English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hardin

Hardin translate Turkish

117 parallel translation
John Wesley Hardin, Clay Allison, King Fisher...
John Wesley Hardin, Clay Allison, King Fisher...
People talk about Billy the Kid, or Wes Hardin, or Sam Bass.
Billy the Kid'den, Wes Hardin'den, Sam Bass'den bahsediyorlar.
EARP, MASTERSON, WES HARDIN... I SEEN THEM ALL.
Earp, Mathewson, Wes Hardin ve diğerlerini.
I've got one of the two Colts taken off John Wesley Hardin... by Cons.
Bir pazartesi öğleden sonra El Paso'da Acme Barı'nda...
John Selman... after he shot Hardin behind the right ear... in the Acme Saloon in El Paso on a Monday afternoon.
Şerif John Selman'ın... sağ kulağının arkasından vurduktan sonra... John Wesley Hardin'den aldığı iki Colt'tan biri var.
I think Timmy Hardin is going on next.
Sanırım Timmy Hardin onunla tanışacak.
On the piano, Glen Hardin.
Piyanoda, Glen Hardin.
He's Jess Hardin, a bootlegger.
Ad Jess Hardin, içki taciri.
You Hardin?
Sen Hardin misin?
Oh, Beckum, you're going to do to me what they did to John Wesley Hardin.
Beckum onların Wesley Hordin'e yaptığını bana mı yapacaksınız?
Miles Hardin of Morris and Dale in Miami.
Miles Hardin, Miami'de Morris ve Dale şirketinden.
- Miles Hardin, Mr. Racine.
- Ben Miles Hardin.
Once again, Mr. Hardin, you've lost me.
Bay Hardin, yine aklımı karıştırdınız.
Hardin called today.
Hardin aradı bugün.
Judge Hardin! Judge Hardin, please, can I talk to you?
Yargıç Hardin, konuşabilir miyiz?
What about your friend, Hardin?
Dostun Hardin'e ne dersin?
The honorable Steven R. Hardin judge presiding. Please be seated.
Sayın Hakim Steven R Hardin, başkanlık edecek.
Lawrence Monk and Arthur Coons, who were accused of murdering were released from custody and all charges against them when Judge Steven Hardin ruled that a crucial piece of evidence... linking them to the murdered child could not be used in the trial.
Lawrence Monk ve Arthur Cooms, Daniel'ı öldürmekle suçlandılar. Ancak, Yargıç Hardin, suçlularla Daniel arasındaki bağlantıyı sağlayan tek delili geçersiz sayınca, dava düştü ve davalılar serbest bırakılmıştı.
When the ruling was announced byJudge Hardin in court... Dr. Lewin allegedly tried to shoot Monk and Cooms.
İddiaya göre, karar açıklandığında, Dr. Lewin, Monk ve Cooms'u vurmaya çalıştı.
This is Steven and Emily Hardin.
- Steven ve Emily Hardin. Çok güzel insanlar.
- Are you Hardin of the superior court?
- Temyiz Mahkemesi'ndeki Hardin misiniz?
Tell everybody that Philip Hardin... would like to see them at the Ten and One in half an hour.
Herkese Philip Hardin'in... yarım saat içerisinde hepsini Onda Bir'e beklediğini söyler misin. Teşekkürler.
Mr. Hardin, we've been expecting you.
Bay Hardin, biz de sizi bekliyorduk.
Hardin is here... and he wants to see us all in 20 minutes at the Ten and One.
Hardin burada... ve bizi 20 dakika içerisinde Onda Bir'de görmek istiyor.
I'm Philip Hardin.
Ben Philip Hardin.
At present I'm head of accounting at Hardin Enterprises.
Şu anda Hardin Yatırımcılığın muhasebe müdürüyüm.
The company has asked for a complete audit of all Hardin Enterprises holdings... including this carnival.
Şirket, Hardin Yatırımcılık holdinglerinin hesaplarının gözden geçirilmesini istedi. bu karnaval da dahil olarak.
Excuse me, Mr. Hardin.
Afedersiniz, Bay Hardin.
Did you make Philip Hardin disappear?
Philip Harlin'i yok edebildin mi?
They don't call him Hardin for nothing, honey.
Ona boşuna açgözlü Hardin demiyorlar, tatlım.
Hardin Enterprises bought out Kelsey's Carnival.
Hardin Yatırımcılık Kelsey Karnavalı'nı satın aldı.
After you, Mr. Hardin.
Önce siz, Bay Hardin.
Do you think you can fit in that bed, Mr. Hardin?
Sizce o yatağa sığabilir misiniz, Bay Hardin?
Here you go, Mr. Hardin.
İşte Bay Hardin.
And what will you do when Hardin fires us?
Peki Hardin bizi kovduğu zaman ne yapacaksın?
Why don't you talk to Hardin?
Neden gidip Hardin'le konuşmuyorsun?
When I saw you standing in front of Nigel's trailer with Hardin...
Seni Hardin'le beraber Nigel'ın karavanı önünde gördüğümde...
Close the carnival, Hardin, before they kill again!
Tekrar birilerine zarar vermeden karnavalı kapat, Hardin.
Mr. Hardin, Miss Connors and Mr. Bryles, this is the first day of the rest of your lives.
Bay Hardin, Bayan Connors ve Bay Bryles,... bu gün hayatlarınızın geriye kalanının ilk günü.
Mr. Hardin, you beat that boy.
Bay Hardin, çocuğu dövmüşsünüz.
He thinks that Mr. Hardin might have something to do with Sonny's death.
Bay Hardin'in Sonny'nin ölümüyle ilişkisi olduğunu düşünüyor.
I think that history teacher, Mr. Hardin, he killed Sonny.
Sanırım, şu tarih öğretmeni, Bay Hardin Sonny'yi öldürdü.
Well, what if I can prove to you that Hardin and Bryles are killing people?
Peki ya sana Hardin ve Bryles'ın insanları öldürdüklerini ispat edersem?
Come with me over to Hardin's house, okay?
Benimle beraber Hardin'in evine gel, olur mu?
Look up Hardin's address.
Hardin'in adresine bak.
Hardin and Bryles... they have the same address.
Hardin ve Bryles, aynı adreste oturuyorlar.
Like Mr. Hardin.
Mesela Bay Hardin.
No, I saw what Mr. Hardin did to Reedy.
Hayır, ben Bay Hardin'in Reedy'ye yaptığını gördüm.
We just kicked the shit out of the Razorheads and Hardin was there.
Daha yeni Razorhead'lerin canına okuduk ve Hardin de oradaydı.
Ned, Miles Hardin.
Miles Hardin.
- You're Hardin.
- Sen Hardin'sin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]