Hanna translate Turkish
2,980 parallel translation
Hanna-Barbara.
Hanna-Barbera.
Bobby : This is my friend Calvin Hanna, and he has underwritten several very large I.P.O.s.
Arkadaşım, Calvin Hanna ve birkaç büyük halka arz işlemine öncülük etti.
I can't believe that you held onto this since Ravenswood.
Hanna, Ravenswood'dan beri sakladığına inanamıyorum.
Okay, Hanna, you said that there are stories in here about Ali.
Tamam. Hanna, Ali ile ilgili hikayeler olduğunu söyledin.
- Hanna : I don't know if I've read this one.
- Bunu okumadım sanırım.
Hanna and Caleb, they broke up, so...
- Hanna ve Caleb ayrılmış.
- Hanna : Hey, where were you?
- Neredeydin?
Is Hanna here?
- Hanna burada mı?
I knew that Hanna was having a hard time here at home, so I gave her an extension on her schoolwork.
Hanna'nın zor zamanlar geçirdiğini biliyordum bu yüzden okul ödevi için ek süre vermiştim.
Hanna : Do you see what the problem is?
Sorun ne buldun mu?
Why don't we wait and ask Hanna?
Niye Hanna'ya sormuyoruz?
Why are you being so hard on Hanna?
- Hanna'nın niye üstüne gidiyorsun?
Hanna.
Hanna.
Aria :
- Hanna.
Hanna... you don't have to say anything.
- Bir şey söylemene gerek yok.
Hanna, you can't be this upset over something that happened that long ago.
Hanna, uzun süre önce yaşanan bir olay seni bu kadar üzmemeli.
Hanna, wait up.
Hanna, bekle.
Hanna? !
Hanna?
- Hanna!
- Hanna!
Ezra : So, how's Hanna doing?
Hanna nasılmış?
I thought you said you were staying at Hanna's last night.
Hanna'da kalacağını söylemiştin.
Yeah, Hanna had a rough night.
Evet, Hanna zor bir gece geçirdi.
In case Hanna needs me or something.
Hanna'nın bana ihtiyacı olursa diye.
Hanna? They're moving everything out of the basement while they fix that pipe.
Boruyu tamir etmek için bodrumu boşaltıyorlar.
It's me, Hanna.
Ben Hanna.
Hanna, please stop reading.
Hanna, okumayı bırak lütfen.
After I helped Hanna's mom get out of jail, I was burned off like a wart.
Hanna'nın annesine yardım ettim sonra başınızdan kovdunuz.
Tooth decay leads to heart disease, Hanna.
Diş çürükleri, kalp hastalıklarına yol açar.
Okay, Hanna...
Tamam, Hanna.
Dr. Ackard, it looks like Hanna Marin couldn't wait.
Dr. Ackard, Hanna Marin bekleyememiş sanırım.
- Hanna?
- Hanna?
Do we think the same person who hunted me down at school tonight spent the afternoon operating on Hanna?
Beni bu gece okulda kovalayan kişiyle akşamüstü Hanna'yı ameliyat eden aynı mı?
Just tell him and my dad that I'm staying at Hanna's or something.
Hem ona hem babama Hanna'da kalıyorum falan derim.
Hanna, she asked a few questions.
Hanna, birkaç soru sordu.
I'm sorry, Hanna, I really wish I could, but...
Üzgünüm, Hanna. Keşke gelebilsem...
Hey, Hanna, I'm at the library.
Hanna, kütüphanedeyim.
It's not the menu, Hanna.
Çörekle ilgisi yok, Hanna.
Maybe you were right, Hanna.
Belki de haklıydın, Hanna.
Emily, I saw you and Hanna today at Alison's house.
Emily, bugün Alison'ın evinde seni ve Hanna'yı gördüm.
Hanna, I'm sorry, I'm just...
Hanna, üzgünüm.
Hanna, come on.
Hanna, çekil.
Hanna, would you back off me?
Hanna, yakamdan düşer misin?
The pie and the beer, Hanna, from the story, okay.
Kek ve bira, Hanna. Hikayede var.
Yeah, I wouldn not have said like that, but Hanna's right.
Evet, ben nükte derdim ama Hanna haklı.
- Hanna, not helping.
- Hanna, yardımcı olmuyorsun.
Hanna, it's fine.
Hanna, sorun değil.
I said I'm fine, Hanna.
İyiyim dedim, Hanna.
I'm green, you are blue, you are purple, Hanna's pink, Ali's yellow, and white is for whenever we don't know who the story's about.
Ben yeşilim. Sen mavi. Sen mor.
- Hanna.
- Hanna.
We got it from Hanna.
- Hanna söyledi.
Hanna!
- Hanna!