English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gurgles

Gurgles translate Turkish

44 parallel translation
But there's a microphone right there to catch the last gurgles... and Technicolor to photograph the red, swollen tongue! Shh.
Ama son çağıltıları duyacak bir mikrofon var, yutulan dilin fotoğrafını çekecek Technicolor var.
[Grunts, water gurgles]
[Kusmuk, suyu pompalıyor]
[Toilet Gurgles, Doesn't Flush]
[Toilet Gurgles, Doesn't Flush]
My stomach gurgles when anxious.
Anksiyete anlarında karnım guruldar.
- [Gurgles] - I got you a date with the perfect flower child -
Sana mükemmel çiçek çocuk ile bir randevu ayarladım.
Who gurgles at 1 6 unless they're gonna explode?
Patlamayacaksa 16'sında kimin içi guruldar?
[Gurgles] Current... too strong.
Akıntı... çok güçlü.
[SLUG GURGLES]
[SÜMÜKLÜ BÖCEK AGUGU YAPAR]
She makes an odd choking noise and gurgles up bubbly-crimson matter.
Acayip bir boğulma sesi çıkartıp köpüklü kıpkızıI sıvıyı Iıkırdatıyor.
I'll bet you 40 mesots she gurgles and dies before she can tell you where Earth is.
Bahse girerim 40 salise içerisinde sana Dünyanın yerini söyleyemeden boğulup gidecek.
( BABY GURGLES )
Her halükarda Varykino'da kalmak istemiyorum.
I am the only one bright enough. ( Gurgles )
Oraya benim gitmem yeterli.
( Gurgles ) I love you, honey bun.
Seni seviyorum, balım.
"Six weeks : gurgles."
Altı hafta : Agulama.
Now back off. ( suction gurgles )
Şimdi geri çekilin.
Hope gurgles out its dying breath. "
Umut yerini ölümcül nefese bırakıyor. "
Right. WHOOSHING BABY GURGLES
Öyle.
You always clear your shitter before a job. [stomach gurgles] - What?
Bir işten önce her zaman bokunu boşaltırsın.
[stomach gurgles ] So... [ exhales] He goes out... With the Munsey twins, couple of retards, On this big brinks gig couple years back.
Sonra bir iki yıl önce iki geri zekalı olan Munsey ikizleriyle büyük zorlu bir işe girişmiş.
Cop recognizes him, calls it in and the next thing you know, They've got the entire fucking force up their ass. [stomach gurgles ] [ groans]
Polis bunu tanımış, destek istemiş ve ne olduğunu anlamadan bütün lanet polis kuvvetleri bunların peşine düşmüş.
Gushing, powerful, hot... ( Drain gurgles )
Coşkulu, güçlü, sıcak... Şaka ediyorsun!
Bring it, ringtail. [stomach gurgles]
Hadi geğir Halkakuyruk!
[SMALL FALLON GURGLES]
[Küçük fallon çağıldayan]
[suction gurgles] There it is.
[Emme gurgles] İşte böyle.
I'm working on it. [suction gurgles]
Bunun üzerinde çalışıyorum. [Emme gurgles]
Huh? ( gurgles )
Ne?
[stomach gurgles] Guys, I'm gonna throw up.
Beyler, galiba yediklerimi çıkaracağım.
You guys, uh... hmm. ( Gurgles )
İkiniz...
Gurgles, drools.
Agular. Salyası akar.
( turns faucet off, water gurgles ) Another problem?
( dönüşler, su çağıldayan kapalı musluk ) Başka bir sorun?
- ( stomach gurgles loudly )
Köfteler!
[CHOKES, GURGLES] Fuck, I have to go up there.
Oraya gitmeliyim.
[baby gurgles]
[Bebeğim gürgür]
[gurgles] Help me.
Yardım edin!
- [Gurgles ] - [ Horn Blares] Okay, time to get back to work.
Tamam, işe geri dönme vakti.
[flies buzzing ] [ stomach gurgles] Quit starving so loud, sockbutt!
Bu kadar yüksek sesle karnın guruldamasın götkafalı!
BABY GURGLES We've got to put things back on track.
Her şeyi yoluna koymalıyız.
SHE GURGLES
Lisanımız var.
HE GURGLES Get out the way!
Açılın!
[stomach gurgles ] [ vomits]
Bekle biraz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]