English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grammy

Grammy translate Turkish

504 parallel translation
Grammy's death, this would kill her.
Anannemin ölümü ve bu onu öldürür.
Maybe we win a Grammy Award.
Belki de Grammy ödülü alırız.
Continuing our presentation of the Grammy Awards, coming to you from the Grand Ballroom of the Hilton Hotel in the heart of New York City.
Grammy Ödül Töreni'ni sunmaya devam ediyoruz. Yayınımız New York'un göbeğindeki Hilton Otel'in büyük balo salonundan devam ediyor.
With the same elation that I felt when I shook the hands of the great Caruso I happily present to you this Grammy Award for your warm contribution to the recording industry.
Caruso'nun elini sıktığımda hissettiğim heyecanın aynısıyla müzik dünyasına yaptığın katkılarından dolayı bu Grammy ödülünü sana mutlulukla takdim ediyorum.
I'm here to work on cars, not go to the frickin'Latin Grammys.
Ben arabalar için buradayım, kahrolası Latin Grammy ödülleri törenine gitmek için değil.
You know people at the Latin Grammys?
Latin Grammy ödüllerinden kimseyi tanıyor musun?
She's up for a Grammy.
Grammy'ye aday oldu.
- Johnnie, I don't wanna talk about it.
Grammy Ödülleri'ndeki masanda kaç kişilik yer istiyorsun bilmek istiyorlar. - Johnnie, konuşmak istemiyorum bunu.
To present this year's Grammy Award... for best performance by a female artist... here are Rita Coolidge and Tony Orlando.
Bu yılın en iyi kadın şarkıcısı Grammy Ödülü'nü vermek için sahnede Rita Coolidge ve Tony Orlando.
Grammy Awards will continue after this commercial.
Grammy Ödülleri reklamlardan sonra devam edecek.
Take him. - John Norman Howard managed... to upstage his Grammy Award-winning wife, Esther Hoffman.
- John Norman Howard Grammy kazanan karısı Esther Hoffman'ın sahnesini çaldı.
They could give an Emmy for these Grammies.
Grammy ödüllerine Emmy verebilirler.
This tie is a present from Grammy Hall.
Bu büyükannemden bir armağan.
Grammy Hall?
Büyükannen mi?
Yeah, my grammy.
Evet, büyükannem.
- My grammy never gave gifts.
- Benim büyükannem bana hiç hediye vermezdi.
And over there's Grammy Hall.
Bu Büyükannem.
Well, Sadie met Grammy through Grammy's brother, George.
Sadie büyükannemle kardeşi George sayesinde tanıştı.
You're what Grammy Hall would call "a real Jew."
Büyükannem seni görse, "Tam bir Yahudi!" derdi.
Grammy always does such a good job.
Büyükanne her işi iyi yapar.
- The Grammys are tonight.
- Grammy ödül töreni var bu gece.
Maybe I die undiscovered, and my ghost gets the Grammy.
Belki keşfedilmeden ölürüm, hayaletim Grammy alır.
Grammy.
Nine!
Look what Grammy bought for you.
Bak ninen sana ne aldı.
Come on, Grammy will show you where we go.
Gel de sana- -
Grammy?
Grammy?
No, not yet, Grammy.
Hayır, henüz görmedim Grammy.
Look, Grammy, it's...
Bak, Grammy, bu...
If you're really MichaelJackson... who were your last four Grammy dates?
Eğer gerçekten Michael Jackson`san söyle bakalım son 4 Grammy ödülünü?
In 1 97 9, I got real depressed... when my Off the Wall album... just got one lousy Grammy nomination.
1979`da, gerçekten depresyona girdim... Off the Wall albümüm.. ... o berbat Grammy ödülünden bir tane almıştı.
We'll watch the Grammys.
Grammy törenini seyrederiz.
- I'm not watching the Grammys.
- Grammy'leri seyretmem.
Grammy would say, "He might as well be a dead man."
Onu asla uyandıramazdınız. Büyükannem "ölmüş bile olabilir" derdi.
Poor Grammy. For weeks, she kept insisting : "'E's napping,'e's napping. "
Zavallı büyükannem haftalarca "Kestiriyor, kestiriyor" diye inat etmişti.
Well, it'll be worth it to see my Grammy.
Suratım koca bir yara gibi ve sinüslerim patlıyor.
So, what's going on? Where's Grammy?
Temel olarak evet.
So, Mom and Grammy are upstairs?
300 metre.
Grammy locked herself in the bathroom? Mmm-hmm. Why?
İnanılmazsın!
Why did Grammy lock herself in the bathroom? It's beyond me. But everybody came, and I went up... and she was in the bathroom and she wouldn't come out.
Savunmasız birinin burnuna yumruk atıyorsun sonra da sonuç hakkında yorum yapma küstahlığı gösteriyorsun.
Grammy.
Fena hâlde psikiyatrik yardıma ihtiyacın var.
Grammy, what's going on?
Yapma Fleischman. Herkes hak ettiğini düşünüyordu.
Is that you, Mary Margaret? Yeah, Grammy, it's me. What are you doing here?
Buralarda müessir fiiller akşam eğlencesi sayılabilir ama benim geldiğim yerde dava edilebilir birer cürümdürler.
Okay, Grammy, they're gone, it's just me.
Bu işi kökünden halledelim. Hadi.
Grammy, what's going on? I mean, are you okay?
İnan, hiçbir şey o güzel yüzündeki sırıtışı silmek kadar zevk vermez.
I came in here to do my hair, and I simply didn't feel like going. Maybe I couldn't face the thought of another honey ham. Well, you look pretty, Grammy.
Yeni ve gelişmiş K-BEAR'daki Chris'le Güne Başlarken Cicely ve uzak yerler için özel trafik bültenini sunuyor.
Grammy, you know smoking's bad for you.
Alet kemerimi tut diyen olmadı.
But Grammy, they can do incredible things these days. They could put in a whole new knee.
Tahminleri alayım.
They wanna know how many places you want at the... table at the Grammy Awards. You gotta have...
Şey...
The Grammys.
Grammy ödülleri.
- Thanks, Grammy.
Sağol büyükanne.
Look, Grammy, look, everybody's downstairs.
Medeni insanlar işlerini böyle halleder işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]