Haunt translate Turkish
1,287 parallel translation
Look for anything that could haunt or possibly control like this.
Bu şekilde görünüp başkalarını kontrol edebilen her şeyi araştırın.
Know this, my friend. Every year on this child's birthday I am going to haunt you.
Şunu bil ki, dostum bu çocuğun her yaş gününde sana dadanacağım.
Well, I know a local haunt.
Ben yakınlarda bir yer biliyorum.
Otherwise he, or she may come back to haunt you when you least expect it.
Aksi takdirde o kişi hiç beklemediğin bir anda tekrar karşına çıkabilir.
Around here, bad behaviour comes back to haunt you.
Buralarda kötü davranışlar, dönüp yine sizi bulurlar.
- was gonna come back to haunt us.
-... başına bela açacağını söylerdi.
Classic tale of a man whose past comes back to haunt him.
Geçmişi peşini bırakmayan bir adamın klasik öyküsü.
Nicky Ghilardi said mommy's ghost is gonna come back and haunt us.
Nicky Ghilardi annemin hayaletinin geri dönüp...
Well, maybe if we did something bad, she'd haunt us for our own good.
Belki kötü bir şey yaparsak, iyiliğimiz için bize görünür.
Why don't you go haunt a house or something?
- Sen bir eve falan musallat olsana.
If you run from this, it'll haunt you.
Eğer bundan kaçarsan, asla peşini bırakmaz.
The question remains, if Angela Buckman's work... as Assistant District Attorney has come back to haunt her.
Bir soru hâlâ cevaplanamadı. Bunlar Angela Buckman'ın başına Bölge Savcı Yardımcısı olduğu için mi geldi?
I looked once more down Sally's well, and this time there was nothin'there to haunt me.
Bir kere daha Sally'nin kuyusundan baktım. Ama bu sefer beni korkutan bir şey yoktu.
.. and his words would haunt colonial officials for years to come.
Söylemleri, gelecek yıllarda sömürge görevlilerinin başını ağrıtacaktı.
Zico came back to haunt me because I couldn't kill him.
Zico yakama yapışmak için döndü, çünkü onu öldürmedim.
That'll never come back to haunt us.
Bizden asla şüphelenmez.
"The silver tentacles of the moon's rays haunt me..."
"The siIver tentacIes of the moon's rays haunt me...."
I knew that milk would come back to haunt me. Help! Help!
Bu sütün dışarı çıkacağını biliyordum.
It's the spitting image of old Bootstrap Bill come back to haunt us.
Çizmebağı Bill'in birebir kopyası bizi lanetlemeye gelmiş.
My past has come back to haunt me.
- Geçmişim beni avlamaya geldi
OK, if you haunt your guys all that way you'd better tell me you won the bet.
Eğer adamlarını bu şekilde ziyaret ediyorsan, bahsi kazandığını söylemiş olman gerekirdi.
Why does a ghost from Shimabara haunt the lands of Kishu?
Shimabara'nın Hayaleti Wakayama'da mı ortaya çıktı? Neden Kishu-Han'a sahipsin?
As a ghost, forever haunt the realm of the living.
Bir ruh hayalet olarak, yaşamın krallığında sonsuza kadar kalmak.
You haunt this place and annoy me.
Buraya kısıldın ve beni kızdırıyorsun.
Come back and haunt me tomorrow.
Yarın gel ve hortla.
I just haunt the bastard.
Ben sadece o piçe görünüyorum.
Haunt me all you want during business hours... but this space... Ground rules : off-limits.
Çalışma saatleri içinde bana görünebilirsin ama burası yasak bölge.
I could say the same for you... unless you really are happy to haunt around here for eternity.
Ben de senin için aynısını söyleyebilirim ebediyet için burada olmaktan gerçekten memnun olmasaydın.
You're not even legally old enough to be in those bars let alone haunt them with your sad single self.
Tek başına üzgün bir şekilde aşkını aramayı bırak, daha barda içki içecek yaşta değilsin.
The triangle we had all tried so hard to put to rest had come back to haunt us.
Kırmaya çalıştığımız üçlü döngü tekrar karşımıza çıkmıştı.
Sometimes I wonder if I haunt my sister.
Bazen, Kız kardeşime musallat olup olmadığımı merak ediyorum.
Her eyes use to haunt me in the middle of the night.
Gece yarısı uyandığımda onun gözlerini görürdüm.
It will haunt your dreams and harrow, yes, your very soul!
Rüyalarınıza girecek ve yüreğinizi parçalayacak!
Got it. And keep in mind that getting up on a table and performing a song of any kind will haunt you for the rest of your life. Trust me.
Masanın üzerine çıkar ya da şarkı söylersen, hayatın boyunca bunlar sana hatırlatılır.
HAS COME BACK TO HAUNT YOU.
Çok Dickens'vari oldu.
Tell her everything. Because the one thing you think she can't possibly know about... that's the one thing that will come back to haunt you.
Ona her şeyi söyle çünkü asla öğrenemeyeceğini sandığın tek bir şey ileride gelip başına bela olur.
If you don't help her, this will haunt you for the rest of your life.
Eğer ona yardım etmezsen bu hayatının sonuna kadar peşini bırakmaz.
Is that why you haunt these halls?
O yüzden mi sürekli bu koridorlarda dolaşıyorsun?
And those long lost souls... now haunt the hallways.
ve bu kayıp ruhlar... hastane koridorlarında dolaşıp duruyor.
Yet while he lives, He will haunt us'til we're dead.
Ve yaşadığı sürece ölene dek bizi avlayacak.
Sooner or later, this special relationship with a regime that Amnesty International condemns as a widespread human-rights violator would come back to haunt the Bushes.
Er ya da geç bu özel ilişki Uluslararası Af Örgütü'nün insan hakları ihlalcisi ilan edilen bir rejimle bozulacak ve Bushların başını derde sokacaktı.
I'm sure this decision won't haunt you forever.
Eminim bu karar seni sonsuza kadar pişmanlığa sürüklemeyecektir.
♪ forget those faraway dreams ♪ ♪ that haunt you ♪
Unut şu aklına takılan erişilmez hayalleri.
♪... forget those faraway dreams ♪ ♪ that haunt you... ♪
Unut şu aklına takılan erişilmez hayalleri
Now every night, the shaman's spirit turns into a tiger to haunt travellers.
Şimdi her gece şamanın ruhu, bir kaplanın içine girerek yolculara saldırmaktadır.
-... or this will come back to haunt us.
- Yoksa, bu bize zarar verir.
I hope it doesn't come back to haunt me.
Umarım bunun acısı benden çıkmaz.
I'm scared that this would haunt me forever.
Bunun, sonsuza kadar yakamı bırakmamasından korkuyorum.
Never allow him to haunt you.
Seni kıstırmasına izin vermem
Nightmares haunt you forever.
Kâbuslar sonsuza dek insanın yakasını bırakmaz.
I thought that nipple would haunt me forever.
Gözüken göğüs ucumun ömrüm boyunca peşimi bırakmayacağını düşünüyordum.