Freak out translate Turkish
2,998 parallel translation
I freak out at the boss.
Patronuma bağırdım.
Please don't freak out.
Lütfen çıldırma.
Don't freak out.
Korkma.
Okay. Do not freak out.
Pekâlâ, çıldırma.
Do not freak out.
Çıldırma.
You're not saying "don't freak out"?
Dur, yani sinirlenme demek istemiyorsun?
- I'm just gonna tell him, and hope he doesn't freak out.
- Ona anlatacağım... -... ve umarım çıldırmaz.
My bosses would freak out!
Patronum çıldırırdı!
Just... just don't freak out, okay?
Ama hemen parlama tamam mı?
Boy, Sheldon's going to freak out.
Oğlum ya, Sheldon kafayı yiyecek.
Oh, you know, hey, this has been great practice, but I'm late for a tooth-whitening appointment and they just freak out if you don't give them 24 hours-
Biliyor muşun, bu çok iyi bir alıştırma oldu. Ama diş beyazlatma randevuma geciktim... -... ve 24 saat önceden haber vermezsen deliriyorlar...
'Cause Jenna's gonna freak out, and she'll take it out on me.
Çünkü Jenna kafayı yiyecek ve acısını benden çıkaracak.
I know you're gonna freak out today.
Bugün kafayı yiyeceğini biliyorum.
- You've never seen me freak out.
- Görmedin hiç.
A lot of women freak out before the wedding
Düğünden önce bir sürü kadın geriliyor.
So the bureau bitches aren't gonna freak out.
- Yani bürodaki elemanlar delirmeyecek.
But I managed to freak out Kay and the others so much they had to call the whole trip off.
Ama Kay ve diğerlerine, çok kızmıştım... bütün camp boyunca, çıldırdığımı düşündüler.
He's gonna freak out.
Tepesi atacak.
Yeah, it's gonna freak out.
- Ya, tepesi atacak.
- Yeah, freak out.
- Ya, çılgın atıyor.
He'll freak out every time there's a left turn, and there are a lot.
Dağıtacak, her zaman sola dönüş vardır, ve de daha fazlası.
Don't freak out.
Hemen çıldırma.
But Dylan got fired, so... don't freak out.
Dylan da kovuldu. Çıldırma hemen.
There's no reason to freak out until we know for sure. Okay?
Öğrenene kadar paniğe gerek yok, tamam mı?
I've been trying in the past hour not to freak out in front of Silver, and I could really use a drink.
Son bir saattir, Silver'ın önünde çıldırmamak için zor tutuyorum kendimi. İçsem gerçekten iyi olacak.
Don't freak out! But I'm falling in love with you!
Seni seviyorum!
No, no, no, don't freak out.
Endişelenme.
Don't freak out. We'll get them.
Toplayacağız.
But of course now you're going to freak out - like you always do about every little thing.
Tabii, sen her zamanki gibi en ufak şeyde bile deliye döneceksin.
As soon as she doesn't get me to pick up a few phone calls she'll freak out.
Birkaç telefonunu açmasam hemen kafayı yer.
When you, when you freak out and you go crawling back and you just make everything messy and horrible.
Korktuğunda ve geri dönüp süründüğünde sadece her şeyi daha berbat ve korkunç yaparsın.
Tom, you always freak out - about spoilers.
Tom, spoilerlerden çok korkuyorsun.
Okay, don't freak out.
Tamam, sakın korkma.
- and they freak me out, and you know that.
-... ve ödümü patlatıyorlar, bunu biliyorsun.
Freak'em out, right?
Onları korkuturuz, değil mi?
- Now we don't wanna freak anybody out.
- Kimseyi korkutmak istemeyiz...
Okay, Riley, you're starting to freak me out here.
Pekala, Riley, beni korkutuyorsun.
Alright, this is really starting to freak me out I don't think I can handle this any more.
Pekala, bu durum beni cidden rahatsız etmeye başladı bunu daha fazla kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Monkeys freak me out.
Maymunlar beni korkutuyordu.
You have total freak-out face.
Sinirli suratını yapıyorsun.
And it's why I feel OK saying to you... get the fuck out of my house, you crazy Loony Tunes freak!
Bu yüzden bunu sana söylemekte bir sakınca görmüyorum... evimden defolup git, seni Loony Tunes manyağı!
Get the fuck out of my house, you crazy Looney Tunes freak!
Evimden defol seni Looney Tunes manyağı!
It tends to freak people out.
Bu insanları korkutuyor.
I think that we have to tell him that he can't run for president. He's gonna completely freak out.
İyice deliye dönecek.
You get out of my head, you freak show.
Çık lan kafamdan ucube!
Are you here to freak me out or write a paper on... on my paper?
Buraya beni korkutmaya mı geldin yoksa gazetemle ilgili haber yazmaya mı?
Bad enough to lose one of our own to some strung-out needle freak who can't figure out how to use a frigging cash register.
Elimizden kaçıracağımız kadar kötü, adam içeri giriyor ama lanet olası yazar kasayı nasıl açacağını bilmiyor.
But if it's not biology and it's not karma, then there is a puppet master out there who enjoys watching me get my freak on, and that would mean God, basically, and I would have to rethink, well... everything.
Ama biyolojik değilse, karmadan da değilse yukarıda benim böyle kafayı yememi seyredip çok eğlenen bir kukla ustası var ve bu da bir tanrı olduğunu gösterir yani benim de her şeyi baştan düşünmem gerekir.
Old people freak me out.
- Evet. Yaşlı insanlar beni korkutuyor.
Doesn't freak you out?
Seni iğrendirmiyor mu?
The problem is Victoria's in the middle of a giant freak-out.
Sorun şu ki Victoria şu an ne yaptığını bilmiyor.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299