English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Foolin

Foolin translate Turkish

131 parallel translation
"Come, my boy... I was only foolin'."
Buraya gel oğlum, sadece takılıyordum.
No foolin'?
Dalga geçmiyorsun ya?
No foolin'.
Dalga geçme!
A whole wagon train of'em heading for "Nevady"! - No foolin'?
Nevada'ya giden koca bir konvoy!
- I ain't foolin'.
- Dalga geçmiyorsun ya?
No foolin'?
- Deme ya?
No foolin', we all is happy Get goin', Louisiana hayride
# Hepimiz mutluyuz, haydi, saman arabasıyla Louisiana gezintisine.
Go tell Schwiefka you was foolin'.
Frankie. Gidip Schwiefka'ya şaka yaptığını, dağıtacağını söyle.
You think you're foolin'me?
Beni kandıracağını mı sanıyorsun.
You're just foolin'.
Şaka yapıyorsun.
March, mister! I'm not foolin'!
Yürüyün gidin, bayım, Şaka yapmıyorum.
Someone must be foolin'around with my car.
Arabamla kim oynuyor?
I'll keep foolin'around with it.
Biraz daha uğraşayım.
- You ain't foolin'me!
- Beni aptal yerine koyamazsın.
You ain't foolin'me, you know.
- Beni aptal yerine koyma.
You ain't foolin'old Buck.
Buck'ı kandıramazsın.
No more foolin'around, Dave.
Bir daha böyle saçmalamak yok Dave.
You're not kiddin'this time, are you? You're not just foolin'around?
Bu defa oyun filan oynamıyorsun değil mi?
I ain't foolin about these horses.
Bu atlar konusunda ciddiyim.
- We just been foolin'around.
- Vaktimizi boşa harcamışız.
'Cause you know I ain't foolin'around here.
Çünkü biliyorsun ki, Benim hiç şakam yotur.
No use foolin'with her, we got him cooped up.
Kızla vakit kaybetmeyelim.
She's not foolin'herself.
Kendini kandırmıyor.
- I ain't foolin'around no longer.
- Bundan böyle oyalanmak yok. - Sözünü ettiğin iki günlük yol.
- No, I'll be honest- - - Stop foolin'around.
Johnny, aptallığı kes!
That's City property you're foolin'around with!
O, üzerinde oyun oynadığınız şey, devlet malıdır.
He ain't foolin'me.
Beni kandıramaz.
And I'm not foolin'.
Şaka yapmıyorum.
No foolin'around.
Yaramazlık yok.
You don't believe me. Thought I was foolin'around.
Bana inanmıyorsun, Vaktimi boşa harcadığımı düşünüyorsun.
Tell me the truth. I ain't foolin'around.
Söyle.Ben vaktimi boşa harcamadım.
He ain't foolin'no one on that pile of chrome and steel
O krom ve çelik yığınıyla kimseyi aldatamaz
Stop foolin " around!
Maskaralığı bırak!
Foolin'around with them game wardens works up an appetite, doesn't it, buddy?
Av komisyonundakilerle takılmak insanın iştahını açıyor, değil mi dostum?
Been foolin'about with it for a few months now.
Birkaç aydır bununla uğraşıyorum.
But I'm telling you something. If you're foolin'with me, if you're wastin'my time, if anythin', I'm gonna fuck you up.
Ama şunu bilesin ki, eğer benimle dalga geçiyorsan zamanımı boşa harcatırsan, işte o zaman canına okurum.
You want to publish a novel... in which one character is a senator from New Jersey who's foolin'around.
Bir roman yayınlamak istiyorsun... karakterlerden bir tanesi New Jersey'li budala bir senatör.
I am not foolin'around!
burada size yalan söylemiyorum!
Hey, no foolin'around with my girl.
Hey, kızımla oynaşmak yok.
I never figured I'd be foolin'around with a married woman.
Daha önce evli bir kadınla ilişkim olacağı hiç aklıma gelmezdi.
Why are you foolin'around, huh?
Neden etrafta dolaşıyorsun?
- We were just foolin'around.
- Laflıyoruz.
No foolin'?
Kandırmaca yok, değil mi?
- Y'all ain't foolin'anybody.
- Kimseyi kandıramazsın.
You ain't foolin'me, girlie girl.
Beni kandıramazsın, kızım.
I'M JUST GLAD MAMA AIN'T HERE TO SEE YOU FOOLIN'WITH THAT RADIO AND DRINKIN'.
Annemin, bu aptal radyonun başında seni içerken görmediğine seviniyorum.
I thought you was foolin'me.
Beni kandırdığını sandım.
No foolin'.
Şaka değil.
- No foolin'!
- Kandırmayın!
You foolin'?
Delirdiniz mi?
I guess, foolin'around.
Okuldan çocuklardı sanırım aylaklık ediyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]