English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Genetically

Genetically translate Turkish

829 parallel translation
Genetically, it's certainly possible.
Genetik açıdan kesinlikle mümkün.
Genetically you have very dominant characteristics...
- Elbette. - Genetik olarak çok baskın özelliklerin var.
I'd say it was genetically impossible.
Genetik olarak imkânsız derdim.
All gradations of colour from black to brown to yellow to white are genetically predictable.
Siyahtan kahverengiye, sarıdan beyaza renk değişiminin genetik tahminleri edilebilir.
By my testimony, we know it is genetically possible for this child, provided that we permit its birth, to bear or beget a talking ape by a dumb one in a present-day jungle or a present-day zoo.
Benim ifademe göre, biliyoruz ki, bu çocuğun doğumuna izin verdiğimiz takdirde konuşamayan bir maymundan konuşan bir tane doğurabileceği veya doğurtabileceği genetik olarak olası. Bugünün ormanında veya bugünün hayvanat bahçesinde.
Therefore genetically stable.
Bu yüzden genetik kararlılığın var.
- In other words, genetically wounded.
Diğer bir deyişle, genetik olarak yaralılar.
Genetically, I don't quite understand it.
Genetik olarak, pek anlayamıyorum.
We need no longer be trapped in the genetically inherited behavior patterns of lizards and baboons :
Kertenkele ve Babunların genetik davranış kalıplarına sıkışıp kalmıyor seçeneklere sahip oluyoruz :
Man, I was afraid an alien infectee was behind this, but what if the fish being served at this restaurant have been genetically mutated by the signal?
- Kaza gecesi hem FAA hem de Sahil Güvenlik, Big Horn patladığında çevresinde herhangi biri olmadığına dair rapor verdiler.
How is the fish testing? So far, genetically sound.
İzin kağıdımı yazmayı unuttuğumu, söyleyin.
The custom-tailored, genetically engineered humanoid Replicant designed especially for your needs.
Siparis, üzerine genetik insansi robot kopya aynen sizin ihtiyaçlariniza göre hazirlanmistir.
It was only the fact of my genetically engineered intellect that allowed us to survive.
- Tek bir gerçek varsa ; o da genetik olarak arttırılmış zekamın bizi hayatta tuttuğudur.
You are to be the forefather of a new race... together with Ka-Laa, this genetically perfect woman that is your mate.
Eşiniz olan mükemmel bir genetik yapısı olan... Ka-Laa ile birlikte, yeni bir yarışın atası olacaksınız.
You will be genetically perfect too.
Genetik olarak mükemmel olacaksın.
It indicates a genetically engineered biological life form.
Genetik olarak üretilmiş biyolojik yaşam formu demektir.
These "Newcomers", we soon learned, were a genetically-engineered race adapted for hard labor in almost any environmental condition.
Çok geçmeden gördük ki "Yeni Gelenler" hemen her çevre koşulunda zor işler yapmaya uyarlanmış genetik mühendislik ürünü bir ırk.
We were genetically engineered as slave laborers.
Genetik mühendislik bizi köle işçiler olarak tasarladı.
Ella has been genetically altered.
Ella'nın genetiği değiştirildi.
Genetically engineered?
Genetik yapılarıyla mı oynandı?
We feed maggot to our special breed of genetically engineered fish.
Genetik olarak tasarlanıp yetiştirilen balıkları larvayla besliyoruz.
You could say I had a leg-up, genetically speaking.
Yani, genetik olarak efsunluyum ben.
These are Zoanoids, genetically altered human beings.
Zoanoid'ler genetiği değiştirilmiş insanlar.
( Woman ) We're genetically hotwired to be drawn to partners who seem to be good breeding stock.
Bizler genetik olarak partnerimizi bizi çeken kızgın birer damızlık olarak görürüz.
No, genetically they all failed.
- Hayır, genetik olarak hepsi başarısız oldu.
So somebody, I assume, genetically engineered these ponies.
Sanırsam birileri midilliyi genetik olarak oluşturmuş.
While simultaneously, an amount of genetically similar material was left in the Ambassador's place.
Aynı anda genetik olarak benzeyen bir miktar madde Büyükelçi'nin yerine bırakılarak.
It's certain - as certain as anything else is - that humans are not genetically programmed to learn one or another language.
Ya Üçüncü Dünya ülkeleri?
Genetically engineered viruses designed to destroy whole ecosystems.
Tüm eko sistemi yok etmek için tasarlanan, genetik olarak işlenmiş virüsler.
- Genetically.
- Genetik olarak.
The society is genetically integrated.
Topluluk genetik olarak birleştirilmiş.
I wonder why, with all these genetically compatible women, - I fell in love with you.
Nedenini merak ediyorum, genetik olarak uyumlu bu kadar kadın varken, neden sana aşık oldum?
Because moms genetically hate music played at the appropriate level.
Çünkü uygun seste çalan müzikten annem genel olarak nefret eder.
You're saying the Cardassians genetically engineered this thing?
Cardasyalıların genetik mühendislikle bu şeyi yaptıklarını mı söylüyorsun?
Genetically, he is Kahless. And he is needed by our people.
O genetik olarak Kahless ve halkımızın ona ihtiyacı var.
Genetically, he is indistinguishable from Cmdr Riker.
Genetik olarak Kumandan Riker'dan ayırt edilemez.
A group of genetically controlled children were raised and monitored on a compound in Litchfield.
Genetik olarak kontrol altındaki bir grup çocuk Litchfield'deki bir tesiste büyütüldü ve sürekli izlendi.
I only know what the record shows now, a backlash of hatred, a plague virus genetically engineered and released.
Ben sadece kayıtları bilirim. Nefret yüzünden,... laboratuvarda yaratılmış bir veba virüsü etrafa salındı.
The virus was genetically engineered.
Virüs, laboratuvarda yaratılmış.
"While at Chess, Dr. Beekman served as head researcher... on the genetically engineered hormone LDF."
"Chess'de çalışırken, Dr. Peterson genetik olarak üretilen LDF hormonu üzerinde çalışmış."
" LDF is a genetically engineered hormone for dairy cows.
LDF ne? " LDF, süt inekleri için genetik olarak üretilmiş bir hormon.
We're angry because we're all being chemically and genetically damaged and we don't even realize it.
Öfkeliyiz, çünkü hepimiz kimyasal ve genetik bakımdan zarar görüyoruz... ve bunun farkında bile değiliz.
The way aliens have been genetically altering the development of our dna...
DNA'mızı değiştirip geliştirme yolunu göstermiş.
I thought that if Stuart and Alex could have been... genetically merged into one person... he or she would have been the love of my life.
Stuart ve Alex kalıtsal olarak. Tek bir vücutta birleşmiş olmalıydılar. Her ikisi de hayatımdaki, en önemli kişiler olmalıydı.
When the culture fluid comes in contact with the air, it devours the cells of any genetically differing life form, and multiplies itself over and over, until it is beyond our control!
Bu sıvı her organik maddeyi alarak genetik yapısını değiştiriyor ve kendi bünyesine katıyor Yakında kontrol edilemez hale gelecek! Evet!
Then the Corps decided that we were genetically compatible.
Sonra Birlik, bizim genetik olarak uyumlu olduğumuza karar verdi.
Before you changed, the Corps decided you and Talia were genetically a perfect couple.
Değişimden önce, Psişik Birliği Talia'yla genetik olarak uyumlu olduğunuza karar verdi.
For the genetically superior, the last challenge of a toilet should be how to use one.
Frasier, insan üstün genler ile doğar yüzleşmesi gereken son sorun ise tuvalet ile haşır neşir olmak, nasıl kullanılacağını öğrenmektir.
My fault genetically.
Benim hatam genetik.
But what I don't understand is why anybody would want to genetically engineer someone with such an obvious flaw.
Fakat anlamadığım, neden biri genetik yolla böyle bariz kusurlu birisini yapmak istesin ki?
He may be nothing more than a genetically programmed killing machine.
Belki de genetik olarak öldürmeye planlı makinadan başka bir şey değildir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]