English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Freakish

Freakish translate Turkish

145 parallel translation
That's the freakish nature of this thing.
Bu şeyin garip bir doğası işte.
It gets pretty freakish in these parts.
Buralarda pek alışılmadık bir şey.
Other reports indicate that steaming water from the melting North and South Poles are being sucked into the air currents spreading weird, freakish fog banks throughout the world.
Diğer haberler ; Kuzey ve Güney Kutupta eriyen buzlardan akan suların hava akımları tarafından emilerek, tüm dünyaya garip sis yığınları yaydıklarını belirtiyorlar.
A cigarette dangling from a crack in the bandages... it looks freakish.
Bandajın arasındaki yarıktan bir sigara sarkıyormuş gibi... Hilkat garibesi gibi görünüyorum.
A bit far out, a bit freakish maybe, but...
Biraz daha ileri söylemle, ucubemsiyim belki ama -
- Yeah, but freakish.
- Evet ama ucubemsi.
Freakish. But unique in my own way.
Ama kendi tarzımda tekim.
Then how do you explain his... freakish strength?
O halde bu çılgınca gücünü nasıl... açıklıyorsunuz?
Oh before you go, Mr. Holmes, it's a mere trifle, but the sort of thing you take an interest in queer, you know, what you might call freakish.
Oh siz gitmeden, Bay Holmes. Önemsiz bir şey, fakat ilgileneceğiniz tuhaf bir durum, bilirsiniz. Garip bir şey diyebileceğiniz türden.
It means I leave you in anguish, wallowing in freakish misery forever.
Seni ıstırap içinde kıvrandıracağım ve daima sonsuz bir acının içinde debelenip duracaksın.
No, my freakish little friend.
Hayır, garip küçük arkadaşım.
If "Honey" Roy Palmer is still standing... by some freakish reason... then you put these big anvils to work... and put him down once and for all.
Honey Roy Palmer acayip bir nedenle hâlâ ayakta kalmayı başarmışsa bu koca örsleri devreye sokarsın ve işini kesin olarak bitirirsin.
Mailer and longstreet's research was written off as freakish acts of nature until now.
Maler ve Longstreet araştırmaları, tuhaf doğa olayları olarak kapatıldı... şu ana kadar.
You wanna hear a freakish coincidence?
Tuhaf bir rastlantı duymak ister misin?
Freakish?
Tuhaf mı?
For their freakish world, I was perfect!
Gösteri dünyası için biçilmiş kaftandım!
And it comes from the south of France, the Pyrenees, where I have acquired a number of goats through a freakish inheritance.
Fransanın güneyinden geliyorlar, Pyrene'lerden, keçilerin çoğunu tuhaf bir miras yoluyla edindim.
- Freakish.
- Acayipti.
Well, is this like a freakish coincidence, or did you know that she takes this train?
Bu olamayacak bir tesadüf mü yoksa bu trene bineceğini biliyor muydun?
In a freakish, off-putting sort of way.
Manyakça, ürküten bir şekilde.
That was freakish.
Tuhaf.
You mean the horribly freakish distorted version of your former self?
Korkunç derecede manyak olan versiyonundan mı bahsediyorsun?
I looked freakish, so I took it off.
Bir ucube gibi olmuştum, ben de çıkarttım.
It's freakish.
Çok tuhaf.
That's freakish.
Bu çok acayip.
You immediately march upstairs to my ex-boyfriend's apartment... - and you invite his freakish friend down -
Gelir gelmez eski erkek arkadaşımın dairesine çıkıp onun ucube arkadaşını davet ediyorsun.
Only freakish women are drawn to me.
Belki sadece kaçık kadınları çekiyorum.
And we didn't merge into a freakish four-man Siamese twin. That was a risk?
Ve dört hilkat garibesi gibi, birleşmedik.
It was warm, and he made me feel less freakish.
Gayet sıcak ve kendimi daha az garip hissetmemi sağladı.
With my fashion sense and your freakish upper body strength this kid could take over the world!
Benim moda algım ve senin anormal üst beden kuvvetinle bu çocuk dünyaya hükmeder!
Another freakish coincidence.
Bir başka korkunç benzerlik.
No, however freakish and tragic, it apparently was a natural death.
Ne kadar trajik ve acayip görünse de normal bir ölüm gibi görünüyor.
'What about my massive, freakish balls? Don't get ahead of yourself.'
O dev gibi ucube taşaklarım ne olacak?
And, barring some freakish similarity, you are Doctor Daniel Jackson.
Ve birkaç tuhaf benzerliği çıkartırsak sen Dr. Daniel Jackson'sun.
What freakish nightmare did I step into that turned my wife, who was hot... who had sex with me, who liked to go out with me at night... into some earth mother, world-record-setting breast feeder?
What freakish nightmare did I step into that turned my wife, who was hot... who had sex with me, who liked to go out with me at night... into some earth mother, world-record-setting breast feeder?
You can be the freakish guy.
Garip adam olmak istiyorsun.
So, the mere fact that I am even here... sans officially scheduled meet time must portend such an incredible confidence... such freakish certainty in the magnitude of Ben Laden's talent...
O yüzden, aslında burada olmamın sebebi... Ben Laden'in büyüleyici yeteneği bana büyük bir güven vermiş olabilir...
- Because it looks freakish.
- Çok garip göründüğünden.
Where are we - - some kind of freakish feminist parallel universe?
Neredeyiz, tuhaf bir kadın gücü evreninde mi?
Weird, freakish, odd...
Tuhaf, sapkın, acayip...
Come to think of it, the night we were together he did spend a freakish amount of time on my boobies.
Düşünsene, tek bir gece beraber olduk ve başını dakikalarca memelerimin üzerinden kaldırmadı.
Which, in itself, is all sorts of freakish.
bütün bu çılgınlıklara rağmen.
The Ukraine, a country of some 52 million people, is in almost total blackness tonight, in the wake of a series of freakish lightning storms of catastrophic proportion, which struck the country at approximately 4 a.m. Local time.
52 milyon insanın yaşadığı Ukrayna bu geceyi neredeyse dehşet içinde yaşadı. Yerel saate göre sabah saat 4'de ülkeyi vuran felaket boyutundaki ürkütücü ve şimşekli fırtınalar dizisi, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı.
And not in a freakish way. In -
Çünkü eğer...
And then it would just be a freakish mutant... or a beautiful symbol offertility.
İğrenç bir mutant olur ya da güzel bir doğurganlık sembolü.
And that was freakish, but it was her.
Bu tuhaftı ama o böyleydi.
Okay, you've gone from weird to freakish, Katara.
Artık "garip" değil, bir ucubesin Katara.
He's got a wee freakish twin growing out of his back.
Sırtında acayip minik bir kambur belirdi!
- I mean, I don't want to look freakish.
- Acayip görünmek istemem.
Patrick, can I just ask, do you think by some kind of freakish coincidence, these questions are going to be on the show?
Partick, bir şey sorabilir miyim, bu soruların ne çeşit bir rastlantıyla yarışmada çıkacağını düşünüyorsun?
What a freakish nightmare did I step into, that turn my wife who was hot, who had sexy with me, who liked to go out with me at night into some earth mother, world record setting breast feeder?
Bazıları iyi insanlar. Onları etkili bir şekilde temsil etmem için bana güveniyorlar. Bunu yapmak için güvenilirliğimi korumam gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]