English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gadget

Gadget translate Turkish

543 parallel translation
"Where'd you get the gadget from... steal it out of a hock shop?"
Bu küçük zımbırtıyı nereden buldun? Rehin dükkanından mı arakladın?
Buy my handy little ready-made gadget here.
Kullanılmaya hazır durumdaki pratik aletimden satın alın.
Buy my little gadget!
Küçük zımbırtımdan alın!
You left your gadget on the doorknob.
Cihazını kapı kolunda unutmuşsun.
No it's ah... that ah... projector gadget that wants seeing to.
Sadece şu projektör aletine bir bakılması gerekiyor.
Did you have to throw that gadget away?
O düğmeyi atmak zorunda mıydın?
Get this gadget off the ground.
Şu aleti havalandır yeter.
- You know, the... gadget. - Oh.
Şuradakini.
This valve engages this gadget, we're off to the races.
Bu vana aleti çalïstïrïrsa, yarïsa hazïrïz.
- Interesting gadget, isn't it?
- İlginç bir alet, değil mi?
- Gadget?
- Alet mi?
Give me that gadget.
Ver şu mereti bana.
Give me that gadget.
Ver şu açacağı.
Little gadget I picked up at a magic store.
Bu küçük zımbırtıyı sihirbazlık malzemeleri satan bir dükkandan aldım.
What kind of a gadget is this?
Bu nasıl alet böyle?
Well Doc, I'll pack this little gadget.
Tamam Doktor, şu küçük aleti ben paketlerim.
You make him sound like a gadget for the kitchen.
O'ndan sanki mutfaktaki bir aletmiş gibi bahsediyorsun.
- You got that gadget working?
- Ve sen de gizli kamerayla mı çektin?
Fit this gadget... Into the socket, like this...
Bu zımbırtı buna uyar soketine takınca, işte böyle...
You've got both hands free... And this gadget here... Let me see...
İki elini de kullanmadan ve bu zımbırtıyı da buraya...
An excellent gadget, my boy.
Mükemmel bir alet, oğlum.
It was a trick gadget that Karswell had rigged up to frighten me away... and I fell for the bait like an idiot.
Karswell'in beni korkutup kaçırmak için uyduruverdiği bir üçkağıttı ben de aptal gibi yemi yuttum.
You ever hear of a little gadget called a mine detector?
Mayın dedektörü denilen küçük bir aygıttan haberin var mı?
- With an attached oiling gadget...
- Yağ ibriği...
Some gadget.
Güzel bir gereç.
This gadget here, when it sticks up, you know the last round's been fired.
Şu parça havaya kalkıksa, son merminin atılmış olduğunu anlarsınız.
Pay me when your gadget's a whopping success, which I'm sure it will be.
Paran ne zaman olursa o zaman ödersin ve bence kesin olacak.
And I've got a gadget that rings when the parking meter is up.
Bir de bende park saati için saat başı çalanı var.
If this gadget doesn't work... I'm gonna unload a heavy load of five fat knuckles on your nose.
Eğer bu alet çalışmazsa burnunun üzerine beş tane şişman parmağımla, ağır bir yük boşaltacağım.
That gadget your invention?
Tutacak mı kullanıyorsun?
Hey! You know this gadget of the Doctor's?
Doktor'un şu küçük zımbırtısını biliyor musun?
A gadget.
Oyuncak.
That's a gadget.
Bu bir oyuncak!
This raincoat gadget is equipped with an artificial arm and a fake hand.
Yağmurluk şeklindeki bu cihaz, yapay bir kol ve sahte bir elle donatılmıştır.
Now, for the second gadget, also my own invention.
Şimdi de, kendi buluşum olan ikinci cihaz.
Tell me, this whirlpool gadget that Dr Krugman prescribed.
Dr. Krugman'ın tavsiye ettiği şu girdap zımbırtısından söz et.
A gadget from America.
Amerika'dan geldi, acayip bir zımbırtı.
That was last year's gadget.
Bu, geçen seneki küçük oyuncağım.
If you want to use my gadget, the Movie Box, the instructions are inside.
İsterseniz bu oyuncağı size bırakayım. Bir film kutusu. İçinde açıklayıcı bilgiler var.
This little gadget here dissolves metal electronically.
Bu gördüğünüz küçük alet, ışınlarıyla metali eritiyor.
- What's this gadget?
- Bu zımbırtı da nedir?
How much security does this gadget require?
- Ne kadar güvenlik gerektiriyor?
Here's a fantastic gadget.
İşte harika bir alet.
I think of it as an extraneous tool, a gadget somewhat like the television.
Ben bunun televizyon gibi konu dışı bir araç olduğunu düşünürüm.
A very amusing clever little gadget. Very realistic, but, of course, my instinct told me that...
Çok zekice, hoş, küçük bir alet, çok gerçekçi, ama tabii ki, içgüdüm bana dedi ki...
Rotten gadget! Who the hell invented the electric arming switch?
Bu lanet olası elektronik şalteri de kim icat etti?
Maybe some gadget outside the window.
Belki camïn önünde bir alet vardïr.
I mean, an Enviromod is just a preprogrammed gadget.
Enviromod önceden programlanmış bir alet.
So use my little gadget here.
İşte orada benim bu küçük aparatımı kullanıyorsunuz.
Michael, I'm not a gadget.
Michael, ben bir zımbırtı değilim.
How did he know that I would have liked to have a gadget of that sort at my disposal?
nasıl çekitiğini öğretirmisin. bu nasıl bişey tedirgin oldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]