English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Go the other way

Go the other way translate Turkish

394 parallel translation
Go the other way, quick.
Diğer yöne doğru git çabuk.
We must go the other way. Isn't that true, gentlemen?
Farklı bir yöne gitmeliyiz, değil mi?
We must go the other way.
Diğer yön daha iyi.
And if I go the other way, I go to what?
Dönmeyecek olursan ne olacak, peki?
Go the other way. You're making me dizzy.
- Diğer tarafa dön, başımı döndürdün.
I'll go the other way.
- Ben diğer yoldan gidiyorum.
Go the other way.
Öbür yöne git.
I'll take the other two and go the other way.
Ben de diğer iki kişiyi alıp aksi istikamete gideceğim.
We'll go the other way around.
Olayı tersinden alacağız. Bakın şimdi.
You must go the other way.
Diğer tarafa yürümelisin.
- Maybe it's better if we go the other way.
Affedersin. Belki öbür türlü daha iyi.
I've seen what happens when you go the other way.
Bu konuda üzgünüm, efendim, ama diğer yoldan gidince ne olduğunu gördüm.
Every time he would try to be Valentino and sweep me off my feet, his horse would go the other way.
Her Valentino olmayı denediğinde, ayaklarımı yerden kesmeye çalışırken,.. ... atı hep diğer tarafa gidiyordu.
We'll go the other way.
Biz diğer yoldan gideceğiz.
- Which way did the other fella go?
- Diğer adam hangi yöne gitti?
Ever since I lost the spirit, looks like I'd just as soon go one way as the other.
İnancımı kaybettiğimden beri, nereye gittiğim belli değil.
Go around the other way.
Diğer taraftan dolanın.
Go around the other way!
Öteki taraftan!
Things will have to go one way or the other.
İşler bu yöne ya da diğer yöne gitmek zorunda..
- I'll go around the other way.
- Öteki yoldan dolaşırım.
Sneak out the other way and go back to your theater.
Arka kapıdan çıkıp tiyatroya gideceğim, sen de öyle yap.
I say we go ahead and set a date... and get married on that date the way other people do.
Gidip bir tarih belirleyelim derim ve diğer insanların evlendiği gibi o tarihte evlenelim.
We'll go around the other way.
Diğer yönden gideceğiz.
After the fool I made of myself the other night the way they forgave me and let me go on.
Geçen gece yaptığım o budalaca davranıştan sonra... beni affederek burada kalmama izin verdiler.
What if we take that route? And go back the other way.
O güzergahta ilerleyip diğer tarafa geçsek nasıl olur?
Half in the dirt and half out... Go one way or the other
Ikisinden birini seç Maria...
In other words, they wake up worrying and go to bed the same way
Başka bir deyişle, endişelenerek uyanırlar ve geceleri de aynı şekilde yatağa girerler.
We hand them over to people who are not ready for them while we go off again into the darkness of ignorance searching for other discoveries which will be mishandled in the same way when the time comes.
Buluşlarımızı buna hazır olmayanlara sunar... sonra yeni buluşların peşinde... cehaletin karanlığına dalarız... ki bunlar da vakit geldiğinde yanlış kullanılır.
Let's go around the other way.
Diğer taraftan girelim.
Tell Lady Patrizia we'll go on with our search, and that Miss Claudia will get in touch one way or the other.
Lady Patrizia'ya araştırmamıza devam edeceğimizi ve Bayan Claudia'nın başka bir vasıtayla döneceğini söyle.
Now, please, folks, go around the other way.
Pekala millet, lütfen diğer yolu kullanın.
Go around the other way.
Diğer taraftan dolaş.
Couldn't you go around the other way?
Diğer taraftan dolaşamaz mıydın?
It will be dark when the lights go out and whoever took the things will bring them back and not the other way around!
Her yer karanlık olacak ışıklar kapanınca o şeyleri kim aldıysa geri getirecek, bu kadar basit.
Please just look the other way and let them go.
Lütfen görmezden gelin ve gitmelerine izin verin.
About Sammy and me, it will make things go one way or the other.
Beni ve Sammy'yi kastediyorsan, bu durumu bir şekilde etkileyecektir tabi.
It's just that that it wants to go one way and I'd like to go the other.
Sadece o bir yöne ben diğer yöne gitmek istiyorum.
You sure sent them around the lake, there's no other way for them to go.
Onları gölün etrafından dolaşmak zorunda bıraktınız, başka yere gidemezler çünkü.
Go around the other way.
- Arka taraftan gir.
Yes... Before he died... he said, that was the only way he could go I am sure he was more peaceful... at the time of his death... than at any other time in his whole life
Peki... ölmeden önce, dedi ki... ancak ölerek kurtulabilirmiş eminim öldüğü zaman.... dünyada bulamadığı huzuru bulmuştur...
And just before you get them out, the top eight slices go boom and fall the other way.
Tam çıkarıyorsunuzdur ki üstteki sekiz dilim ters döner.
McKenzie, Isabelle and Savior vain for a way... Emanuelle and I go the other. We will be guided by the sound of drums.
McKenzie, Isabelle ve Salvador bir taraftan Emanuelle ve ben diğer taraftan gideceğiz.
That's the way it is, the devil takes one and lets the other go!
Bu işler böyledir, şeytan alır birini, verir ötekini!
I guess I go in one way or the other.
Sanırım her halükarda gideceğim.
Let's go the other way.
- Özür dilerim bebeğim.
It went the way it should go in bed meaning that you're open to each other and care for each other.
Birlikte yatağa girebilmek.... birinin diğerine olan güveni ve açıklığıyla mümkün olur.
Even if they've got the manual... there's no other way they can go
Klavuzu alsalar bile.. Kaçacakları bir yerleri olamaz
You go that way and I will come from the other side.
Sen şu tarafa git ve ben de diğer taraftan dolanayım.
On the other hand, it is the way what he said he always wanted to go.
Öte yandan, bu şekilde ölmek istediğini söylerdi hep.
Dave, I think she's saying this is one of those times when you go one way or the other, and the rest of your life depends on which way you pick.
Dave, sanırım demek istediği bir yol seçmen gerekiyor. Ve hayatının geri kalanı hangi yönde gideceğine bağlı.
But when you hear the reason why... you and the Don are gonna understand there was no other way we could go.
Ama sebebini duyunca Baba da sende bana hak vereceksinizdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]