Grants translate Turkish
488 parallel translation
A rumor has spread that the fountain is haunted by a ghost who grants people their wish, and people are just flocking over to it.
Bu fıskiyedeki hayalet yüzünden dileklerin yerine getirileceği söylentisi çıktı.
She grants the body's owner her greatest desire, and receives the owner's body in exchange.
Bedenin sahibine en çok istediği şeyi vererek karşılığında bedenini alır.
after reading the judgement and after performing all the ceremonies preceding the death penalty, to declare that His Majesty grants them their lives and, attainted, condemns them to penal servitude of different terms.
yargıyı okuduktan ve diğer ölüm cezalarının tüm törenleri yapıldıktan sonra, onların hayatlarını bağışlamaya ve farklı terimlerinden dolayı kınamaya karar vermiştir.
He grants us our lives in exchange for a living death.
Bizim hayatlarımızı yaşayan ölüye dönüşmek suretiyle takas ederek bağışladı.
In the case of Warriner v. Warriner, the court grants... an interlocutory decree of divorce in favor of the plaintiff, Lucy Warriner.
Warriner v. Warriner davasında, mahkeme davacı Lucy Warriner lehinde karar vermiştir.
We have the lowest unemployment and the highest federal grants, but -
En az işsizlik bizde. En çok ödeneği biz alıyoruz.
Blushingly, the lady makes her proposal, and gallantly, the general grants her wish.
Kadın kızara kızara teklifini yapar, general centilmence kabul eder.
The court summarily grants probation. And suspends execution of the sentence.
Mahkeme resmi muameleyi beklemeden şartlı tahliye kararı vermiştir.
The grudge that a born felon bears against the judge... who sentences him and grants no reprieve
Evet. doğuştan suçlu birinin, kendisini mahkum eden ve cezasını ertelemeyen yargıca karşı beslediği kin.
Check them against your grants and titles.
Tahsisat ve tapularınıza göre kontrol edin.
But my pleasure in your work grants your wish.
Fakat çalışmalarındaki memnuniyetim isteklerini yerine getirecektir.
Im taking her to Grants Tomb.
Onu Grant'ın kabrine götüreceğim.
Meantime, God grants that we have need of you.
Ama bu arada Tanrı beni size muhtaç etti.
They bought and traded for Spanish land grants.
Satın alıp sonra da İspanyol istimlak alanlarıyla takas etmişler.
If the reasons are truly grave... His Holiness in Rome sometimes grants... a special dispensation.
Eğer nedeni gerçekten ciddiyse Roma'da Papa cenapları bazen özel bir izin bahşeder.
And if God grants us the blessing of a son, then for the first time Sheba shall have a king,
Eğer tanrı bize bir oğul verirse,... ilk defa Sabâ'yı bir kral yönetecek.
"His Majesty's Government, having no desire to witness needless suffering... "... grants permission for the Olympia to sail to Palestine...
" Majestelerinin hükümeti, bu gereksiz ıstıraba tanık olamadığı için Olmpia'nın Filistin'e gitmesine izin vermiştir.
"Then far-seeing Jove grants this to the prayers of Athene : Safe shall the wooden wall continue for thee and thy children."
"Uzakları görebilen Jove bunu Atina'nın dualarına teslim ediyor, tahta duvar onları ve çocuklarını korumaya devam etsin."
But the great king grants you your lives.
Ama müthiş kral hayatlarınızı bağışlıyor.
he will receive all the privileges our society grants him... for his greatness, his courage, such as exemption from all taxes, state automobile, free entrance to all the shows, and travel discounts.
Gösterdiği yüreklilik karşısında tüm vergilerden muaf tutulma devlet tarafından tahsis edilen özel bir otomobil tüm gösterilere bedava girebilme ve seyahatlerinde indirim gibi devletimizin sağladığı tüm imtiyazlara sahip olacak.
... far more deserving your grants.
... çok daha fazla yardımı hakettik.
In emergencies, the Church grants dispensation.
Acil durumlarda, kilise buna özel bir izin veriyor.
- In times like this... The Church grants dispensations, I know.
- Böyle zamanlarda kilise buna izin veriyor, biliyordum.
The Governor grants pardons.
Vali aflara karar veriyor.
But not if grants more.
Bunun arkasıdan ne gelir?
if the Church sometimes grants to priests permission to marry, is to avoid an evil worse, the scandal.
Eğer kilise râhiplere evlenme izni verseydi,... bu kötülüğü önlemek için yapılan bir skandal olurdu.
We're having enough problems squeezing grants...
Zaten Nixon Hükümeti'nden ödenek almak için...
Of victimization in home-loan improvement grants Made last week by the shadow-minister For judging people at first sight
Konu, gölge bakanın ev kredisi ıslah yardımları verilirken insanların asıl hallerinden daha beter olduklarına hükmedilmesiydi.
No, let's say that I am talking about a very dear friend who every now and then grants himself certain liberties.
Hayır, ona bazen kendisine bazı ayrıcalıklar tanıyan çok yakın bir arkadaştan bahsediyorum diyelim.
I don't know if the land grants you have, signed by the King of Spain or the Emperor of Mexico, are going to stand up against the deeds and titles on file here.
Meksika İmparatoru veya İspanya Kralı tarafından imzalanan arazi tapularınızın, mahkeme dosyaları karşısında geçerli olup olmadıklarını bilmiyorum.
Provisions for grants of land are made in the statutes of the State.
Toprak bağışı hükümleri Eyalet kanunlarına göre verilir.
There are a lot of other grants.
Başka ödüller de var.
It's a lot of guys in tweed suits, cutting up frogs on foundation grants and...
Tüvit takımlı kısa boylu adamlar kurbağaları doğrar, bağış toplar.
You're claiming the villages have papers from the authorities that grants them ownership?
Köylülerin mallarını, yetkililerin size hibe ettiklerini mi iddia ediyorsun?
If God grants my will, I'll find the bastard who killed my sons, too.
Tanrının iradesiyle, oğullarımı öldüren piçi de bulacaksınız!
For humanitarian reasons, and as an exceptional measure... the government of France hereby grants you asylum
Oluşan koşulların ışığında insancıl nedenlerle Fransız Hükümeti size sığınma hakkı tanımıştır.
Until another country grants Mr Trotsky a visa... he is ordered to move at least 200 miles from Paris
Bir başka ülke Bay Trotsky'e vize verene kadar... Paris'in en az 200 mil uzağına taşınması istendi.
"But, trusting in the Lord, I shall beg for your souls " as long as He grants me life. "
Tanrı'ya güveniyorum, O bana yaşam bağışladığı sürece ruhlarınız için yalvaracağım.
He grants all her wishes.
Onun her istediğini yapar.
I don't want to offend you, Herr Doctor, but I'm forced to say I don't consider a record of failure automatically grants you the right to lead.
Sizi gücendirmek istemem ama... başarısız denemelerin size liderlik hakkı verdiğini kabul etmiyorum.
that was getting grants.
Ama bir konuda dahiydi : Finansal destek sağlamak.
And, for those who know the governor, land grants.
Ve valiyi tanıyanlar için de toprak lütufları.
He grants us virtues to expand his kingdom.
O, krallığını genişletmek için bize erdemler verir.
That the gentleman grants his precious time to me.
Beyefendi değerli zamanını bana bağışlayacak diye.
Let us pray that Allah grants your will.
Dileğini kabul etmesi için Allah'a dua edelim.
Master Jacques, you can assure him that if he grants me Marianne he will always find me the most submissive of men and that I shall never do anything contrary to his pleasure.
Jacques Usta, ona de ki eğer Marianne'ı bana vermeyi kabul ederse, beni dünyanın en itaatkar insanı olarak görecek karşısında ; onun isteği dışında tek bir şey yapmayacağım.
The winner grants a rematch?
Rövanş hakkı kazananındır.
Bennetts, Grants, and Foleys.
Bennett'lar, Grant'ler, ve Foley'ler.
Those that we shelter here on earth become the treasures God grants us in heaven.
Bu dünyada koruduklarımız, cennette Tanrı'nın bahşedeceği hediyeler olacaklar.
We Tuscans say that each shooting star grants a wish.
Biz Toskanalılara göre her kayan yıldız sana bir dilek hakkı verir.
I want young playwrights, both for the grants and for the challenge.
Gençlerin eserlerine yer vereceğim.