs flesh and blood
" Ten ve kan, ten ve kanı ister.
Flesh and blood needs flesh and blood
" Ten ve kan, ten ve kanı ister.
Yes, flesh and blood needs flesh and blood
" Evet, ten ve kan, ten ve kanı ister,
I love that child, as if she were my own flesh and blood. I understand your depth of feeling, sir, and I'm going back to that station
Ne zaman ki karım, ne zaman ki o köpürür... emin oluncaya değin fazla bir şey söylemem.
They're flesh and blood, like you and I.
İyi. Onlar da sen ve ben gibi et ve kandan oluşuyor.
I'm aware of that too. I've seen rather a lot of their flesh and blood lately.
Bunun farkındayım efendim son günlerce bolca et ve kan gördüm efendim.
Jesus Christ! Great to have flesh and blood in your corner.
Arkrabalarının yanında olması ne güzel.
Partner, leaving Pickett's like leaving my own flesh-and-blood kin.
Ortak, Pickett'tan ayrılmak canciğer akrabalarımdan ayrılmak gibi bir şey.
I know Big Daddy's just as proud as we are that there's a flesh-and-blood dynasty waiting to take over.
Koca Baba'nın da bizim gibi gurur duyduğunu biliyorum. Hepsi de kendi kanından, kendi canından... ve mirası devralmayı bekliyorlar.
- A single flesh and a single blood.
- Tek bir beden ve tek bir kan.
Lord, we ask this same curse for those who ask grace for this sinner, though they be blood of my blood and flesh of my flesh!
Tanrım, bu günahkâr için merhamet dileyenler kendi kanımdan ve kendi canımdan olsa da onlara da aynı laneti istiyoruz!
THEY'RE FLESH AND BLOOD
Yahut et-kemik gibi bir şey.
And if my own flesh and blood was one of them hoodIums...
Sahil çocuğu.
Can't you imagine an animal unless it's flesh, blood and bone, hm?
Kansız ve kemiksiz bir hayvan hayal edemiyor musun?
With my pure blood I will bring together again your flesh and soul.
Saf kanımla beraber senin ruhunla bedenini yeniden bir araya getireceğim.
Gentlemen, surely you're not going to take the word of a soulless mechanical device over that of a real flesh-and-blood man.
Mekanik alete mi inanıyorsunuz, yoksa bir insana mı?
Yes, it's true, she's flesh and blood!
O gerçek, Baciu.
"Hail, behemoth, spirit of the dark, " take thou my blood, my flesh, my skin and walk.
Selam Behemoth, karanlığın ruhu kanımı, etimi, derimi sana vereyim ve yürü.
"Hail, behemoth, spirit of the dark, " take thou my blood, my skin, my flesh and walk.
Selam Behemoth, karanlığın ruhu kanımı, etimi, derimi sana vereyim ve yürü.
Those were flesh-and-blood ladies he was carrying on with.
Etten, kemikten yapılmiş hanımlarla kırıştırıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]