English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fluff

Fluff translate Turkish

362 parallel translation
That's the candy fluff you're trying to play off right now.
Candy gibi davranmaya çalışıyorsun.
Curious to have a little bit of feminine fluff breaking up our friendship.
Ufacık bir kadın meselesinin arkadaşlığımızı bozması garip.
You will think me a sentimental old fluff, but would you mind giving me a lock of your hair?
Beni kesin duygusal bir erkek olarak görüyorsunuz, ama sizden rica etsem, saçınızdan bir lüle verir misiniz?
With that hunk of fluff in the wings... why, Dinah would go on with two broken legs.
O kız kenarda yerini almayı beklerken... Dinah iki bacağı kırılsa bile sahneye çıkar. Pekala.
Be that bit of fluff El Libre?
Göster güzelliğini El Libre?
That's the bit of fluff that's taking us to him.
Güzelliği bizi ona çekiyor.
Baron Gruda and his bit of fluff... left enough clothes onboard to fool the King himself.
Baron Gruda ve onun güzelleri... gemide Kralın kendisini kandırmak için yeterli giysi bırakmışlar.
Dave Waggoman's ma was a pretty little piece of fluff from back East.
Dave Waggoman'ın annesi Doğu kıyısından gelme güzel bir sürtüktü.
There's a little fluff in it, but not much.
İçinde biraz boşluk var ama çok değil.
Pin feathers and gully fluff.
İğne tüyü ve kabarık tüy.
To fluff up the nest of love.
Aşk yuvamızı kabartmaya.
The point is taken. the beast is molting. The fluff gets up your nose.
Nokta anlaşıldı, canavar tüy döküyor tüy burnunuza giriyor.
Like a five-fingered fluff, Folded into my palm,
Beş parmaklı kıl yumağı gibi, avucumda katlanan.
The electrons are by comparison just bits of moving fluff.
Elektronlar hareket eden kuştüyü ile benzerlik gösterir.
Do you mean was there anybody poking around trying to straighten up your sheets and fluff your pillow?
Demek istediğin eve gelip senin çarşafında ve yastığında yatan olduğu mu?
Just fluff him up a bit.
Sadece biraz patakla.
Hey. You can't fluff me off like that.
Havamı böyle söndüremezsin.
It's a fluff picture, Mike.
Bu aptal bir film Mike.
Do you think anyone noticed the fluff?
Dil sürçmesini farkeden olmuş mudur?
Hey there, fella, what's your name?
Hey, dostum, adın nedir? Fluff?
Fluff? Fifi?
Fifi?
Fluff and fold, buddy.
Kabart ve katla, dostum.
As soon as I make it really big, I'm going fluff and fold.
Önemli biri olduğumda, kabartıp katlayacağım.
- I understand fold, but what's fluff?
- Katlamayı anlıyorum da, kabartma ne?
- Fluff's what I write for the paper.
- Kabartma benim yazılarım.
They're fluff drying.
Yünlüler için.
Can I fluff your pillows?
Yastıklarını kabartabilir miyim?
- "Can I fluff your pillows?"
- Yastıklarını kabartmak mı?
Your show is gaining a fluff reputation.
Şovun itibar kazanıyor.
Here's our own little piece of fluff that the network thrust upon me- - the lovely Zelda.
Ve işte, kanalın bana kakaladığı küçük tüy yumağı sevgili Zelda.
You're just going to fluff it off?
Nasıl böyle boşveriyorsunuz?
Well, I guess I'll go fluff up a cactus and sleep in the desert.
Evet, üstümüzü kaktüslerle örtüp, geceyi çölde geçiririz.
How many times do I have to fluff your pillow?
Kaç kere yastığını kabartmam gerekiyor?
Everyone expected a piece of fluff, but we wanted to do something important something the youth of America could relate to.
Herkes hafif bir şey yapmamızı bekliyordu. Amerikan gençliğinin kendini bulabileceği bir şey. Ama biz önemli bir şey yapmak istedik.
It's just so much fluff.
Fazla sulu.
Fluff and fold, the only way to live.
Silkele ve katla. Olay bu.
I have been neglecting my little Fluff Bunny.
Yumuşak tüylü tavşancığımı ihmal mi etmişim ben.
Enough of this fluff
Çok daha kötüdür.
Oh, Fluff.
Fluff.
But he does have a very nice piece of fluff on the side.
Ama adamın yanında, çok güzel bir fıstık da var.
Idiot balls of fluff!
Aptal tüy yumakları!
You two balls of fluff!
Pekala, sizi tüy yumakları!
It's fluff. You wouldn't be interested in it.
İlgilenmezsiniz.
You know, it's all fluff.
Biliyorsun, hepsi dandik.
It's just so much fluff.
Çok abartılıydı.
Fluff, Todd.
Tüy, Todd.
That wasn't hair, that was a bit of downy fluff.
Kıl değildi onlar, ince tüylerdi.
Well, I had all this downy fluff growing around that whole area.
Tüm o bölgeyi kaplayan bir tüy yumağım vardı.
You mean he tied you up and smeared you with marshmallow fluff?
Sizi de bağlayıp kremaya mı buladı?
Fluff it!
Kapatma orayı aç şunu!
How do you get them so soft? Fabric softener and twice in the fluff cycle.
Çamaşır yumuşatıcısı kullanıp 2 kere silkeledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]