Gear translate Turkish
5,010 parallel translation
One of them's that I gotta gear down on the liquor. And ramp it up on the dope.
Bunlardan birisi de likörde vitesi düşürüp ota gelince asılmak.
Actually, no. The worst thing ever is fixed-gear bicycles.
Aslında hayır, tek vitesli bisikletler en kötü şeydi!
- All the latest gear?
- Her şey burada değil mi?
We go until sundown, I give Eugene my riot gear right here, right now.
Güneş batana kadar yürürsek hemen şu an burada koruma giysimi veririm.
What about the riot gear? The poncho?
Peki ya koruma giysisi ve panço?
Got the riot gear off a dead cop.
Koruma giysisini ölü bir polisten aldım.
In light of the recent events, the warden is sending you some new riot gear.
Son vakayı göz önünde bulundurarak müdürün sana yeni koruma giysisi tahsis ediyor.
Riot gear?
Koruma giysisi mi?
We got some new gear in max and we're sending you the old stuff.
Yüksek donanımlarımız var, eski eşyaları yolluyoruz.
We got shitty gear.
Ekipmalarımız boktandı.
I want everybody in TAC gear in ten.
Herkes 10 dakika içinde tam teçhizat hazır olsun.
So - - so then I started looking into his shopping profile, focusing on travel, books, camping gear, stuff like that.
Sonra da alışveriş profiline baktım yolculukla ilgili kitaplara, kamp eşyalarına ilgi duyuyormuş.
I found high-end surveillance gear, a cache of documents, burner cells.
Son model gözetim sisteminin olduğu ve bir takım belgelerin yakıldığı bir yer buldum.
Like I saw you do that thing with the pigeons, you slipped the gear on that squad car.
Güvercinlerle yaptığın şey gibi... Yolda duran bir polis arabasını hareket ettirdin.
I could get a tight crib with a view, a 911 turbo drop-top, and some sick-ass gear.
Birkaç tıkla ev alabilirim, üstün donanımlı bir 911 turba alabilirim.
That's what happens when I gear up to kick handmaiden ass.
Bir hizmetliyi hırpalayacağım zaman böyle oluyorum.
I've run Gordon White's financials, and he just bought 20 sheets of plastic, five rolls of duct tape, protective gear, and a hacksaw from a hardware store.
Gordon White'ın mali kayıtlarına baktım ve yakın zamanda 20 adet naylon poşet, 5 rulo selo bant, koruyucu ekipmanlar ve hırdavatçıdan bir adet demir testeresi satın almış.
Get your hazmat gear.
Tehlikeli madde malzemelerini al.
How are we supposed to track this shipment without our tech gear?
İletişim aletlerimiz olmadan sevkiyatı nasıl izleyeceğiz?
Let's gear up.
- Toparlanın.
Gear down and locked.
İniş takımları hazır.
There was this dude... Like, 5 : 00 A.M... in running gear, but he was just stretching the whole time, just looking around.
Orada bir adam vardı sabah 5 gibi çalışıyormuş gibi ama her zaman gergin görünüyordu, sadece etrafa bakıyordu.
Grab your gear.
- Hazırlanın.
Even with all that gear on your shoulder, you won't last a night.
Omzundaki onca teçhizata rağmen geceyi çıkaramazsın.
Yeah, top gear, mate. Yeah, 20 quid, yeah.
En iyi mal dostum 20 sterlin, evet
Ha. Don't worry, got plenty of extra gear.
Merak etme, yedek ekipmanlarımız var.
Hey, I put all the gear away.
Bütün her şeyi geri yerine koydum.
Two brothers, in a van, and then a meteor hit, and they ran as fast as they could from giant cat monsters, and then a giant tornado came, and that's when things got knocked into twelfth gear.
İki kardeş, jipteler sonra bir meteor çarpıyor ve olabildiğince hızlı kaçıyorlar dev kedi canavarlardan. Sonra da dev bir hortum geliyor. İşte, işler o zaman sarpa sarıyor.
The thing people don't realize about the Gear Wars is that it was never really about the gears at all.
İnsanların Dişli Savaşları'nda anlamadığı nokta aslında savaşın dişlilerle hiç alakası bile olmaması.
Morty would love to hear all about the Gear Wars.
- Morty, Dişli Savaşları'yla ilgili her şeyi duymak ister.
How familiar are you with the Gear Wars, exactly?
- Dişli Savaşları'na tam olarak ne kadar aşinasın?
Grab your gear.
Hazırlanın.
- His cell phone. I uploaded the same virus he used on my gear in the foundry.
Dökümhanede benim ekipmanımda kullandığı virüsü ona yükledim.
Deadshot and his gear are in position.
Deadshot ve ekipmanı yerine geçti.
I guess he grabbed a rifle and some camping gear.
Sanırım tüfeğini bazı kamp eşyalarını almış.
You wanted me to come up here, read you the riot act, and get your sorry asses in gear, didn't you?
Buraya gelip kulağınızı çekmemi ve sizi hizaya sokmamı istedin, değil mi?
He could help us win the cold war, but he needs better spy gear.
Soğuk savaşı kazanmamızda yardım edebilir. Ama daha iyi ajan donanımına ihtiyacı var.
So, CBR gear at all times, except outside in open spaces, masks can be off to preserve your oxygen.
Bu yüzden koruyucu kıyafetler sürekli üzerinizde olacak. Sadece açık alanlarda oksijen tüpünün bitmemesi için maskelerinizi çıkartabilirsiniz.
Gear up.
Hazırlan.
No one touches me when I'm wearing my cycling gear.
Bisiklet kıyafetlerim üzerimdeyken kimse bana dokunamaz.
Took the liberty of washing your wrestling gear.
Güreş elbiseni sana sormadan yıkadım.
Yes, pick up your uniform, gear, and locker assignment in room "A"
Evet, üniformanı, teçhizatını, ve "A" odası soyunma odan.
He didn't even take the time to stop and gear up, so- -
Hatta ekipmanlarını giymeyi bile düşünemedi...
We got gear?
- Donanımımız var mı?
- What about gear?
- Giyinecek miyiz?
No fishing gear?
Balık ağı yetmiyor mu?
Full CBR gear.
Herkes koruyucu elbise giyecek.
DCA and Departmental Damage Control personnel pass out CBR gear... and filter masks.
Hasar kontrol personeli koruyucu elbiseleri giysin ve tüm personel maskelerini taksın.
Secure all gear.
Koruyucu teçhizatları çıkartın.
Secure from MOPP level four and re-stow all gear.
Dördüncü seviye koruyucu tedbirler geri. Teçhizatları çıkartın.
I'll get some gear.
Teçhizat alıp geleyim.