Gard translate Turkish
1,658 parallel translation
Nah, I've had this'drobe forever
Yo, bunlar sürekli gardırobumdaydı.
That's when you tend to let your guard down, get careless.
Çünkü tam bu zamanlar gardını düşürür, Dikkatsiz davranırsın.
I never let my guard down.
Ben gardımı hiç bir zaman düşürmem.
I mean, you opened that man's closet, it was left to right evening gowns, cocktail dresses, then his police uniforms.
O adamın gardırobunu açtığında soldan sağa, gece elbiseleri kokteyl kıyafetleri ve polis üniformaları vardı.
What were you doing in his closet?
Onun gardırobunda ne yapıyordun?
I may have left a suggested organizational schematic for her bedroom closet.
Yatak odasındaki gardırop için organizasyonel şemayı unutmuş olabilirim.
Expensive item for a college student. And, judging by her wardrobe, she's never met a designer that shedidn't like.
Gardırobuna bakılırsa, tasarımcı giysileri alıyormuş.
But you got to hang tough, circle the wagons.
Taviz verme, gardını al.
No wonder jack dumped you with a wardrobe like that.
Jack'in seni böyle bir gardıropla terk etmesine şaşmamalı!
You think I want the whole world watching you check out my ass and question my wardrobe?
Bütün dünyanın kıçımı dikizlemeni ve gardırobumu sorgulamanı izlemesini mi istiyorum sanıyorsun?
Would it be better if I checked out your wardrobe and questioned your ass?
Önce gardırobunu kontrol edip sonra kıçını sorgulamamı mı tercih ederdin?
Is this examples of your wardrobe?
Gardırobundan örnekler mi onlar?
Stay focused.
Gardınızı düşürmeyin.
Huh, glad you like it.
Neredeyse gardırobum kadar.
That's the closet.
- Gardırobu bu kadarcık.
You shouldn't let your guard down.
Gardını indirmemelisin.
Hold up your guard.
Gardını yukarda tut.
Did you just do a wardrobe change?
Gardırobunu mu değiştirdin?
You know, I got 15 ties in my closet from Fran.
Gardırobumda Fran'den 15 kravatım var.
We are meant to be the militia coming to defend the city, and it looks like we look like a bunch of fucking out-of-work actors trying on the wardrobe!
Şehri savunmaya gelen milis kuvvetleri gibi görünmemiz gerekiyordu bu şekilde gardıroptaki kıyafetleri deneyen bir avuç işe yaramaz lânet olası aktöre benziyoruz.
- The plot thickens.
Gardın düşüyor.
You let your guard drop occasionally, you're... careless, sometimes.
Arada sırada, bazen, gardını düşürüyorsun.
As long as there was a nice big wardrobe with 15 pairs of shoes in it and the obligatory serially monogamous girlfriend along, he was happy.
15 çift ayakkabıdan oluşan güzel bir gardırobu ve yanında bir sevgilisi olduğu sürece mutluydu.
Oh, Miss Tutti, I think your wardrobe is upstaging you, baby.
Oh, Bayan Tutti, sanırım gardırobunuz sizi öne çıkarıyor.
And you, Miss Tutti, work on the wardrobe.
Ve sen, Bayan Tutti, gardırobun üzerinde çalış.
En garde!
Al gardını!
Keep the guard...
Gardını bozma...
The war can arrive until us. I recommend immediate intervention.
Peşimzde olabilirler Tallis, hemen gardını al
When the arm is like that we call it the "en garde" position.
Kolları bu şekildeyken "gardını aldı" diyoruz.
Don't be letting your guard down, you idiot!
Gardını düşürme, salak!
I'm into a new thing anyway.
Gardırobumu yenileyecektim zaten.
Only this way is for him dropping gloves.
Sadece böyle onun gardını indirebilirsin.
He let his guard down.
Gardını indirdi.
But the way Cade had you surrounded 24 "l" 7 I had to get your guard down.
Ama Cade 7 gün 24 saat çevrendeydi ve gardını düşürmeliydim.
Now, en garde!
Şimdi, gardını al!
In one drawer of the bottom of Mr Strange's wardrobe.
- Bunu nerede buldun? - Bay Strange'in gardırobunun dibinde.
He might lower his guard if you do.
Gardını indirebilir.
Doing things I don't remember, like food in the closet!
Hatırlayamadığım şeyleri yapmak, gardıroptaki yiyecekler gibi!
I'm having wardrobe problems.
Gardırobumla sorun yaşıyorum.
Never let your guard down.
Asla gardını bozma.
There will come a time when your guard is down. And when it is, I will not hesitate a moment before killing you.
Bir an gelecek, gardını düşüreceksin, ve o an, gözümü bile kırpmadan seni öldüreceğim.
And my guard is down
# Topluyorum gardımı yerlerden
Sometimes I forget that the biggest designer in your closet is Wrangler.
Bazen gardırobundaki en büyük tasarımcının Wrangler olduğunu unutuyorum.
'Ah, you've caught me off guard.
Beni gardımı indirmişken yakaladın.
Can we get Wardrobe down here, please?
Gardırobu getirin lütfen.
I think I got so safe and felt so good with you that I let my guard down, and this beast emerged.
Bu o kadar iyi geldi ki gardımı düşürdüm ve bu hayvan ortaya çıktı. Karar ver.
In every housewife's closet, there's a treasured article of clothing that she refuses to part with.
Her kadının gardırobunda kabullenemedikleri bir taraflarını anlatan bir hazine saklıdır.
I talk to her often.
Gardı düşündüğümden daha kuvvetli.
- You go to work every day.
Sen her gün çalışıp gardırop taşıyorsun.
That's the closet?
- Gardırobu bu kadarcık mı?
♫ You poured some wine. I drank yours and mine. ♫ ♫ You took my breath, And tied up my tongue. ♫
Seninkini de benimkini de içtim. d d Nefesimi kestin, Dilimi bağladın. d d Ve evet sendin işte Gardımı indirmemi sağlayan. d d Sendin işte Gardımı indirmemi sağlayan. d d Sendin işte d d gardımı indirmemi sağlayan. d d d d Ama bu uzun zaman önceydi d