Having said that translate Turkish
381 parallel translation
Having said that, I now return you to our studios.
Bunu duyurduktan sonra, sizi şimdi stüdyomuza yönlendiriyorum.
Why not having said that earlier?
Niye bunu daha önce söylemedin?
Igor, I you was thinking about having said that you should remain in your room.
Igor, sana odanda kal dememiş miydim?
Having said that he too screamed
demiş, ve sonra oda çığlığı basmış
Having said that, I now intend to leave for London.
Şimdi de Londra'ya gitmeyi düşünüyorum.
I'll deny ever having said that.
Söylenen herşeyi tekzip ediyorum.
Well, having said that don't get the impression that we're going to sit by and do nothing.
Peki, dediğimiz gibi yerimizde oturup hiçbir şey yapmayacağımızı zannetmeyin.
Having said that, you told him what?
- Sen ne dedin ona?
Having said that, this department has no further interest in Miss Robertson.
Bununla birlikte, bu departmanın Bayan Robertson'la ilgili başka bir isteği yok.
So having said that with love from one friend to another I offer you the son you'll never have.
Böyle demişken... Ki sevgiyle söyledim. Arkadaş arkadaşa konuşuyoruz.
Having said that, I'm not opposed to a settlement.
Şunu söyleyeyim, oturuma karşı değilim.
Having said that, I can tell you that... this investigation will go wherever the evidence leads.
Bu soruşturma nereye kadar giderse gidecek.
Having said that, there is no reason why any of you should have anything to do with him again.
Şunu söylemelim ki Dünya üzerinde onunla tekrar beraber olman için hiç ama hiçbir neden olmayacak.
Having said that, let me say this.
Bunu söylememe izin verin.
I will deny ever having said that. Hey, Ally!
Bunu söylediğimi reddederim.
Death, the end of everything, and it having meant nothing... things that I never should've said was thrown out there for her.
Öleceksin, bitti, gelecek yok. Bu durumda olmasaydım asla söylemeyeceğim kelimeleri atıyorum.
You sure got the laugh on all of us him having all that money you said he had and everything.
Babanın çok parası ve malı mülkü... olduğuna inanmadık diye bize gülmüşsündür herhalde.
They said that my recompense for having a late child was comfort in my old age, especially if it was a girl.
İleri yaşta çocuk doğurmanın iyi tarafı var dediler hele kız ise, yaşlılığınızda rahat edersiniz dediler.
You recall that the witness himself said something about not being able to live with the knowledge of having betrayed his beloved master.
Efendim, tanık efendisine ihanet ettiğini bilerek yaşayamayacağını söylemişti ifadesinde.
Remember what you said back in Tampico... about having to pack that old man on our backs?
Tampico'da söylediğini hatırlıyor musun? Hani yaşlı adamı sırtımızda taşımamız gerekecekti?
Well someone or other wrote to us... and said that Kronin had been having an intrigue with a married woman.
Her kimse bize yolladığı mektupta... Kronin'in evli bir kadınla ilişkisi olduğunu söylüyordu.
I'm having him flogged because you said in front of the men that you'd flog him.
diğer adamların önünde suçluyu cezalandırırken dövülenide korumuş oluyoruz.
She said that she loved having the Americans here.
Amerikalıların burada olmasına sevindiğini söyledi.
Joe, people have told me even daddy said that you, you were having an affair with Alice Aisgill.
Joe, insanlar hatta babam dedi ki sen, Alice Aisgill'le ilişkin varmış.
She said she was having a drink, that you waited for her in the parking lot, that she was too drunk to drive home and that you'd get her a room.
Arkadaşıyla otelin barında buluşmuş, sen de arabasının yanında beklemişsin içkili olduğunu, araba süremeyeceğini söyleyip, onu bir odaya götürmüşsün.
She said that she's been very upset... about having to share her room at home, and...
Odasını paylaşmak zorunda kalmanın onu çok üzdüğünü söyledi...
I should probably have said that I'm noted for having a sense of humour although I've kept to myself over the last two years notwithstanding as it were, and it's only recently that I have begun to realize, well...
Belki espri anlayışımla ünlü olduğumu söylemeliydim ancak son iki yılda kendime sakladım mamafih öyle, ama son zamanlarda fark etmeye başladım ki...
I should have said at the start that I noted for having a grand sense of humor.
En baştan, çok ince bir espri anlayışımız olduğunu söylemeliydim.
I remember myself that Thomas Mann and Bruno Walter the Germans had defended e had said that they could not be dislocated because they would despair, for having run away from nazista Germany for another concentration camp.
Hatırlıyorum Almanlar adına Thomas Mann ve Bruna Walter sözcülük yapıyordu [7]. Nazilerden kaçıp buraya sığındıklarını ancak eğer toplama kampına gönderilirlerse bunun onları bir kez daha yıkacağını söylüyorlardı.
You said that you were having a drink.
İçki içiyor olduğunu söylemiştin.
What was the one on Muskie's stationery you sent out that said Scoop Jackson was having a bastard child?
Peki ya Scoop Jackson'ın gayri meşru bir çocuğu olduğuna dair gönderdiğiniz mektup?
The time before that, you said you were having a double-crisis day...
Daha önce de, yaşam-döngüsel kartına...
"I am now proud," he said... "... that having followed the course of the Nile I have the right to announce there is nothing to modify in our letter on the alphabet of hieroglyphics.
"Şimdi gurur duyuyorum," dedi " Nil'in akışını takip ettiğimiz için İlan etmeliyim ki, hiyeroglif alfabesinden kendi harflerimize tanımlanacak hiçbir şey yok.
- What is that? - Something Henry II said when he was having trouble with Thomas a Becket.
Henry'nin söylediği bir söz.
She said that she'd be having costume fittings all the afternoon.
Bütün öğleden sonra boyunca defilede olacağını söyledi.
That having been said, I think I've got to alert the media.
Bu konuşulacaktır, sanırım basını uyarmalıyım.
Last night I was having a bit of a snack at the Naughty Hellfire Club, and some fellow said that I had the wit and sophistication of a donkey.
Dün gece, "Haylaz Cehennem Ateşi Kulübünde" bir şeyler atıştırıyordum, adamın biri benim, bir eşeğin zeka ve bilgeliğine sahip olduğumu söyledi.
Mum said you were having bad dreams about me, is that true?
Benimle ilgili kabuslar gördüğünü söyledi, bu doğru mu?
He said that Alice was hysterical... and that she was having paranoid delusions.
Alice'in isterik olduğunu söyledi ve paranoyak kuruntuları olduğunu.
You know, I was having some problems with Catherine's family and my family... and I said, you know, "Coach Pingatore, their family's been getting on me about... you know, I'm not doing this, and I'm not doing that."
Biliyorsunuz, Catherine'in ailesiyle ve kendi ailemle sorunlarım vardı... ve diyordum ki, "Koç Pingatore, onun ailesi bana sürekli yükleniyor... şunu yapmıyorum, bunu yapmıyorum diye."
To which he said I was nuts, and that all he meant was that with us having a new baby, it just seemed like a crazy time to move to sub-zero weather and a city full of strangers,
Sürekli söylediği tek şey vardı. Bebeğimiz olacağı için havanın sıfırın altında olduğu ve yabancılarla dolu olan bir kente taşınmak delilikmiş.
I was standing out in the yard, and he said something to me about having been tried twice in Mississippi for "killing that nigger."
Bahçede duruyordum ve bana Mississippi'de o zenciyi iki kez öldürmeye çalıştığı ile ilgili bir şeyler söyledi.
Laurie, I was having a discussion with a young man last night, and he said that someone my age was too old to- - well, just too old.
Dün gece genç birisiyle ufak bir konuşma yapıyorduk ona göre benim yaşımdaki birisi yaşlı olduğunu söyledi.
Oh, because he said that he had to talk with you earlier about some problem that you were having.
Oh, bugün senin onla, bazı problemlerin..,... hakkında görüşmek istediğini söyledi.
Then she said that having children without love in lif e would be meaningless
Aşık olmadan çocuk yapmanın çok anlamsız olduğunu söyledi.
You know, when you said that just now... when you admitted to having those thoughts...
Şey, sen tam bunu söylediğin an bu düşüncelere sahip olduğunu söylediğin an...
But I thought you said you weren't having any trouble sleeping and that you didn't need any sedatives.
Ama demiştin ki bana uyku problemin olmadığını ve herhangi bir sakinleştiriciye ihtiyacım yok
that said, there are tribal women in borneo... who won't even consider having sex with a man who doesn't have an ampallang.
Bunun yanında, Borneo'da bazı kabile kadınları Ampallang'ı olmayan bir erkekle sevişmeyi düşünmezler bile.
Not having an organization and knowing that the State Department could not achieve the things that he knew had to be done, he personally said,'We must explore the means of getting authority to carry out a covert action program that would challenge
Bir organizasyona sahip olmayan Devlet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı bazı şeyleri elde edemeyecegini bilerek degil ne yapılması gerektigini biliyordu. o bizzat bizim araştırmamız gerekir dedi. the means of getting araçları alma ve yurutme yetkisinin gizli eylem planında olması muazzam bir komınıst tehtıdı ne maydan bırakacaktı. "
If I said that I never thought about having sex with you, I'd be lying.
Seninle sex yapmayı düsünmüyorum dedigimde Yalan soyluyordum
And my dad was right when he said that he worked really hard to keep me from having to pay for college that he worked really hard to keep me from having to pay for college for, like, a decade after I graduate, you know.
- Babam, mezun olduktan sonra 10 yol boyunca üniversite...
said that 16
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25