English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Go on ahead

Go on ahead translate Turkish

1,288 parallel translation
If I'm not back in 15 minutes, go on ahead without me.
Eğer 15 dakika içinde dönmezsem siz gidersiniz.
Yahiko, you guys can go on ahead.
Yahiko, siz çocuklar önden gidin.
You guys go on ahead.
Siz önden gidin.
You go on ahead.
Sen devam et.
Go on ahead!
Hadi, çekinmeyin!
You two go on ahead now.
Sizler devam edin.
Doesn't Matter At All, You Just Go On Ahead Now.
Hiçbir şey sorun değil, sen sadece anlatmaya devam et.
I will go on ahead, and make the final preparations.
Ben önden gidip, son hazırlıkları tamamlayacağım.
G'Kar, go on ahead.
G'Kar, önden buyur.
Go on ahead then.
Devam edin.
You guys go on ahead.
Siz gençler ilerleyin.
Go on ahead.
Devam et.
- You go on ahead, honey.
- Sen önden git tatlım.
You go on ahead.
Devam et.
I'll go on ahead.
Ben önden gideyim.
Why did Mr Tanuki go on ahead?
Niçin Bay Tanuki önceden gitmiş?
You go on ahead.
Siz önden gidin.
Why don't you leave me and go on ahead?
Neden beni bırakmıyor ve devam etmiyorsunuz?
Go on ahead.
Önden devam edin.
Awfully relaxing... oh, yes, yes, you just - you just go on ahead,
Çok rahatlatıcı.
I'm putting him on the line right now. - Go ahead.
Hemen telefonu ona veriyorum.
Oh, why don't you go ahead and say what you're thinking, Niles? That I'm falling for her again. "Well, you did bounce in here as though you were on top of the world, and babbling about her smile" — I just don't want to hear it, Niles!
Ona vurulduğumu söyle. "Buraya dünyanın en mutlu insanı olarak gelip gülümseyişi hakkında geveliyorsun."
Go ahead, Miss Mischke, try it on.
Buyrun, Bayan Mischke, deneyin.
We called Ramsey Clark to receive a go-ahead... on tapping King's phone, but he refused.
Ramsey Clark'a, King'in telefonunu dinlemesini söyledik,... ama reddetti.
We won't get a go-ahead for a second move on the compound.
Mandıraya bir metre yaklaşmamızın bile bir yolu yok.
- Go ahead. Break a chair on me.
- Durma üzerimde bir sandalye kır.
Go ahead, take it on the heels
Devam et, dizlerinin üzerinde.
Go ahead, brother, play on.
Çalmaya devam et.
Go ahead. That's the ultimate test. Come on.
Hadi.Bu iyi bir test.Dene.
I'm gonna just go ahead and play a dime on 642 straight.
Bu yüzden bütün kolonlara 642 oynayacağım.
Just leave the wine on the table. - Go ahead on in the kitchen.
Şarabı masaya bırak ve mutfağa git.
Yeah, go ahead, tell me she's some little lying junkie whore who makes up stories. Go on!
Durma, bana, yalan söyleyen uyuşturucu bağımlısı bir sürtük olduğunu hikayeler uydurduğunu söyle.
All I'm sayin'to you is if you want to drink, go ahead and drink. But if I ever find out that you laid your hands on that little girl again,
Söylememe gerek yok ama o günden sonra okuldan her geldiğimde evin ışıkları yılbaşındaki gibi yanardı.
Go ahead, come on down!
Peki o zaman, gel bakalım aşağıya!
Then you won't mind if I authorize a go-ahead on our plan.
O zaman yeni planımızı uygulamamıza hayır demezsin.
Let's move him on three. Go ahead and page Dr. Rosenberg to the ER, stat.
Dr. Rosenberg'ı acile çağır, durum ne?
Go ahead and toddle on back to Maris.
Bir çocuk gibi Maris'e koş.
- Come on, come on. - Go ahead. Go, kitty.
Hadi, hadi kedicik, al şunu.
Baby, come on, go ahead light up my life!
Yavrum, hadi, bitir şu işi... hayatımı aydınlat!
Go on back inside. Go ahead.
Şimdi içeri gir.
Sure, you go right ahead, but I tell you what there's somebody on the other side that wants you dead.
Tabi, gidebilirsin, ama sana şöyle diyim,... karşı taraftan birileri seni ölü istiyor.
Go ahead, sit down. He puts his feet up on this French antique thing and he tells me to put my feet up.
Hadi otursana, antik masasına ayaklarını uzatır ve bana da ayağımı uzatmamı söyler.
- Come on, kid. - Go ahead!
Haydi evlat!
Like those guys on oprah who- - who get drunk And have disgusting sex with prostitutes, And then they go ahead, and they just say their vows.
3 gün boyunca, içip içip orospularla yatıp kalkan, sonra da bağlılık yemini eden Oprah'taki ayyaş herifler gibi takılacaksın.
- You go ahead on home.
- Doğruca evine git.
- Go ahead if it turns you on!
- Eğer seni tahrik ediyorsa hiç durma!
... talk, go ahead talk, go on!
Konuş, küçük fahişe. Konuş, devam et, konuş!
- Hey, easy on the padre, buddy. - Go right ahead in, ma'am.
— İçeri girin, bayan.
Go ahead, turn it on.
Doğruca it, çevir.
I'm surprised he let you go ahead on your own.
Seni kendi başına bıraktığına şaşırdım.
- Go ahead, you're on the air.
Buyurun, yayındasınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]