English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Handing

Handing translate Turkish

1,715 parallel translation
- HANDING THIS OUT?
Kimin için çalışıyorsun?
No, I don't like handing out money on the street, like to a...
Paranın sokaklarda çarçur edilmesinden hoşlanmıyorum. Hayır. Ne demek istediğimi anladın mı?
Handing yourself over fully and completely to another human being.
Kendini tamamen başka bir insana teslim edersin.
They want to know when you're handing over jurisdiction.
Soruşturma yetkisini ne zaman devredeceğinizi öğrenmek istiyorlar.
Pretty soon, you'll be handing in your homework yourself.
Çok yakında, kendi ödevini kendin teslim ediyor olacaksın.
I'm handing in my pledge of prostate here. Take the suppository. I'm handing in my resignation and I'm going.
Prostat yeminimi de asarım buraya atarım bu fitili, istifa ederim, giderim arkadaş.
Guv, I am handing you a collar on a plate!
Şef sana çantada keklik bir tutuklama sunuyorum!
I think about handing the task to our elder daughter. Unless we let him decide for himself.
Oğlan kendi kararlarını almaya başlayana kadar görevi büyük kıza devretmeyi düşünüyorum.
I was handing out pamphlets.
Müzik Akademisi'ndeydi. Broşür dağıtıyordum.
Christ, Mitchell, just because they're handing themselves over voluntarily, it doesn't stop it being a con.
Mesih, Mitchell, Çünkü kendi istekleriyle birbirlerine el uzatıyorlar, Suçlu olana kadar durmaz.
Okay, I guess I'll just have to settle for handing over the ceremonial reins.
Temsili dizginlerin idaresini size bırakıyorum.
Once we get poppy on tape Talking money, we can blackmail her Into handing over the cash.
Poppy'nin sesini paradan bahsederken kaydedince,... parayı teslim etmesi için şantaj yapabiliriz.
I thought I'd be handing out the crackers. I was wrong.
Kraker bisküvi dağıtacağımı düşünmüştüm, yanılmışım.
All party long Etan's relatives will be handing him bar mitzvah cards, each filled with cash, checks, and written sentiments that have no monetary worth, but are emotionally valuable.
Roger, birkaç aydır ilerlemeni izliyordum. Etkilendiğimi söylemeliyim. Beni bir de duşta görmelisin.
That it was all for Shinhwa Group's assets that you were handing over to Jun Pyo.
Hepsi JunPyo'ya devredeceğin ShinHwa Gurubun mal varlığı için.
Now, there's Austin handing off the GHB.
Austin GHB'yi elden çıkarıyor.
Mr. Carey, it's standard procedure for you to stamp every page of discovery before handing it over to the defense, is it not?
Bay Carey, hazırladığınız raporları dosyalanmadan her sayfanın tek tek mühürleyerek savunmaya verilmesi standart uygulamadır. - Değil mi?
I'm not handing over a nuke to save one life, even if it is my brother's.
Bir kişiyi kurtarmak içinde, eline nükleer bomba veremem. O bir kişi, kardeşim bile olsa.
He looked at the old cripple when he was handing him his dirty plate.
Elindeki tabağı kötürüm hademeye uzatırken, kendisine dikkatlice baktı.
I'm not handing over this child to just anyone.
O çocuğu yabancıların eline verecek değilim.
Chiang wants a one-party NPC. If neither the CPC or CDL shows up, we'll be handing the regime to him.
- Chiang NPC partisini istiyor
That's why I'm not handing that information over to anyone including our own officers.
Bu yüzden bu bilgileri kimseye açıklamıyoruz özellikle de memurlarımıza.
Uh, for those who don't have a copy Sergeant Gabriel will be handing out copies of tattoos that we hope will help identify our suspects.
Uh, Çavuş Gabriel'in elinde tuttuğu şu kağıtlarda bazı dövmelerin kopyaları var bu umarım bize şüphelileri teşhis etmekte yardımcı olacaktır.
Once you have eye on the target, it's just a matter of handing off surveillance at regular intervals.
Hedefe bir kere gözünüzü diktiğinizde,... izlemeyi düzenli aralıklarla değiştirmelisiniz.
Stop handing out your love like you're a 10th grade slut.
10. sınıfta okuyan bir aşüfte gibi sağa sola sevgi dağıtmayı.
I guess you'd rather be handing out water bottles to old ladies... rather than making out with Patrick Verona, but you're right.
Patrick Verona ile kırıştırmak yerine ihtiyar kadınlara su dağıtan sensin ama sen haklısın.
Judge reaches into his pocket, pulls out a check, handing it to the plaintiff.
Yargıç elini cebine soktu bir çek çıkardı ve davacıya uzattı.
Handing out condoms to cons were makin no damn surgeon!
Mahkûmlara prezervatif dağıtmaya doktorluk denirse tabii!
Sacramento PD's handing the case over to us.
Sacramento polisi davayı bize devrediyor.
It's better than handing out juice boxes at the day care center.
Kreşlerde meyve suyu taşımaktan iyidir.
! They're handing us our asses on a plate,
Onlar bizim arkamızdan her türlü işi çevirsin...
Dude, I'm on the floor, handing out cups of crab.
Dostum şu an elimde bir parça yengeçle servis yapıyorum.
We're handing over the guy who murdered Burns. Least you could do is drop the charges against my team.
En azından ekibim üzerindeki suçlamalarını çekebilirsin.
I was handing out flyers with Lizzy's picture on it.
Lizzy'nin resimlerinin basılı olduğu el ilanlarını dağıtıyordum.
Now he's president, handing out millions of dollars in research grants and construction contracts.
Şimdi Bedford rektör araştırma bursları ve inşaat sözleşmeleri sayesinde milyon dolarlarla oynuyor.
We're handing in crap!
Zaten yeterince battık!
Should we really be handing out fliers down there?
Cidden ilanlarımızı orada dağıtmalı mıyız?
now if you wouldn't mind handing over the $ 20 for oral sex.
Eğer sakıncası yoksa oral seks için şu 20 doları göndersen.
But if you're there... Then we are handing the devil's vessel right over to him.
Ama sen oraya gidersen şeytana bedenini götürmüş olacağız.
Handing over the remaining land to redevelopers
Geliştiricilere geri kalan toprağı vermek için.
What they lack in social skills, they make up for in handing out free pharmaceuticals.
sosyal becerileri nasıl eksik olur, ilaç dağıtmak için eğitim görüyorlar.
Talking to him means handing our wolves over.
Onunla konuşmak, kurtlarımızı onun eline vermek olur.
Handing you a gun and a badge is a big responsibility.
Size bir rozet ve silah teslim etmek büyük bir sorumluluk.
So we're handing out day passes now?
Kararları kendi kafamıza göre mi verir olduk artık?
You know, do you still think you'd be skipping out In the middle of the day, handing out flyers?
Hala günün ortasında pilotlarla takılmak için tüyebileceğini mi düşünüyorsun?
It's better than handing out traffic tickets, right?
Trafik cezası kesmekten daha iyidir değil mi?
Yeah. Except that you're... You just dropped the sandwich as opposed to handing it to them.
Evet, sandviçi verirken yere düşürüyorsun.
Handing the palm.
- Onlara sun, tamam. - Doğru, evet.
Olin and King were handing out candy bars to a couple of old ladies, and you disapproved.
Olin ve King yaşlı bayanlara şeker veriyorlardı ve sen karşı çıkıyordun.
I'm handing over a whole damn car!
Oğlum ben sana koca araba emanet ediyorum.
She was handing him a wad of cash.
Ona bir tomar para veriyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]