Harmony translate Turkish
1,707 parallel translation
- Harmony, oh, that's good.
- Harmony, güzel.
# Harmony and understanding #
Hoşgörü ve anlayış
The need to worship God, to protect the family... to coexist in harmony with nature.
Tanrı'ya tapınma ihtiyacı, aileyi koruma güdüsü ve doğayla uyum içinde yaşamak.
As I said, my method is to weaken the body to restore its harmony with the mind.
Dediğim gibi, benim yöntemim, akılla uyum sağlaması için... Bedeni zayıflatmaktır.
( We're always merry. Let's sing together in harmony!
"... hep fiyakalı, haydi söyleyelim coşkuyla şarkıyı! "
( We're always merry! Let's sing together in harmony! ... )
"... hep fiyakalı, haydi söyleyelim coşkuyla şarkıyı. "
Long ago, the four nations lived together in harmony.
Asırlar önce bu dört ulus da uyum içinde yaşıyordu.
But the gem of the Jovian system, at least as far as the search for life is concerned, is Europa. It's here where fire and ice come together in perfect harmony.
Ama yaşam arayışı söz konusu olduğunda Jovian sisteminin incisi ateş ve buzun mükemmel bir uyum içinde bir araya geldiği Europa'dır.
This place is supposed to be a point where Hutu and Tutsi can live together in peace and harmony like Cabernet and Merlot, all blended together into one glorious Bordeaux.
Harmanlanarak, o ünlü Bordeaux şarabını meydana getiren Cabernet ve Merlot üzümleri gibi, Hutu ve Tutsi'lerin de burada huzur ve ahenk içinde yaşayacakları sanılıyor.
But harmony also comes from sex.
Ahengi sekse benzer.
This did not fit into his sentimentalized view that everything out there was good, and the universe in balance and in harmony.
Bu durum onun, aşırı duygusal çizdiği, ve burada ki herşeyin güzel olduğu, ve evrenin bir denge ve uyum içinde olduğu manzaraya uymuyordu.
I believe the common denominator of the universe is not harmony, but chaos, hostility and murder.
Ben evrenin büyük bölümünde uyum değil kaosun hüküm sürdüğüne inanıyorum. Düşmanlık ve cinayetlerin...
A world where smokers and nonsmokers live together in perfect harmony.
İçenlerin ve içmeyenlerin birlikte mükemmel bir uyum ile yaşadıkları bir dünya.
I see her with her back to me She looks like harmony
Arkası dönük beklerken görüyorum Ahenk içinde görünüşü
'Thousands of zebras'live in harmony with antelopes.'
'Binlerce zebra,.. ... antiloplarla uyum halindedir.'
'Thousands of them live in harmony with antelopes.'
'Onların binlercesi, antiloplarla uyum içinde yaşarlar.'
They all lived in harmony.
Hepsi uyum içinde yaşadılar.
It's always people who told us to live together in harmony and try to love one another...!
Onlar herzaman bir uyum içinde yaşamamızı birbirimizi sevmemizi söyleyen kişiler...!
It says that the planet cracking procedure is extremely dangerous to the overall harmony of the universe.
Gezegen kırma işleminin evrenin genel uyumu için çok zararlı olduğunu söylüyor.
Long ago, the four nations lived together in harmony.
Uzun zaman önce, bu dört ulus uyum içinde yaşıyordu.
Long ago, the four nations lived together in harmony.
Uzun zaman önce, dört ulus birlikte uyum içinde yaşadı.
Long ago, the four nations lived together in harmony then everything changed when the firenation attacked
Uzun zaman önce, dört ulus birlikte uyum içinde yaşadı. Sonra Ateş Ulusu saldırınca her şey değişti.
Long ago, the four nations lived together in harmony.
Uzun zaman önce dört ulus barış içinde yaşardı
A rhythm of notes that become your existence... once they're played in harmony with God's plan.
Harmoni içinde çalındığında Tanrı'nın planıyla senin varlığına dönüşen notaların ritmi.
Some place where Gods live with the humans in harmony, or- -
Tanrılar ve insanların uyum içinde yaşadıkları bir yer olduğunu, veya- -
Do I strike you as being... out of harmony?
Bende bir uyumsuzluk gözüne çarpıyor mu?
Where you gonna find a guy pounding the buckets in harmony with a guy playing mozart?
Mozart çalan bir adamla uyumlu bir şekilde kovalara vuran birini başka nerede bulabilirsin ki?
Hippolyta tried to use the belt to create harmony between the sexes.
Hippolyta kemeri cinsiyetler arası bir savaş için kullanmaya çalıştı.
Peace. Harmony. Just...
Barış, harmoni aynı senin gibi.
"For all the world to work as one, in harmony it must be undone".
Tüm dünya birlikte çalışsın, bu harmoni olmamış olsun.
Yeah, I realize that, but in the interest of sisterly harmony, I would really...
Evet, bunun farkındayım, but in the interest of sisterly harmony, I would really...
Well, that'll give us a richer harmony.
- Bu bize daha zengin bir ahenk sağlar.
The only true abundance is harmony with God.
Gerçek bolluk tanrıyla uyum içinde olmaktır.
I mean, I can just sing harmony.
Yani uyum içinde söyleyebiliriz
It was not, you know, in harmony.
Biliyorsunuz uyumlu değildi.
A harmony of girl and place.
Kız ve mekanın harmonisini.
Oh, yeah, oh, harmony. That's fine.
Evet, oh, harm-harmoni.
So, what you're saying is then that when you two go to Italy, you'll achieve this harmony.
Bu çok güzel, yani sen diyorsun ki... siz ikiniz, İtalya'ya gidince, harmoniyi yakalayacaksınız.
No harmony.
Uyuma gerek yok.
Harmony, check out this profile.
Harmony, şu profile bak.
Harmony, this is supposed to be cotton candy pink.
Harmony bu, pamuk helva pembesi olacaktı.
We have a situation in New Harmony, Indiana.
Harmony İndiana da bir durum var.
- Born and raised in New Harmony, spent two years as an agricultural engineer before he joined the Navy.
- Hakkında ne biliyoruz? New Harmony'de doğmuş ve büyümüş. Donanmaya katılmadan önce iki yıl ziraat mühendisliği yapmış.
I'll send a decontamination team to scour New Harmony and the surrounding farmland.
New Harmony ve çevre tarlaları yakacak bir arındırma ekibi yollarım.
Live together in perfect harmony
# Müthiş bir uyumla birlikteler. #
Long ago, the four nations lived together in harmony.
Geçmişte 4 ulus barış ve birlik içindeydi.
The Chinese call it the yin and the yang, and for centuries, they searched for them in order to find perfect harmony.
Kabile, mükemmel uyumu bulmak için yüzyıllarca zıtlarını aramış.
Do you not understand that we can only survive here when we're in harmony?
Burada ancak uyum içinde yaşadığımız takdirde hayatta kalacağımızı anlamıyor musun?
A village of sted fast Gauls, the last hold-out against the Roman Empire sharing mutual respect, harmony and understanding
Roma İmparatorluğuna direnen son Galyalıların köyüydü, Saygı, düzen ve anlayışın hüküm sürdüğü küçük bir köy!
New Harmony's barely a dot on the map.
New Harmony'yi küçücük bir yerdir.
Welcome to New Harmony. What brings you here?
New Harmony'ye hoş geldiniz.