Foie gras translate Turkish
190 parallel translation
The pâté de foie gras, sir.
Pâté de foie gras, efendim.
Chicken, foie gras, or Captain Cook mackerel?
Tavuk sövüşü mü, mantarlı kaz ciğeri mi yoksa Captain Cook marka uskumru salamurasıyla mı?
- Foie gras too.
- Biraz da karaciğer.
If they get him in jail, they'll make pâté de foie gras out of him.
Hapse atılırsa orada onu çiğ çiğ yerler.
And some of those pâté de foie gras sandwiches that Pierre makes so well.
Pierre'in harika pâté de foie gras sandviçlerinden de getirt.
Got everything but paté de foie gras.
Bende herşey bulunur, yeter ki isteyen olsun.
- Champagne? ! - How can you have foie gras without it?
- Evet Şampanya olmadan... kaz ciğeri yenir mi?
You don't like foie gras?
Sorun kaz ciğeri değil mi?
Outside they'II be eating oysters, foie gras and turkey. The bastards!
Dışarıda milletin, kaz ciğeri var istiridyesi, hindisi var rezalet.
Foie gras, oysters, turkey... And a girl in a white coat.
"Kaz ciğeri, istiridye, hindi ve üniformalı bir kız."
In a hotel. I ate oysters, foie gras and turkey.
İstiridye vardı kaz ciğeri ve hindi de vardı.
I'll have shirred eggs to start, then foie gras and toast.
İlk olarak çırpılmış yumurta... ve tost ekmeğinde kaz ciğeri alacağım.
- A little foie gras, Colonel?
- Biraz ciğer ezmesi Albay?
Champagne, pâté de foie gras, Iranian caviar and don't forget the color TV.
Şampanya, kaz ciğeri ezmesi, İran havyarı renkli TV'yi de unutmayın.
- The melon with port the egg in jelly, mackerel in aspic pâté de foie gras, crayfish in broth.
- Şaraplı kavun jöleli yumurta, engerekli uskumru yağda karaciğer patesi, kerevit suyuna çorba.
Instead of the foie gras?
Karaciğer yerine başka bir şey?
I just thought of the time I went to the supermarket and asked him for some paté de foie gras... and he said,'Yes, yes, we have cans of paté
- Bir keresinde süpermarkete gidip adamdan kaz ciğeri ezmesi istemiştim ve o da bana'Tamam, tamam, bir sürü ciğer ezmemiz var'demişti.
The best of fruits, partridges of the vintage, blocks of foie gras, carp with sorrels, cheeses, dessert of the chef, wines...
En iyi meyveler, kaz ciğeri, peynirler, şefin mezeleri, şaraplar...
Moules marinieres, pate de foie gras, beluga caviar, eggs Benedictine tarte de poireaux, that's leek tart frogs'legs amandine or oeufs de caille Richard Shepherd.
Midye, kaz ciğeri, Beluga havyarı, Benedikten usulü yumurta... tarte de poireaux, yani pırasalı tart... bademli kurbağa bacağı veya ceufs de caille Richard Shepherd var.
Foie gras.
Kaz eti.
Good afternoon. Our specials today are the cold pasta salad, the boneless squab stuffed with foie gras and theJohn Dory, sautéed.
Günün menüsü soğuk makarna salatası, kaz ciğeriyle doldurulmuş kemiksiz et ve sote John Dory.
- The foie gras is excellent.
- Kaz karaciğeri çok iyidir.
The chef is featuring foie gras with smoked duck and figs on a hill of bulgar.
En başta, aşçımız sizler için kaz ciğeri hazırladı. Yanında tütsülenmiş ördek ile incirli bulgur.
Would that have anything to do with the fact that you're feeding my imported foie gras to a dog?
Acaba bu tepkinin kaynağı Eddie'ye çok pahalı bir kaz ciğeri yedirmen olabilir mi?
It's foie gras.
Bu foie gras.
I don't know if Ramsdale can provide you with foie gras, like you're used to.
Alıştığınız çimleri Ramsdale'de bulabilir misiniz, bilmiyorum.
We have grilled squab with a sweet potato foie gras... spring roll with a wild huckleberry sauce.
güvercin. Yanında patates ve kaz ciğeri var. Sebzeli börek ve yaban mersini sosu.
Foie gras and lobster.
Kaz çiğeri ve ıstakoz.
"Well, why don't you just give him some of my truffle foie gras."
"Neden ona kaz ciğeri ezmemden vermiyorsun?"
Vichy cold soup, foie gras....
Karma bir tabak. Soğuk çorba, kaz ciğeri, bir milyon yılda sipariş etmeyeceğiniz şeyler.
The foie gras melted in your mouth.
Kaz ciğeri ağızda eriyordu.
We could have a foie gras.
Kaz ciğeri de alabilirdik.
So, tomorrow night, you gonna bring me back some foie gras?
O zaman, yarın gece, bana biraz kaz ciğeri getirirsin, ha?
One time Sookie came and brought us some foie gras...
Bir keresinde Sookie geldi ve kaz ciğeri getirmişti...
Pretty good once we took the foie gras off.
Kaz ciğerini kaldırınca bayağı güzel oldu.
Foie gras with truffles, an ancient Earth delicacy.
Mantarlı kaz ciğeri, eski dünyadan bir tat.
Caviar, foie gras, duck!
Havyar, kızartılmış ördek!
Toilets, foie gras, dying trees.
Tuvaletler, kaz ciğeri, ölen ağaçlar.
It's squab stuffed with foie gras and black truffles with a pinot noir glaze.
Bu doldurulmuş güvercin.
Did you know we have letters in there about the foie gras?
Foie Gras'la ilgili mektuplar olduğunu biliyor musun?
"Grilled foie gras, drizzled with a mango sauterne reduction sauce."
"Üzerine mango şaraplı sos gezdirilmiş ızgara Fois Gras."
- What the hell is foie gras?
- Fois Gras da ne?
You make sure she tastes the foie gras.
Sense genç adam, onun Fois Gras'yı tattığından emin ol.
It's foie gras with chicken and green shamrock frosting.
- Hiçbir fikrim yok. - Tavuklu "foie gras" ve yeşil yoncalı sos.
well, with the foie gras and the smoked salmon... it might seem like you're trying too hard to impress him.
Kaz ciğeri ezmesi ve füme somonla birlikte... onu etkilemek için çok uğraştığın zannedilebilir.
I guess I have to eat my foie gras all alone.
Sanırım hepsini tek başıma yemem gerekecek!
I mean, what's a wedding? But fancy suits and champagne. Just freeze the petit-fours and foil-wrap the foie gras.
Yani, düğün dediğin süslü kıyafetlerden, şampanyadan, kuru pasta ve kanepe gibi yiyeceklerden başka nedir ki!
There was fried chicken, all right, and also pâté de foie-gras sandwiches, and a view.
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler.
- What's on the menu today? - My friend could only get foie gras.
- Sadece arkadaşlar için... kaz ciğeri var.
I reimburse him for the damage to one of his paintings! How he could notice a fleck of foie gras on a
Bir Jackson Pollock tablosu üzerinde bir parça ciğer ezmesini nasıl gördüğünüyse anlamış değilim.
It hasn't changed your life, has it, you sherry-swilling, foie-gras-munching hypocrite?
Sherry ve kaz ciğeri ezmesi meraklısı, ikiyüzlü adam.